Yaratıcı Düşünmenin Öğretimi
Piaget (aktaran Fisher, 1995) eğitimin temel amacını, eski kuşakların yaptıklarını yalnızca tekrar eden değil, yeni şeyler yaratabilme gücünde olan insanlar yetiştirmek olarak belirtmiştir. Piaget’nin vurguladığı amacın gerçekleşebilmesi için eğitim etkinliklerinin yaratıcı düşünmeyi geliştirecek şekilde planlanması ve uygulanması gereği açıktır. Tüm dersler için önemli olmakla birlikte, yaratıcı düşünmenin sosyal bilgiler için ayrıca bir önemi vardır. Sosyal bilgilerin temel amacı etkin, demokratik yurttaşlar yetiştirmeye katkı sağlamaktır. Etkin, demokratik bir yurttaşın ise, insanlann diğer insanlarla ve çevreleriyle etkileşiminin örüntüsünü anlayıp, bu bağlamda karşılaştığı sorunlara yeni, yaratıcı çözümler bularak, yaşamı ve kültürü geliştirmesi beklenir.
Ravvlinson (1995: 20) yaratıcı düşünmeyi “daha önce aralarında ilişki kurulmamış nesneler ya da düşünceler arasında ilişki kurulması” olarak tanımlamıştır. Yıldırım (1998) da benzer bir şekilde yaratıcılığı, kavramların arasındaki ilişkilerden yeni kavramlar ya da düşünceler üretmek olarak tanımlamıştır. Görüldüğü gibi yaratıcı düşünme daha çok özgün bir düşünce, kavram ya da ürün oluşturmayla ilgili bir süreçtir.
Haris (1998) yaratıcılığı bir yetenek, bir tutum ve bir süreç olarak üç boyutta ele almıştır. Harris’e göre yaratıcılık yeni bir şey üretme ya da hayal etme yeteneğidir. Düşünceleri birleştirerek ya da yeniden uygulayarak yeni düşünceler oluşturma yeteneği. Yaratıcılık ayrıca, değişimi ve yeniliği kabul etme, olasılıklar ve düşüncelerle oynama eğilimi, esneklik, mevcut durum ve düşünceleri jgeliştirmeye eğilimli olma gibi tutumları da kapsamaktadır. Yaratıcı düşünme ayrıca, bir üründen çok, o ürünü oluşturma sürecidir. Fisher (1995) de yaratıcı düşünceden söz ederken, aslında çoğu zaman şu dört öğe üzerinde durduğumu-ım belirtmektedir. (1) yaratılan düşünce ya da ürün, (2) yaratım süreci, (3) yararlan kişi ve (4) yaratıcı ortam. Bu bağlamda yaratıcılığı, yaratıcı bir kişinin, yararcılığa uygun bir ortamda yeni bir ürün ya da düşünce geliştirmesi olarak göre-iiriz.
Yaratıcı düşünmenin geliştirilmesi için neler yapılmalı sorusunun yanıtı-geçmeden önce, yaratıcılığı betimleyen özelliklerin belirtilmesi yararlı dair. Perkins 1991 (aktaran Doğanay 2002) bu nitelikleri şöyle sıralamıştır.
Yaratıcılık yoğun bir istek ve çaba gerektirir. Yaratıcı ürünler genellikle Jgun bir istek ve hazırlığın sonunda ortaya çıkar. Yaratıcılıkta hayal ve esin kaynağı gerekliyse de, istek ve çaba olmaksızın sonuca ulaşmak olanaklı değildir.
Yaratıcılık dışsal güdülenmeden çok içsel güdülenme gerektirir. Dışsal uyarıcı ve ödüllerin başarı üzerindeki etkisi çok az ve geçicidir. Örneğin, daha yaratıcı ürünler genelde yarışmalar sonunda değil, özgür ortamlarda oluşur. İçsel güdülenme, insanın içindeki görünmez enerjiyi bir amaç doğrultusunda daha etkili ve sürekli olarak harekete geçirebilir.
Yaratıcılık düşüncelerin yeniden şekillendirilmesini gerektirir. Yaratıcı ürünler genelde daha önce görülmemiş ilişkilerin görülmesi ve yeniden kurulmasıyla oluşur. Bazen yaratıcı ürünler birbirinin karşıtı olan anti tezlerin birleşiminden doğabilir. Bu yüzden, yaratıcı kişilerin zihinlerinde sınırlayıcı bir kalıplaşma olmamalıdır.
Yaratıcılık bazen yoğun çalışmaların sonunda, zihnin serbest olduğu bir anda oluşabilir. Yoğun bir çalışmanın sonunda, zihnin başka sorunlarla uğraşmadığı ve yalnız kalınan bir ortamda yaratıcı düşüncelerin akışı gerçekleşebilir. Örneğin, Arşimed suyun kaldırma gücüyle ilgili bilimsel yasayı hamamda bulmuştur.
Yaratıcılık zihnin orta noktasından çok uç kısmında çalışmayı gerektirir. Zihnin çözümüne alışık olduğu ve kolaylıkla baş edebileceği sorunlar genellikle yaratıcılığı doğurmaz. Tersine çözümü güç olan ya da olası olmayan sorunlar yaratıcılığın gelişimine katkı sağlarlar.
Fisher (1995) yaratıcılığın dört boyutu olduğunu bildirmektedir. Bunlar akıcılık, esneklik, özgünlük ve ayrıntılamadır. Akıcılık bellekte sakladığımız bilgilerin gereksinim anında hızlı ve akıcı bir şekilde kullanılmasıdır. Örneğin, Avustralya sözcüğünden ne kadar farklı sözcük üretebiliriz? Esneklik bir sorunu çözerken zihindeki kalıpları yıkıp, özgün düşünebilmeyi ifade etmektedir. Belleğimize gönderdiğimiz bilgilerin birleşerek yeni bilgiler oluşturabilmesi zihnin katı değil esnek olmasına bağlıdır.
Özgünlük bir soruna alışılmadık ya da farklı çözümler üretebilmektir. Örneğin, boş bir konserve kutusunu hangi amaçlar için kullanabiliriz? Ayrıntılama ise, basit bir uyarıcıya yeni eklemeler yaparak geliştirme işidir. Örneğin, ders kitaplarını daha kullanışlı hale getirmek için neler ekleyebiliriz?
Yaratıcı sürecin hangi aşamalardan oluştuğu, farklı bilim adamlarınca farklı olarak adlandırılmasına karşın, içerdiği aşamalar genellikle birbirine benzerdir. Burada Fisher’in (1995) belirttiği aşamalar temel alınarak, aşağıda Tablo 8.6. da kısaca açıklanmıştır.
Kaynak: Hayat bilgisi ve sosyal bilgiler öğretimi