Batı kapitalizminin Osmanlı içindeki köprü başları olan azınlıklardan oluşan işbirlikçi burjuvazinin güvenliğini sağlayıcı yine batıdan gelen istek ve öneriler “reform” diye 1839 Gülhane Hattı Hümayun’un da ,1856 Islahat Fermanında 1859 Arazi kanunnamesinde bürokrasice karşılanmaya çalışılmıştır.
1838 antlaşması serbest ticaret şartlarını hazırlamıştı. Tanzimat ise batı kapitalizmi yararına kurulan bu açık Pazar düzeninin gerekli kıldığı idari, mali, vb. reformları getirecektir. Batı kapitalizminin Türkiye de yaslanmak istediği Rum ve Ermenilere imtiyazlı bir durum sağlayacaktır.
1838 Antlaşması gibi Tanzimat reformları da İngiltere tarafından empoze edilmiştir. Kapitalist gelişme yoluna girilebilseydi Türkiye’nin de kendiliğinden el atması gereken reformlardı. Ancak esas bakımından bu reformlar batı kapitalizmine hizmet etmekten ve Türkiye’yi sömürgeleştirmekten başka bir sonuç vermemiştir. Tanzimat batılı görünüşe bakılarak batılılaşma hareketi diye hala övülür. Hareketin baş mimarı Mustafa reşit “büyük “ sıfatıyla anılır. Ancak bu batılılaşma ve sömürge ve yarı sömürge haline getirilen tüm Avrupa dışı ülkelerde görülen cinsten bu batılılaşma bir uydulaşmadır.
Eskiden nüfuzlu paşaların himayesine girerek idarede kariyer yapılırken Reşit paşa yabancı bir devlete dayanarak kariyer yapma çığırını açmıştır. Reşit paşa’nın koruyucusu Türkiye de uzun yıllar kalan ve kendisine “sultanların sultanı” denilen İngiliz büyük elçisi Lord Stratford Canning dir. Tanzimat reformlarının gerçek mimarı lord Stradford’un Türkiye hatıraları adlı kitapta Caning’in yardımıyla kabul edilmiş yasaları uygulamayan paşalar tepetaklak olurlardı.Bir İngiliz generalinin “sultan demek lord Stratford demektir” diye övdüğü büyük elçi gerçekte devlet ricalinin kariyerini elinde tutmuştur.
Caning 1853’te karısına yazdığı bir mektupta Osmanlı hükümeti apansız değişiverdi. Reşit ile sadrazam azledildi.o saat padişaha çıktım. Yeniden vazifeleri başına getirildiler. Buyurmaktadır. Yine aynı kitapta Reşit paşa’nın ( hariciye nazırı ) gözlerinden yaşlar akarak büyükelçilerinin elini öptüğü yazılıdır.
Reşit paşa İngiltere’ye yaslanırken Ali ve Fuat paşalar Fransa’ya Mahmut Nedim paşa Rusya’ya yönelmişti.
Fuat paşa bu sefarethanelere kapılanma politikasının gerekçesini şöyle açıklamaktadır.”bir devlette iki kuvvet olur. Biri yukarıdan birisi aşağıdan gelir. Bizim memlekette yukarıdan gelen kuvvet cümlemizi eziyor. Aşağıdan ise bir kuvvet hasıl etmeye imkan yoktur. Bunun için pabuççu muştası gibi yandan bir kuvvet kullanmaya muhtacız, o kuvvetler de sefaretlerdir.
Bu felsefe pek yabana atılamaz.”aşağıdan bir kuvvet hasıl etmeye imkan yoktur” halk tamamen kendi içine kapanmıştır. Pasiftir. Köylüler Yusuf Akçura’nın deyimiyle protestolarını “askerden kaçarak dağda saklanmakla “ belli etmektedirler. Saray ise keyfi davranışlarıyla güvenli bir kariyere imkan vermemektedir. Halbuki uydu batıcılık padişahın iktidarını kısıtlamakta paşaları padişahın iktidarına ortak yapmaktadır. Paşaların mal ve can güvenliğini sağlamaktadır.yüksek memurların mirasını hazineye devretme usulü kalkmaktadır. Tanzimat reformları bu anlamda paşa çıkarlarına uygundur.
Tanzimat reformlarının denetimi yabancı devletlere bırakılmıştır.(Doğan Avcıoğlu Türkiyenin Düzeni I.S.121bk.)
1856 Paris antlaşması ile reformlar anlaşma metnine alınarak yabancıların içişlerimize müdahalesi daha sağlam bir teminata bağlanacak 1878 Berlin Antlaşması ile müdahale hakkı hiç de diplomatik olmayan en haysiyet kırıcı biçiminde ifade edilecektir.
Reformlar konusunda öyle bir fikir karışıklığı vardı ki Namık Kemal gibi bir vatansever dahi yabancıların müdahale hakkını savunacaktır. Tanzimatla yarı sömürge ekonomiye yönelişle uydu batıcılığın yolu açılırken Türkiye ye iki horoz şekeri sunulmuştur. İmparatorluğun bağımsızlığı ve toprak bütünlüğünün devletlerce garanti edilmesi ve Avrupa amme hukukundan Osmanlının yararlanması tabi ki toprak bütünlüğünün garantisi bir süre sonra işlememiş imparatorluk paylaşılmıştır. (bkz. S.121 )
Avrupa’nın amme hukukundan yararlanmaya gelince bunun anlamı eşitsizlik yaratan her türlü imtiyazın ve siyasi müdahalelerin son bulması olması gerekiyordu. Nitekim Paris konferansında Ali paşa kapitülasyonların kaldırılabileceğini umut etmiştir. Ancak bu talep geçiştirilmiştir.
Tanzimat hareketi hukuk planında dahi batılılaşma değil batının sömürgesi olma hareketidir.( M. Kemal bunu s. 122 de açıklamaktadır.)
Lord Stratford Türkiye anılarında” baş amaçlarından birinin Hristiyan reayayı sultanın en hür, en gözde uyrukları”yapmak olduğunu ileri sürerek Atatürk’ün görüşünü doğrulamaktadır.
Tanzimat reformlarından yararlananlar paşaların yanı sıra batı kapitalizminin yerli komisyonculuğu rolünü yüklenen Rum ve Ermeni aracılar olmuştur.Tanzimatdöneminde Osmanlının yetişmiş insan kadrosu yoktur. devletin klasik kurumları kenarda kalmış yerine yenisi konulamamıştır.
Osmanlıyı Tanzimat’a zorlayan sebep Avrupa da ki gelişmedir. Oysa Osmanlıda Avrupa’nın geliştirdiği tekniği devam ettirecek eleman yoktur. Bu dönemde Osmanlının Avrupa dan eksik yanı ;
a- Batı tipinde adamı ,iktisadi elemanı yoktur.
b- İlim ve teknikte batıya ulaşamamıştır.
c-Maliye, endüstri, sanayi alanında batıdan geridedir.
1835 te Avrupalı tüccarlara (Hayriye Tüccarları ) imtiyaz verir. Yerli tüccarlar ise genelde zımmilerdir.Avrupalı tüccarlar Osmanlıda mamül maddesini satmasına rağmen Osmanlı tüccarları bunu yapamamıştır. Batılı tüccarlar ticaret beratları alırlar. Avrupa seri üretime, buhar ve makine gücüne sahipken Osmanlı klasik el üretimiyle uğraşıyordu. Üretici de para ve kredi bulamaz. Oysa aynı dönemde Avrupa da bankalar gelişmiştir. Bu rahatlık Avrupa da milli birliklerin oluşmasınıda etkilemiştir.
Böyle bir ortamda Tanzimat kurtarıcı olarak görülmüştür. Fakat durum Osmanlının hayalindeki gibi olmamış Avrupa bu fermanı kendi lehine kullanmıştır. Balkanlarda fermana sığınarak olay çıkarmıştır. 1841-1842 de parada düzeltmeye gidilmiş metal paradan kağıt paraya (kayme) geçildi. Altın ve gümüş paranın yerini kağıt para aldı. Fakat altyapı olmadığından istenilen sonuca ulaşılamamıştır. Eski sistemde madeni paranın ağırlığı kadar eşya alınırdı. Kağıt para rejiminde de para pul şeklinde kesilip alışverişte kullanılıyordu. Kağıt para tam olarak teşmil edilememiştir. Zira gerekli banka sistemi de yoktu. Devlet 3 veya 6 ayda bir para sistemini değiştirmek zorunda kalır bu ekonomiyi alt üst eder basılan para taklit edilince kaldırılır. 1835 ten sonra fiyatlar çok artar. Narh sistemi işlemez. Her şey istenilen fiyata satılmıştır. Üretim ve tüketim , mukaatalar buyahaneler, dokuma atölyeleri kapanmıştır. Yerli esnaf iş yapamaz. Ürünü satamaz. Tanzimat’la ortaya çıkan iktisadi sistemde yeterince desteklenmeyince başarıya ulaşmamıştır. Tanzimat Osmanlı klasik sistemini bozar.eyalet , sancak, kaza , nahiye sistemi işlemez.eyaletlere beylerbeyi gönderilmez.mutasarrıflar gönderilir. Mutasarrıfların yerine de mütesellimler atanır. Naipler kadıların yerine göreve gider. Naiplerde gitmez yerine mahkeme başkatibi atanır.
Tanzimat’la hedeflenen eğitim politikası da ekonomik kaynaklar yokluğu nedeniyle amacına ulaşamaz. ekonomik kaynaklar vakıflara bırakılır. Bir müderrisin yevmiyesi 30 akçe iken 1850 ler de aynı vakfiye değişmemiş 30 akçe kalmıştır. Oysa bu sırada akçe piyasadan çıkmış guruş gelmiştir. Enflasyondan dolayı devlet ücretleri yükseltememiştir. Bütçe açığı nedeniyle desteklemede yapılamaz.
Tanzimat din ve vicdan özgürlüğünü de gündeme getirmiştir. Avrupa bu ve benzer görüşleri kullanarak etnik ,dini durumla ilgilenmiştir. Osmanlıda buna engel olamamıştır.
Rusya Balkanlarda Panislavist hareketle etnik, mezhep, dini unsuru kullanarak hedefine ulaşmaya çalışır. 1850 deki Bulgar alfabesi ile onları Osmanlıdan kurtarmaya çalışır. Bulgar ortadoks kilisesi kurularak Bulgarlar İstanbul’dan koparılır. Ruslar Kafkaslara inmeye çalışır. Kırım harbi Rusların tarihi emellerini gerçekleştirme fikrinin bir sonucudur.
II. Mahmut döneminde mısır sorunu nedeniyle Mehmet Ali paşa ile Nizip savaşı yapılmış Osmanlı yenilmişti.
3 EKİM 1839 da II. Mahmut’un yerine geçen Abdülmecit döneminde Hünkar iskelesi antlaşmasına göre Rusya’nın Osmanlıya yardımı söz konusu olmuştu.oysa Abdülmecit Rusya’nın Akdeniz’e inmesini Osmanlı açısından zararlı görüyordu. Bu nedenle mısır sorununu Rusya’nın yardımı olmaksızın çözüme kavuşturabilmek için Avrupa’nın desteğine ihtiyacı vardı. Bu durumdan devleti Londra elçiliğinden hariciye nazırlığına getirilen Mustafa Reşit paşa kurtardı. M. Reşit paşa Osmanlının bir Avrupa devleti olabilmesi için Avrupa’nın hukuk, yönetim, ve toplumsal alanlarda meydana gelen yenilikleri uygulamanın gerekliliğini vurguladı. Padişahın onayı alınarak
MUSTAFA REŞİT PAŞA tarafından hazırlanan “GÜLHANE HATTI ŞERİFİ” veya “GÜLHANE HATTI HÜMAYUNU” diye anılan TANZİMAT FERMANI Gülhane meydanında padişah, yabancı devlet büyükleri önünde okundu.I.Meşrutiyete kadar devam eden bu dönem Tanzimat dönemi olarak adlandırılır