TÜRK-YUNAN İLİŞKİLERİ
1- Kıbrıs Sorunu
ENOSİS: Megola İdea hedefi çerçevesinde Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını ifade 18 Ekim 1828 tarihinde İngiltere, Rusya ve Fransa’ya bir nota veren Yunanistan, resmen ilk kez Enosis fikrini ortaya atmış ve Kıbrıs’ın kendisine bağlanmasını istemiştir etmektedir. İngiliz yönetimi altındaki Kıbrıslı Rumların, “Enosis” adı verilen ve Kıbrıs’ı Yunanistan’a katma idealinin ilk önemli ayaklanması 1931’de görülmüştür.
Yunanistan, 1951’de Kıbrıs’ın kendisine verilmesi için İngiltere’ye resmen başvurmuş, bu girişimi olumsuz karşılanınca meseleyi 1954’te BM’ye taşıyarak uluslar arası bir konu hâline getirmiştir.
1955 yılında Yorgo Grivas önderliğinde EOKA adlı terör örgütü kurulmuştur. 1954’te Yunanistan’dan getirdiği silahlar ve terör eğitimi alan savaşçıları ile Kıbrıs’a geri dönen Grivas, İngiliz askerî ve sivil kesime terör saldırıları yapmıştır. Grivas 1958’den sonra Kıbrıslı Türkleri hedef seçmiştir.
EOKA’nın Türkleri hedef alan eylemlerine karşılık vermek amacıyla, Türkler de Fazıl Küçük ve Rauf Denktaş öncülüğünde 1958’de Türk Mukavemet Teşkilâtı (TMT)’nı kurmuşlardır.
1959’da Türkiye ve Yunanistan başbakanları öncülüğünde, Kıbrıs anlaşmazlığını çözümlemek için 11 Şubat 1959’da Kıbrıs’ta bağımsız bir cumhuriyet kurulması kararı alınarak Zürih Antlaşması yapılmıştır. Daha sonra Türkiye, Yunanistan ve İngiltere arasında Londra’da bu sorun tekrar ele alınmış ve 23 Şubat 1959’da imzalanan Londra Antlaşması ile Zürih Antlaşması esas alınarak bağımsız bir Kıbrıs Devleti’nin kurulmasına karar verilmiştir. Bu antlaşmalarla Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Kıbrıs konusunda Görantör Devlet olmuşlardır.
Zürih ve Londra Antlaşmaları doğrultusunda, 16 Ağustos 1960’ta bağımsız Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edilmiş; cumhurbaşkanlığına Rum lider Makarios, yardımcılığına da Türk lider Dr. Fazıl Küçük getirilmiştir.
Türkiye’de İnönü Hükûmeti’nin istifasıyla yaşanan bunalımdan yararlanan Makarios, Türklerin imhasını ve Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanmasını öngören Akritas Planı’nı uygulamaya koymuştur. Bu plan çerçevesinde Rum çeteleri Türk köylerini yakıp yıkmış, pek çok Türk’ü de öldürmüştür. 24 Aralık 1963’te “Kanlı Noel” olarak bilinen ve 24 Türk’ün şehit edildiği olay üzerine Türk savaş uçakları Lefkoşa üzerinde ilk uyarı uçuşunu yapmıştır. Bu uçuşlar sonucunda Pilot Cengiz Topel şehit düşmüştür.
7 Haziran 1964’te Kıbrıs’a çıkarma yapılması kararı alınmışken 5 Haziran 1964’te “Johnson Mektubu” ile vazgeçmiştir.
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Lefkoşa’da iki kesim arasına girerek “Yeşil Hattı” oluşturmuşlardır.
Türkiye, 1967’de Grivas önderliğinde teşkilâtlanan Rum Millî Muhafız Birlikleri’nin saldırı hareketlerine geçmesi üzerine Yunanistan’a bir nota vermiştir.
Rumlarla bir arada yaşamanın mümkün olamayacağını anlayan Kıbrıs Türkleri, 28 Aralık 1967’de “Kıbrıs Geçici Türk Yönetimi”ni kurmuşlar, yönetimin başkanlığına Dr. Fazıl Küçük, başkan yardımcılığına da Rauf Denktaş seçilmiştir.
Enosis’in hemen gerçekleştirilmesini isteyen EOKA üyeleri Yunanistan’dan aldıkları destekle, 15 Temmuz 1974’te Makarios’a karşı bir darbe gerçekleştirmiştir. Nikos Sampson cumhurbaşkanlığına getirilirken “Kıbrıs Elen Cumhuriyeti” ilan edilmiştir.
Türkiye, Garanti Antlaşması’nın verdiği yetkiye dayanarak İngiltere ile beraber Kıbrıs’a müdahale etmeye karar vermiş ve Başbakan Bülent Ecevit 17 Temmuz’da Londra’ya gitmiştir.
“Ayşe Tatile Çıksın” parolasıyla Türklerin güvenliğini sağlamak amacıyla 20 Temmuz 1974 sabahı Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatmıştır.
25 Temmuz 1974’te Türkiye, Yunanistan ve İngiltere Dışişleri Bakanları Cenevre’de toplanmış ve 30 Temmuz 1974’te Cenevre Deklarasyonu’nu yayınlamışlardır. Ancak görüşmelerden bir sonuç alınamamıştır. II. Cenevre Konferansı 8 Ağustos’ta başlamışsa da 14 Ağustos’ta bir sonuç alınamadan dağılmış ve Türkiye 14 Ağustos’ta II. Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlatmıştır.
Kıbrıs Barış Harekâtı Türk dış politikasını olumsuz etkilemiştir. Nitekim ABD Kongresi 1974 Kıbrıs Harekâtı’ndan sonra misilleme olarak 5 Şubat 1975 tarihinden itibaren Türkiye’ye silah ambargosu uygulanması kararı almıştır. Böylece ABD Türkiye’ye silah yardımında bulunmayı kesmiştir.
13 Şubat 1975’te Rauf Denktaş liderliğinde Kıbrıs Türk Federe Devleti kurulmuştur.
BM Genel Kurulu, 13 Mayıs 1983’te Kıbrıs Rumlarını “Kıbrıs Hükûmeti” olarak tanıma kararı almıştır. Bu gelişme karşısında Türk toplumu da 15 Kasım 1983’te “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti”ni kurmuştur. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni kurulduğu gün tanıyan ilk devlet Türkiye’dir.İlk Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’tır.
Kıbrıs Sorunu’nun çözümüne yönelik en önemli gelişme ise, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Kofi Annan’ın hazırladığı plandır. 2004’te referanduma sunulan Annan Planı’na Türkler (% 65) ‘evet’ derken, Rumlar (% 76) ‘hayır’ demişlerdir. Ancak GKRY ‘hayır’ oyu kullanmasına rağmen 1 Mayıs 2004’te AB’ye tam üye olmuş ve bu gelişme ile Kıbrıs, AB ile Türkiye arasında bir sorun hâline gelmiştir.
2- Ege Adalarının Silahlandırılması: Yunanistan özellikle 1963 Kıbrıs Bunalımı’ndan itibaren Ege Denizi’nde Türkiye kıyılarına yakın olan adalarla birlikte 1947’de İtalya’dan aldığı Meis ve Oniki Ada’yı, Lozan Antlaşması’na aykırı olarak gizlice silahlandırmaya başlamıştır. Yunanistan, Limni Adası’nı NATO savunma sistemi kapsamına aldırtmayı amaçlamıştır. Türkiye ise Limni Adası’nın statüsünün değiştirilmesine karşı olduğunu kesin olarak belirtmiştir.
3- Kıta Sahanlığı Sorunu: Türkiye’nin “Çandarlı” adlı araştırma gemisinin, 1974 Mayısı’nda, Ege Denizi’nin milletlerarası sularında ve Türkiye’ye göre de Türkiye’nin kıta sahanlığı içinde petrol araştırmalarına başlaması üzerine, Yunanistan bu suların, kendi kıta sahanlığı içinde bulunduğu iddiası ile ortaya çıkmıştır.
4- Karasularının 12 Mile Çıkarılması Sorunu: Lozan Antlaşması’nda Ege Denizi’nde karasuları genişliği 3 mil olarak belirlenmişti. Bu genişlik 1936’da Yunanistan, 1964’te ise Türkiye tarafından 6 mile çıkarılmıştır. Fakat Yunanistan 1974’te sınırı 12 mile çıkarmak isteyince, bu durum iki ülke arasında gerginliğe neden olmuştur
5- Ege Hava Sahası (FIR Hattı-Uçuş Bilgi Bölgesi) Sorunu: FIR Hattı, 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Türkiye’nin güvenliğini tehdit edince, Türkiye 6 Ağustos’ta yayınladığı NOTAM (Notice to Airmen: Havacılara İhtar Bildirimi) ile yeni bir FIR hattı oluşturmuştur.
6- 1996’da Kardak Kayalıkları yüzünden iki ülke savaşın eşiğine kadar gelmiştir(Bacımız sağolsun ). Kardak Kayalıkları Sorunu, ABD’nin arabuluculuğu ve Yunanistan’ın geri adım atmasıyla çözülebilmiştir.
7- Patrikhane Sorunu
KAYNAK:İBRAHİM BEYTER