Osmanlı'da Ahi Teşkilatı, Fütüvvetname ve Lonca Teşkilatı

Geçmişte Meslek Edindiren Kurumlar

Ahilik

Ahilik, Anadolu’da 13. yüzyılda kurulmuş esnaf ve zanaatkârların birliğine denir. Ahi teşkilatının kurucusu olan Ahi Evran‘ın asıl adı Şeyh Mahmut Nasiruddin’dir. Azerbaycan’ın Hoy şehrinde dünyaya gelmiştir. Anadolu’daki bütün esnaf ve zanaatkârların piri sayılan Ahi Evran, dericilik sanatıyla uğraşmıştır. Ahi Evran, ahlak, sanat ve konukseverliğin uyumlu bir birleşimi olan ahiliği kurarak saygın bir konuma ulaştırmıştır. Bu teşkilat, asırlarca esnaf ve zanaatkârlara rehberlik ederek çalışma ilkelerini belirlemiş, devlet adamları bu teşkilata girmeyi onur saymışlardır. Osmanlı’da Ahi Teşkilatı, Fütüvvetname ve Lonca Teşkilatı

Osmanlı’da Ahi Teşkilatı, Fütüvvetname ve Lonca Teşkilatı

Ahi Teşkilatının Görevleri

1-Üye sayısını, malların kalitesini ve fiyatları belirlemek
2-Arz-talep dengesine dikkat etmek
3-Müşterinin haklarını korumak
4-Üretimi ihtiyaca göre belirlemek
5-Zanaatkârlara sanat ahlakını yerleştirmek
6-Esnaf ile devletin ilişkilerini düzenlemek
7-Üyelerin zararlarını karşılamak ve kredi vermek
8-Çalışamayacak durumdaki üyelerini korumak
9-Esnaflar arasındaki haksız rekabeti önlemek
10-Esnafların ürettiği malların hiçbirinde halkın kıtlık yaşamamasını sağlamak.
11-Ülkeye yapılacak saldırılarda devletin ülkeyi savunmak ve yerleşim bölgelerinde Türk-İslam kültürünü yaymak.

1-Yamaklık Dönemi: 10 yaşından küçük olmayan çocuklar alınırdı. 2 yıl bedava ve düzenli şekilde çalışırlardı.
2-Çıraklık Dönemi: Artık emeğin karşılığında ücret alabilirlerdi. Ona büyüklere karşı saygılı olması, yalan söylememesi gibi öğütler verilirdi. Üç yıl boyunca çıraklık yapılırdı.
3-Kalfalık Dönemi: Bu dönemde tören yapılır. Törene katılan kalfa o gün esnafa özgü kıyafetler giyer ve peştamal kuşanırdı. Üç yıl boyunca kalfalık yapılırdı.
4-Ustalık Dönemi: Kalfalık döneminde herhangi bir olumsuzluk durumu olmadığında ustalığa yükseltilirdi. Müşterilere ve diğer kalfalara iyi davranması, ayrı bir dükkan yönetebilecek kanısı uyandırmış olması, yetiştirici niteliği kazanmış olması gerekmektedir.

Ahi teşkilatında kurallara uymayan esnafa, kusurun büyüklüğüne göre eğitici ve uzlaştırıcı cezalar verilirdi. Örneğin, çay, kahve ya da yemek ısmarlamak gibi… Osmanlı’da Ahi Teşkilatı, Fütüvvetname ve Lonca Teşkilatı

Fütüvvetname

Ahi yönetmeliği olan Fütüvetnamelere göre; Ahi, helalinden kazanmalıdır. Yoksul ve düşkünlere yardım etmeli, cömert olmalıdır. Hepsinin bir zanaatı olmalıdır. Fütüvvet kişinin yardım etmesi, haksızlığı önlemesi, kişini ayıbını görmemesi, kötü söz söylememesi, cana, mala ve onura el ve dil uzatmaması demektir.

Osmanlı’da Ahi Teşkilatı, Fütüvvetname ve Lonca Teşkilatı

Lonca Teşkilatı

Ahi teşkilatının Osmanlı Devleti Esnaf ve Sanatkârları üzerindeki etkileri 15. yüzyıldan itibaren zayıflamıştır.
Ahiliğin zayıflamasından sonra devletin denetim ve gözetimine açık Lonca Teşkilatları doğmaya başlamıştır. Üst düzey idarecilerinin Hükümdarın “Berat-ı Şerif’i” ile atandığı lonca teşkilatı, gittikçe güçlenerek esnaf ve zanaatkârlara hakim olmuştur. Loncalar sayesinde esnaf, idarede söz sahibi olmuştur.
Loncaların başlıca fonksiyonları şunlardır;
1-Ürünün kalitesini ve fiyatlarını belirlemek
2-Üyelerin birbirleriyle ve müşteriyle olan anlaşmazlıklarını çözmek
3-idarenin taşra temsilcilerine yardımcı olmak
4-Hükümet emirlerini halka, halkın isteklerini idarecilere aktarmak

Narh Uygulaması: Osmanlı da “Narh” uygulaması tüketicinin korunmasında en önemli unsurlardan biriydi. Bununla kalite ve fiyat kurallarına uymayanlar ile tüketiciyi aldatanlara üretimden el çektiriliyor ve üretim yapmaları yasaklanıyordu. Osmanlı’da Ahi Teşkilatı, Fütüvvetname ve Lonca Teşkilatı

Kamber Ekinci

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir