Öğretim Programının öğrenme ile ilgili kabullenişleri şöyle özetlenebilir :

Öğretme ve öğrenme arasındaki ilişki her zaman doğrusal ve birebir değildir. Bilgi ve

beceriler, öğretim uygulamaları ile öğretmenden öğrenciye olduğu gibi aktarılamaz.

Öğrencilerin, öğrenme süreci öncesinde edinilmiş kişisel bilgi, görüş, inanç, tutum ve

amaçları öğrenmeyi etkiler.

Sınıfta farklı şekilde öğrenmeye ihtiyacı olan öğrenciler vardır. Bu öğrenciler, farklı

öğrenme metotları ile öğrenebilir, bilgilerini arkadaşları ile paylaşarak

içselleştirebilirler.

Öğrenme pasif bir süreç değil, öğrencinin öğrenme sürecine katılımını gerektiren

etkin, sürekli ve gelişimsel bir süreçtir. Bu yüzden, öğretim sürecinin çoğunlukla

“öğrenci merkezli” olması gerektiği genel kabul görmüş bir gerçektir.

Bilgi ve anlayışlar her birey tarafından kişisel ve sosyal olarak yapılandırılır. Ancak

ortak fiziksel deneyimlerde, dil ve sosyal etkileşimler nedeniyle bireylerin

yapılandırdığı anlam kalıplarında ortak yönler vardır ve bu anlam kalıplarının

olabildiğince yakınsatılması, okul ortamında da sağlanabilir.

Fen öğretimi, mevcut kavramlara eklemeler yapılması veya genişletilmesi olmayıp,

bunların köklü bir şekilde yeniden düzenlenmesini gerektirebilir.

İnsanlar, dünyayı anlamlandırmaya çalışırken yapılandırdıkları yeni bilgileri

değerlendirerek özümler, düzenler veya reddedebilirler.

Öğretim Stratejileri

Öğrencilerin bu öğretim programında belirlenmiş olan kazanımları edinmesini

sağlamak için, yapılandırıcı öğrenme yaklaşımına dayanan ve öğrenciyi etkin kılan çeşitli

öğretim stratejileri ağırlıklı olarak verilmiştir.

Öğretim stratejileri, Tablo-1.1’de görüldüğü gibi, bir ucunda öğretmen merkezli

stratejilerin diğer ucunda ise yapılandırıcı öğrenme yaklaşımını esas alan öğrenci merkezli

stratejilerin olduğu bir spektrumda dağılım gösterir. Öğrenci merkezli stratejiler kritik ve

yaratıcı düşünme, analiz etme ve değerlendirme gibi üst düzey düşünme becerilerini ortaya

çıkarmak ve geliştirmek için uygun öğrenme fırsatları sağlar.

Öğrenme-öğretme

sürecinde uygun öğretim stratejileri seçilirken ünite kazanımları, öğrencilerin kişilik

özellikleri (ön bilgi, beceri, gelişim düzeyleri, tutum ve değerler ), öğrenilecek konu,

erişilebilir kaynaklar ve ayrılan süre dikkate alınmalıdır.

Bu konudaki değişmez doğrulardan bir tanesi de sürekli aynı metotların

kullanılmamasıdır. Fen eğitiminde öğrencilerin çeşitli öğrenme deneyimleri edinmesi için

farklı öğrenme ortamlarının sağlanması esastır. Öğrencilerin bilgiyi kendilerinin

yapılandırmaları ve değerlendirmelerini sağlayan bireysel veya grup etkinlikleri etkin şekilde

kullanılmalıdır. Öğretim sürecinde öğretmenin rolü öğrencilere rehberlik ederek öğrenmeyi

kolaylaştırmaktır.

Öğretmen, öğretim stratejileri ile ilgili olarak;

Fen öğrenmeye elverişli ve destekleyici bir ortam oluşturmalı,

Öğrencilerin motivasyon, ilgi, beceri ve öğrenme stilleri gibi bireysel farklılıklarını

göz önünde bulundurmalı,

Öğrencilerin işlenen konu ile ilgili ön bilgi ve anlayışlarını açığa çıkarmak ve

öğrencilerin kendi düşüncelerinin farkında olmalarını sağlamak için sürekli bir arayış

içinde olmalı,

15

Öğrencilerin zayıf ve güçlü yanlarını tespit ederek uygun sınıf içi ve dışı öğrenme

ortam, metot ve etkinliklerini sağlamalı ve uygulamada öncülük etmeli (eğitim

koçluğu),

Öğrencilerin ileri sürülen alternatif düşünceler üzerinde düşünmelerini, tartışmalarını

ve değerlendirmelerini teşvik etmeli,

Tartışmaları ve etkinlikleri, her fırsatta öğrencilerin bilimsel olarak kabul edilen bilgi

ve anlayışları kendilerinin yapılandırmasına imkân verecek şekilde yönlendirmeli,

Öğrencilere yapılandırdıkları yeni kavramları farklı durumlarda kullanma fırsatları

vermeli,

Öğrencilerin bir olguyu açıklamak için hipotez kurma ve alternatif yorumlar

yapabilme yeteneklerini teşvik etmeli,

Fen ve teknoloji konularını çalışmaya ve öğrenmeye duyduğu isteği öğrencilere

hissettirmeli ve onlar için “özenilen model insan” olmalıdır.

Fen ve teknoloji okuryazarlığını geliştirmek için program uygulanırken öğrencilerin

araştırma, sorgulama, problem çözme ve karar verme süreçlerine katılmasını sağlayacak

çeşitli etkinlikler kullanılabilir. Tablo-1.2’de görüldüğü gibi araştırma-sorgulama sürecinde

“neden”, problem çözme sürecinde “nasıl”, karar verme sürecinde ise “ne yapılmalı”

sorularına cevap aranır. Öğretmen, öğrencilerin bilmeleri gereken her şeyi söylemek yerine

soru sormalarını, meraklarını sürdürmelerini sağlamalı ve bu sorulara cevap ararken onlara

rehber olmalıdır.

Öğrencilerin fenle ilgili bilgi ve becerileri en iyi nasıl edinecekleri sorusu oldukça

genel, önemli ve ne yazık ki duruma göre cevabı değişebilir bir sorudur. Bazı basit

genellemeler ve kanunlar, öğrencilerin bizzat keşfederek çıkarım sonucu öğrenebilecekleri

niteliktedir. Örnek olarak, ışığın doğrusal bir yol izlemesi, öğrencilerin basit deneylerle bizzat

ulaşabilecekleri bir çıkarım olabilir. Ancak bu çıkarımı yapan öğrencilerin, “doğrusal” yerine

başka bir ifade kullanmaları veya, bu kelimeyi bilmedikleri için çıkarım yapamamaları da

mümkündür. Öğretmen, böyle bir etkinlik sırasında hem çıkarımın doğru ifadesi için yardımcı

hem de yeri gelmişken bir kelimenin kavranmasında öncü olmak durumundadır. “Yaparak,

yaşayarak, düşünerek öğrenme” ye örnek teşkil eden yukarıdaki basit etkinlikte öğretmen,

daha çok imkân sağlayıcı ve ifadede yardımcı rolündedir.

Kimi fen kazanımları, öğrencinin yaptığı etkinliklerden hareketle genel olan ifadeye

ulaşması için oldukça zor bir zihinsel süreç gerektirebilir. Böyle bir durum, “suda batan bir

cisme suyun uyguladığı kaldırma kuvvetinin bulunması” etkinliğinde söz konusudur.

Öğrenciler, “ cismin suya batan kısmının hacmine eşit hacimli suyun ağırlığına eşit bir

kuvvet” ifadesini çıkarmada zorlanabilirler. Böyle bir etkinlikte, etkinlik öncesi bilgi hazırlığı

ve bu bilginin etkinlik ile doğrulanması kaçınılmaz olabilir. Bu durumda, asıl bilgi

“aktarılmakta”, etkinlik ise bir “doğrulama” görevi üstlenmektedir. Böyle etkinliklerden

genelde kaçınılmış, ancak zaruri hallerde bu tür etkinliklere de yer verilmiştir.Böyle

etkinliklerde bile, “düşünme” olmaksızın etkinlikleri sadece bir tariften yemek yapar gibi

“yapma” yoluyla anlamlı bir öğrenmenin gerçekleşeceği düşünülmemelidir. Öğrenciler,

etkinliğin her aşamasında, neyi sorguladıkları ve yaptıkları işlemin konu ile ilgisi hakkında

öğretmenin yardımına muhtaçtır. Bu tür etkinlikler, öğretmen gerekli müdahaleyi yapmazsa,

çoğu zaman ezbere öğrenmeye yol açar. Daha kötüsü, öğrenci, etkinliğin aşamalarını

ezberleme yoluna gidebilir ki istenen bu değildir.

Öğretim etkinlikleri, verilerin ne anlama geldiğini, teorik kavramlarla nasıl

açıklanabileceğini ve deney sonuçlarının neyi gösterdiğini öğrencilerin kendilerinin bulacağı

şekilde düzenlenmelidir. Öğretmen öğrencilere etkinliklerdeki verileri kaydederken,

açıklarken ve onları hiyerarşik olarak daha üst düzeydeki düşüncelerle ilişkilendirirken

rehberlik etmelidir.

17

Fen öğrenmeye iki zıt ve aşırı uçtan bakılabilir: Birincisi, feni tamamen olgunlaşmış

ve durağan bir bilgi yığını; öğrencileri de henüz feni bilmeyen, bu nedenle mevcut bilgi

birikiminin etkin ve verimli bir şekilde aktarılacağı bir kitle olarak görmektir. Bu durumda

öğretim yöntemleri de olabildiğince öğretmen merkezli ve bilenden bilmeyene bilginin

aktarılması şekline bürünmektedir.

İkinci bakış ise; feni, herkesin doğayı anlamak için kullanacağı, bunun için de her

şeyi yeniden keşfetmeyi gerektiren, bitmemiş bir gayret gibi algılama eğilimi taşır. Bu bakışa

göre fen, bir bilgi birikimi olduğu kadar bunun nasıl elde edildiği ile ilgili tarihsel süreçleri ve

yöntemleri de içine alan ve genişletilmesi gereken bir mirastır. Buna göre öğrenmenin niteliği

de değişerek “öğretmek”ten çok “öğrenme” ağırlık kazanmaktadır. Dolayısı ile öğretmenin ne

yaptığından çok öğrencinin zihinsel ve bedensel olarak ne yaptığı eğitimciler için daha önemli

olmaktadır. Öğrencinin pasif olarak öğrenmesinden çok; tıpkı bir bilim adamı gibi gereksinim

duyulan bilgiyi ortaya çıkarmaya ve değerlendirmeye yönelik etkinliklerde bulunması, aktif

olarak bilgi üretmeye ve edinmeye çabalaması ve bunu uygun şekillerde tartışmaya sunması

anlamlı öğrenme” olarak nitelendirilmektedir.

Fen ve Teknoloji Dersi 6, 7 ve 8. Sınıf Öğretim Programı, yukarıda anılan, fenle ilgili

iki zıt görüşün arasında ve bunlardan ikinciye daha yakın bir duruş ve yaklaşımla

hazırlanmıştır. Birinci görüş, öğrenciyi pasif duruma sokma boyutu ile uzak durulması

gereken bir okuyuş gibi algılanırken ikinci görüş, fenin niteliği ve öğrenciye tanıdığı konum

ile benimsenmiş, ancak “her şeyin yeniden keşfi” anlamına gelen, çok zaman alıcı öğrenmeöğretme

stratejilerinden zaman zaman kaçınılmıştır.

Seçilen öğretim yöntemleri; öğretmenin bir antrenör gibi öğrencileri motive eden,

durumlara tanı koyan, gerektiğinde rehberlik eden, öğrencilerin yararına yeni ve özgün

ortamlar hazırlayabilen, öğrenmekten bıkmayan ve sürekli araştıran özelliklere sahip olmasını

gerektirir. Öğrenci de araştırma ve sorgulama yöntemlerini kullanarak günlük hayatta

karşılaştığı sorunlara kendine göre cevaplar arayan, bilgi üretebilen bir birey konumuna gelir.

Bu süreçlerde öğrenci hem bedenen hem de zihnen etkin olur.

Fen ve Teknoloji dersinde öğrenme ortamı düzenlenirken özellikle laboratuvarlarda

gruplarla çalışmak etkin bir öğretim stratejisidir. Bu öğretim programında, yapılandırıcı

öğrenme yaklaşımının sosyal boyutuna uygun olduğu için işbirlikli öğrenme stratejilerinin

gerektiği ölçüde kullanılması öngörülmektedir. İşbirlikli öğrenmede öğrenciler gruplara

ayrılırken çeşitli yönlerden heterojen grupların oluşturulması ve zaman içerisinde gruplar

18

arasında öğrencilerin yer değiştirilmesi uygun olur. Çünkü bu durumun; başarısı düşük

öğrenciler için rehberlik, kendini geliştirme, diğer öğrenciler içinse; bilgilerini pekiştirme

olanağı sağladığı görülmüştür.

Yapılandırıcı öğrenme yaklaşımıyla uyumlu öğretim stratejilerinden biri de

sorgulayıcı araştırma tekniğidir. Sorgulayıcı araştırma etkinlikleri, fen laboratuvarında yapılan

deneylerden okul dışındaki gezilere kadar değişen çeşitli etkinlikleri içerir. Bütün bu

etkinlikler; öğrencinin fiziksel, biyolojik ve teknolojik dünya hakkındaki sorulara cevap

bulma girişimine aktif katılımı ile gerçekleştirilir

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir