Sayın velim; bu yazı başka bir yazı. Bu yazı nasıl gayret edilmez ve çalışılmaza dair bir yazı. Uzun süren bayram tatilimiz sona erdi. Dinlenmek ve güzel vakit geçirmek elbette ki hepimizin hakkı. Hele hele çocuklarımız bunu en fazla hak edenlerden. Çocuklarımız çocukluklarını yaşamalı, eğlenmeli, arzularını yaşamalıdır. Çünkü onlar en değerli varlığımız.
Peki sizler, ebeveyn olarak çocuklarınızla ne denli ilgilisiniz. Düşünmenizi ve ilgili olmanın kriterlerini bir kez daha bilince çıkarmanızı istiyorum. Çocuğunuzun öğretmeni olarak üzerime ne kadar ne düşüyorsa gereğini yapıyorum. Belki benim de eksiklerim oluyordur belki ben de hata yapıyorumdur. Ama inanın değim yerindeyse öğrenmenin gerçekleşmesi uğruna sınıfta kırk takla atıyorum desem yeridir.
Sınıfta yeri geldiğinde psikolog veya sosyolog oluyorum. Kimi zaman anne ya da baba. Sağlık memuru veya hemşire. İyi bir pedagog ya da uzman bir eğitimci. Ne olduğum konusunda bir rahatsızlığım yok. Çünkü çocuklar benim en güzel çiçeklerim ve en güzel mutluluk kaynaklarım. O nedenle sınıf içerisinde bizler bir aile gibiyiz. O nedenle sınıfımızın fiziki düzeni bir evden farksız dizayn edilmiş durumda. Onlar sınıfa girince evlerine gelmiş gibi gözleri ışıl ışıl olsun istiyorum.