NEDEN HALK KÜLTÜRÜ DERSİ?
Halk kültürü; üretilen, yaşatılan, sözlü veya yazılı olarak gelecek kuşaklara
aktarılan, örgün olmayan ve geleneksel alanlarda yoğunlaşan ortak değer,
davranışlarla yaşayış kalıplarının bütünüdür.
Yeryüzündeki kültür sınırları siyasi sınırlara bağlı kalmaksızın yüzlerce
yıldan beri gelişip genişlemekte ve özellikle 1950’li yıllardan sonra önceki yıllara
oranla kültürler daha yoğun bir biçimde birbirlerini etkilemektedir. Özellikle bilgi ve
kitlesel iletişimde son yıllarda yaşanan baş döndürücü gelişme bu süreci daha da
hızlandırmıştır. İçinde bulunduğumuz küreselleşme sürecinde -ulusal ve yerel
kültürlerin hızla değişmesi, dünyanın tek bir mekân olarak algılanması bilincinin
oluşmasıyla- genç kuşakların halk kültürü konularında bilgilendirilmeleri, ulusal
kültürün gelecek nesillere aktarımı açısından zorunlu hâle gelmiştir. Halk
kültürünün gelecek nesillere aktarılmasının, kaçınılmaz bir süreç olan küreselleşme
karşısında ulusal kimliklerin korunmasına katkı sağlayacağı kuşkusuzdur.
Halk kültürünün toplumsal rolünün araştırılmasında halk biliminin üstlendiği
bu önemli görevin gerçekleşmesinin yolu eğitim ve öğretimden geçmektedir. Genç
kuşakların geçmişini ve bugününü doğru öğrenip geleceğe yönelmelerini ve daha
mutlu, daha sağlıklı bir hayat için ait oldukları kültürü, bu kültürün oluştuğu
çevreyi tanımalarını sağlamak Türk millî eğitiminin temel amaçlarındandır.
Halk kültürü, örgün olmayan kültür aktarım alanlarında (sinema, televizyon
vb.) çeşitli nedenlerle kullanılmadığı ve eğitim kurumlarında yer almadığı için yakın
gelecekte kentli çocuklar, etkin kitle iletişim araçları tarafından üretilen popüler
kültürün ve kitle kültürünün yoğun etkisi altında kendi kültür ifadelerine, davranış
kalıplarına, yaşam biçimlerine uzak kalacaklar ve bunların yeniden üretimine
katkıları olamayacaktır.
Bu öğretim programı ile kısa vadede öğrencilerin; halkın değer yargıları,
hayatı, dünyayı algılayış biçimi, belli olaylar karşısındaki tavır, tutum ve tepkileri
konularında bilgi sahibi olmaları; uzun vadede ise dünya genelinde gözlenen
ekonomik, politik ve kültürel gelişmelerin yeni bir küresel uygarlığın oluşumunu
sağladığı gerçeğinden hareketle bu durum karşısında kendi kültürlerini tanımaları,
tanıtmaları ve korumaları amaçlanmaktadır.
İnsanlık, yazıyla güçlü uygarlıklar kurmadan ve yazıya dayalı örgün eğitim
kurumlarını günümüzdeki kadar tabana yaymadan önce, bir kültüre mensup
olmanın temel değer, davranış ve yaşayış biçimlerini sözlü kültür ortamlarında ve
örgün olmayan öğrenme modelleriyle gelecek kuşaklara aktarıyordu. Bugün ana dili
öğrenimi de dâhil olmak üzere bütün bilgi ve kültür aktarımı, kentsel alanda örgün
eğitim kurumlarında veya kentin örgün olmayan öğrenme alanlarında (basın, yayın,
televizyon, sinema, tiyatro vb.) biçimlenmektedir. Günümüzde Türkçe sözlü kültür
aktarımı biçiminde, doğumdan kısa bir süre sonra göreve dönmek durumunda olan
anneler tarafından öğretilememekte; ana dili çağdaş kentte hızla “kreş dili” veya
“okul öncesi eğitim dili” biçimine dönüşmektedir. Bu simgesel örnekte de görüleceği
8
gibi çocuğun kendi kültürü ile buluşması, onu anlaması, kavraması ve tüketmesi, bu
kültürün örgün eğitim süreçlerinin bir parçası olmasına bağlıdır.
Halk kültürü, çağdaş bilim yaklaşımı içinde bir kültüre ait olmanın sözel ve
geleneksel bütün yönlerini içerdiği gibi aynı zamanda bir toplumun kentsel
alanlarda kazandığı yeni sözel ve geleneksel değerleri, davranışları ve yaşayışları da
kapsamaktadır.
Yüzyıllar boyunca kuşaktan kuşağa geleneksel yollarla sözlü kültür
ortamında aktarılan kültürel ürünlerin ana dili öğretiminde olduğu gibi aktarılma
yolları, kentleşmeye dayalı olgular nedeniyle gün geçtikçe tıkanmaktadır. Bu
nedenledir ki “kültür eğitimi” günümüz insanı için kaçınılmaz hâle gelmiştir.
Dünyanın kentsel alanlarda “halk kültürü eğitimi”ni ihmal etmesi, insanlığın
kültürel zenginliğinin ve çeşitliliğinin ortadan kalkması olasılığını doğurmuştur.
Özellikle kültür endüstrisine egemen olan sınırlı sayıdaki çok uluslu şirketin
dayattığı tek tip kültürün etkinleşmesi, Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür
Örgütü UNESCO’yu harekete geçirmiş ve 2003 yılında, Türkiye’nin de aktif destek
verdiği ve iç hukukunun bir parçası hâline getirdiği “Somut Olmayan Kültürel
Mirasın Korunması Sözleşmesi”ni ortaya çıkarmıştır. Bu sözleşme; halk edebiyatı,
halk müziği, halk tiyatrosu, halk gelenek ve inançları, halk el sanatları gibi kültür
alanlarının yok olmasının insanlık için büyük bir kayıp olacağını belirtmekte ve bu
yönde önlemler geliştirmektedir. Geliştirilmesi tasarlanan en önemli önlem, bu
mirasın korunması, yaşatılması ve kuşaktan kuşağa aktarılmasını sağlamaktır.
Burada bütün sorumluluk eğitim kurumlarına düşmektedir. Sözleşme, ilk olarak her
düzeydeki eğitim kurumunda “somut olmayan kültürel miras”ın ders olarak
okutulmasını istemekte, ardından kitle iletişim araçları ile bu mirasın
yaygınlaşması ve yaşatılması yönünde çaba harcanmasını önermektedir. Gerek
kendi kültürünü gelecek kuşaklarla örgün eğitim alanlarında buluşturma çabası
gerekse kültürel sorunları uluslararası alanda büyük bir ciddiyet ve sorumlulukla
paylaşan UNESCO gibi saygın bir kültür kurumunun öngörüleri, bu dersin eğitim
kurumlarında okutulması gereğini açıkça ortaya koymaktadır.
Halk biliminin durağan nitelikteki anlayıştan canlı ve üretken bir anlayışa
geçebilmesinde bu disiplinin temel amaçları ve yaklaşımlarıyla hazırlanan halk
kültürü dersi, Türk millî eğitiminin amaçları doğrultusunda nitelikli insan
yetiştirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır. Öğretim programının, toplumsal ve
siyasal yapıdan ekonomik örgütlenmeye, sözlü gelenek, değerler sistemi ve
inançlardan yiyecek, giyecek, mimari, sanat, müzik, oyun, eğlence ve kültür
ürünlerine kadar kültürel yaşamın bütününü konu edinen bir temel yaklaşımı
içermesi amaçlanmıştır.
Kültürün sürekliliğini olduğu kadar değişkenliğini de fark ettirmek ve bu
değişkenliğe neden olan etmenleri çözümlemek dersin temel amaçlarındandır. Bu
nedenle halk kültürü dersi geleneksel olan kadar, modern ve güncel olan pek çok
kültürel öge üzerine de ilgisini yöneltmiştir.
Halk Kültürü Dersi Öğretim Programı’nda verilen öğrenme alanları ve
ünitelerle öğrencilere insan, kültür ve toplum üzerine değerlendirme yaparken daha
geniş, karşılaştırmalı bir perspektif ve çok yönlü bakış açısı kazandırılması
hedeflenmiştir.
9
Halk kültürü ürünlerinden çağdaş yaratmalar aşamasına varabilmek için
temel çizgileriyle halkın sezgisine, beğenisine, becerisine ve yaratma gücüne
dayandırılan bu Program, öğrenciye kültürel değerlerin yozlaşıp yok olmasını
önleme, onları koruyup arıtarak yerelliklerine ve ulusallıklarına çağdaş boyutlar
katma bilincini kazandıracaktır. Halk kültüründen beslenecek çağdaş yaratmalar
hem ülkemize ve insanımıza saygınlık kazandıracak hem de insanlığın ortak
kültürüne katkıda bulunacaktır. Bunun gerçekleşmesinde halk kültürü dersinin de
önemli katkıları olacaktır.
Halk kültürü dersi, halk arasında tarihî dönemlerde, çeşitli sebeplerle ortaya
çıkmış davranış ve geleneklerin tamamını olumlamak ve bunların tamamının
gelecek kuşaklar tarafından uygulanmasını sağlamak gibi bir amaç taşımamaktadır.
Öğrencilerin, kültürüne karşı irdeleyici ve çeşitli kültür gruplarının davranışlarını
çözümleyici bir bakış açısı kazanmaları dersin temel amaçlarından biridir. Öte
yandan örgün eğitim içinde yerini bulmayan; ancak bir toplum için sosyal ve
kültürel anlamda kullanımı son derece gerekli olan sosyal normların(kuralların)
öğrencilere aktarılması gerekmektedir. Bu aktarımlar, kültürel kimliğin veya bir
kültüre mensup olmanın asgari ölçütleri olacaktır. Bunlar ortak kültür kodlarını
oluşturacaktır.
Dünya gün geçtikçe yemek kültüründen giyim kültürüne, yapım
tekniklerinden sanat anlayışlarına kadar tek tip bir kültüre doğru gitmektedir. 19.
yüzyılda milletleri ve kültürleri birbirinden ayırmak için kullanılan giyim, mimari,
sanat gibi birçok özgünlük giderek yok olmaktadır. İnsanlığı kültürel fakirliğe
götüren bu yok oluş, yerel kültürlerin önem kazanmasını sağlamaktadır. Oysa Türk
halk kültürü hâlâ özgünlüğünü, zenginliğini ve çeşitliliğini korumaktadır. Bu
niteliklerini sürdürebilmesi genç kuşaklara aktarılabilmesine bağlıdır. Halk kültürü
dersi de Türk halk kültürünün genç kuşaklara aktarılmasına büyük katkı
sağlayacaktır.

11 thoughts on “Neden halk kültürü dersi konuldu?”
  1. Tamam burada yazanlar iyi hoş ama biz derste boş boş oturuyoruz hiçbir şey yapmıyoruz öğretilmesi gereken şeyler bunlar ise öğretilsin o zaman, bizim halk kültürü dersimize türkçe öğretmeni giriyor bize ödev olarak bilmece veriyor cevaplıyoruz bilmeceler hakkında adlı yazı vardı 4 ders saatinde hepsini bitirebildik ancak o yazı da birşeye yaramadı zaten o da ayrı mesele kısaca bu ders hiç bir şeye yaramıyor tabi bizim okulda mı sadece onu bilemem.

  2. Çok güzel ama benim ödev halk kültürü nün alanlarıydı.

  3. yürüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüüü gittttttttttttttttttttt

  4. Alamca bilen veya inglizice bilen 7.sınıf
    ARklar halk kültürü dersi olmazsa biz kültürümüzü nasol tanıyalbiliriz kültür açısından büyük bir kazancı var bu dersin yanii
    anlayan ben katiliom desin

  5. Halk kültürü ürünlerinden çağdaş yaratmalar aşamasına varabilmek için
    temel çizgileriyle halkın sezgisine, beğenisine, becerisine ve yaratma gücüne
    dayandırılan bu Program, öğrenciye kültürel değerlerin yozlaşıp yok olmasını
    önleme, onları koruyup arıtarak yerelliklerine ve ulusallıklarına çağdaş boyutlar
    katma bilincini kazandıracaktır. Halk kültüründen beslenecek çağdaş yaratmalar
    hem ülkemize ve insanımıza saygınlık kazandıracak hem de insanlığın ortak
    kültürüne katkıda bulunacaktır. Bunun gerçekleşmesinde halk kültürü dersinin de
    önemli katkıları olacaktır.
    DogRuXXXXXXD B)

  6. arkilesler hlk kltr deersi olmamalı.Nedeni? sizce veya bence;
    halk kültürünü …. ettir gitsin

  7. halk kültürü dersi alanında daha fazla bilgi verebilirsiniz.

  8. çok uzun yapmışsınız ve benim ödevim halk kültürün önemiydi
    bana neler çıkarıyorsunuz yaaaaaaaaa… 8. sınıf

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir