OSMANLI DEVLETİ’NİN ALMANYA’NIN YANINDA SAVAŞA GİRMESİNİN SEBEPLERİ
1-Almanya’nın savaştan galip çıkacağı düşüncesi
2-Türk-Alman dostluğu
3-Müslüman sömürgesi olmayan bir devlete daha fazla yakınlık duyulması.
4-Almanların silah teknolojisinin çok yüksek olması.
5-İngiltere, Fransa ve Rusya’nın Balkan topraklarının statükosunun aynen korunacağına dair verdikleri sözü tutmamaları.
6-İngiltere, Fransa ve Rusya’nın boğazlar üzerindeki tarihi emelleri Osmanlı devletini Alman ittifakına sevk etmekteydi.
Osmanlı devleti 2 Ağustos 1914 de Almanya ile gizli bir ittifak antlaşması yaptı. Prof. Arnold Toynbee Osmanlı imparatorluğunun Almanya yanında harbe girişiminde Rusya’nın izlediği politikanın etkisi olduğu kadar, asıl İngiltere’nin politikasının olduğunu söyler.
a) 1907 yılında sona eren Rus saldırılarına karşı İslam dünyasının şampiyonluğunu yapmış İngiltere Avrupa politikasının yeni icapları yüzünden Asya politikasını bırakmış Rusya ile bir anlaşma yaparak Müslüman ulusları daha çok Rus insafına terk etmiştir.
b)1908 ihtilaline karşı soğuk davranmış, İngiliz kamuoyu Balkan savaşları sırasında Türk davasına düşmanlık göstermiştir.
c)Son olarak İngiliz tersanelerine ısmarlana iki savaş gemisine el koymuşlardır.
Fahir Armaoğlu’ na göre ise maliye nazırı Cavit Bey’in 1911 de İngiliz bahriye nazırı W. Churchill (Çörçil)’e yaptığı ittifak teklifinin reddi Temmuz 1914 de Bahriye Nazırı Cemal Paşa’nın Fransa ile İttifakın gerçekleşmeyeceği konusundaki red cevabı Osmanlı Devleti’nin kendisini yalnızlıktan kurtarmak için Almanya’nın kucağına atmıştır.
Ancak Almanya ve Avusturya ile Osmanlı devletinin birleşmesini yalnızlıktan kurtulma düşüncesine bağlamak yanlış olur. Böyle bir politik tutumda Osmanlı devlet adamlarının rolü olduğu gibi Almanya’nın Avrupa da hakimiyet tesisinin önemli payı vardır. M. Philip Price (Filps Prays) ‘ a göre Talat ve Cavit Bey gibi hükümet üyeleri içinde de imparatorluğun savaş dışında kalmasını ve reformlara devam edilmesini isteyenler de vardı.
Savaş çıktığında Osmanlının tavrının ne olacağı büyük devletlerce merak konusuydu. Osmanlı devletinin coğrafi yerinin önemi ve Rusya’ya giden deniz yollarına egemen olması bakımından büyük devletlerin bakışını üzerine çekmekteydi.
Osmanlı devlet adamları da II. Meşrutiyet’in ilanından sonra imparatorluğun uğradığı yitik ve geçirdiği sarsıntılar devletin hiçbir bağlaşma grubuna girmemiş bulunmasına yoruyorlardı. Daha savaş başlamadan önce Bab-ı Ali büyük devletlerle özellikle Bulgaristan ve Yunanistan gibi Balkan devletleri ile anlaşmaya çalışmış gene de olumlu sonuç elde edememişti.
Büyük devletler Osmanlı ordu donanımının kötü olduğunu biliyor ve bundan dolayı bu devletle yapılabilecek bir bağlaşmanın yarardan çok zarar getireceğini sanıyorlardı. Ancak coğrafi yerinin öneminden ötürüde bu devletin yansız kalarak diğer tarafa geçmemesini sağlamaya çalışıyorlardı.
Yalnız Almanya donatılır ve bir komuta kurulu yetiştirilirse Osmanlı ordularının çok yararlı olacaklarını görmüş ve bu devletin dostluğunu kazanmak için gizliden gizliye çalışmaya başlamıştı. Parvus ve Alman militarizminin yandaşları müthiş etkili bir şekilde hareket etmişlerdir. Osmanlının harbe girmesi yönündeki propagandaları harikalar yaratmıştır.
Osmanlı Fransa’dan aradığı desteği bulamamıştı. Avusturya Sırbistan’a karşı savaşa hazırlanırken Osmanlı hükümetine üçlü Bağlaşmaya katılmasını önermişti. Bunun üzerine Almanya ve Avusturya’ya başvurarak anlaşmaya girmek istediğini bildirmişti. 22 Temmuz da görüşmelere başlayabilmek için Sultan Reşat ‘tan 25 Temmuz günlü izin yazısında amacın “Rusya’nın olası bir saldırısına karşı Almanya ile bir savunma ve işbirliği anlaşması yapmak olduğu belirtilmişti.” Bu ise Almanya ile ittifaka yönelmenin son etkisinin Rus tehdidi olduğunu göstermektedir.
İstanbul da ki Alman elçisi Baron Von Wangenheim ile Sadrazam Sait Halim Paşa arasında 2 Ağustos 1914 de gizli bir ittifak antlaşması imzalandı. Buna göre:
1-İki taraf Avusturya-Macaristan ile Sırbistan arasındaki savaşta tarafsız kalacak
2-Ancak Rusya Avusturya-Macaristan aleyhine savaşa girer ve bu yüzden Almanya’da savaşa girmek zorunda kalacak olursa Osmanlı imparatorluğu savaşa katılacak Osmanlı ordusunun genel yönetiminde Alman askeri heyetine eylemsel bir nüfuz ve yetki sağlamaya ve Rusya ile savaş çıkarsa askeri yükümlülüklerini yerine getirmeye söz veriyordu.
3-Savaş başladıktan sonra Türkiye de ki eğitim amaçlı Alman askeri heyeti yerinde kalacak. Ayrıca Osmanlı kuvvetlerinin yönetilmesinde doğrudan doğruya görev alacak
4-Almanya Osmanlıyı bir savaş çıktığında Rusya’ya karşı savunmayı ve askeri kurulunu Osmanlı imparatorluğunun emrine bırakmayı yükümleniyordu. Osmanlı toprakları saldırıya uğrarsa Almanya Osmanlı topraklarını silahla koruyacaktı.
5-Bu bağlaşma 31 Aralık 1918 e kadar geçerli olacak. Bu süre zarfında taraflardan biri vazgeçmezse yeniden 5 yıl için geçerli olacak.
Adı “savunma için işbirliği “de olsa Almanya savaşa girdiği için 2. madde uyarınca Osmanlı devletinin de savaşa katılması gerekiyordu.
Talat Paşa anılarında şöyle diyor :”Bizim düşüncemiz genel bir savaşın çıkmayacağı ve bizimde bir kere bu ittifaka girmekle her türlü tehlikelerden artık devletimizi korumuş olacağımız merkezinde idi.”
Bu tür değerlendirmeler Osmanlı yöneticilerinin bloklardan birine yaslanıp güvenceye kavuşmak isteklerini dile getirirken dayanılan bloğun nereye kaydığını göremediklerini kanıtlar.
Daha savaş başlamadan önce Anlaşma devletleri Osmanlının yansızlığını sağlamak için büyük çabalar göstermişlerdi. Bu devletler özellikle Osmanlıya yansızlık karşılığı bağımsızlığının ve dokunulmazlığının garanti edilmesini ve kapitülasyonların kaldırılmasını, Osmanlıya yiyecek ve para verilmesini ve her türlü yardım yapılmasını önermişlerdi. Ancak Osmanlının Goeben ve Breslau zırhlılarının Alman subay ve erlerini ve askeri kurul üyelerini geri göndermesini istemişlerdi.
Anlaşma devletlerinin bu önerileri 17 Ağustosta kabineye bildirilmiş ve bu devlet elçileri ile görüşmeler başlamıştı.Bab-ı Ali sınır dokunulmazlığının her üç devletçe garanti altına alınmasını ve gerek ekonomik ve gerekse adli kapitülasyonların kaldırılmasını önermişti. Bu yolda görüşmeler sürerken Bab-ı Ali bir oldu bitti yapmış ve tek yanlı olarak 9 Eylül 1914 de kapitülasyonları ılga ettiğini bildirmişti. Önceleri kapitülasyonların ılgasını Almanya ve Avusturya da protesto ettilerse de sonra bu devletler haklarından vazgeçtiler. Rusya ise kapitülasyonların ılgası ile büyük bir şey yitirmeyeceğinden bu yoldaki protestoyu çok ileri götürmemek ve Osmanlının yansızlığını elde etmekten yana idi. Ancak Karadeniz olayları ile Osmanlı savaşa katıldı.
bir asya kaya senin dediğin osmanlı neden savaşa girdi
şimdi konumuza dönelim
bu cevap idari eder ama dersime az uyuyor
Enver paşanın tam bir alman hayranlığının olması ve Almanya’nın 1. dünya savaşında Osmanlı’ya güven vererek kışkırtmasıdır.
ittihak terakkicilerin(enver paşa) alman hayranlığı..
1.dünya savaşı insanlıgın görmedi kadar kanlı bir savaştır
bir baska neden ise:Osmanlı Devleti eski topraklarını geri alma düşünmesi
girmelidi çünkü türkiyede fazla silah yoktu olsaydı beraber girmezlerdi almanyanın üstün silah teknolojisi bizim girmemizin bir nedeniydi
one biçim araba dediğim bizim hammer dır