GÜNEY CEPHESİ’NDE KAHRAMANLAR
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın ardından güney illerimiz önce İngilizlerin daha sonra da Fransızların işgaline uğradı. Adana, Maraş, Antep ve Urfa’ya giren Fransızlar bölgede yaşayan Ermenilerle iş birliği yaptılar. Fransızlar tarafından silahlandırılan Ermenilerin saldırıları üzerine Türk milleti kuvayi milliye birlikleri oluşturarak kendini savundu ve yiğitçe mücadele ederek işgalcileri topraklarından çıkardı.
Güney Cephesi’ndeki kurtuluş mücadelesinde erkeklerin yanında kahraman Türk kadınları da görev üstlenmiştir. Bunlardan biri de Adana’yı işgal eden Fransız kuvvetlerine karşı savaşan Osmaniyeli Tayyar Rahmiye Hanım’dır. Kurtuluş Savaşında Güney Cephesi Kahramanları
1890’da Osmaniye’de doğan Rahmiye Hanım, Fransızların halka yaptığı zulümler üzerine gönüllülerden kurduğu müfrezesinin başında Millî Mücadele’ye katıldı. Rahmiye Hanım’a atılganca hareketlerinden dolayı Tayyar (uçan) unvanı verildi.
Tayyar Rahmiye Hanım, 1 Temmuz 1920’de Osmaniye’deki Fransız karargâhına müfrezesiyle birlikte taarruz ettiği sırada düşman ateşiyle şehit düştü. Silah arkadaşları onun başlattığı taarruzu zaferle sonuçlandırıp düşman karargâhını ele geçirdiler. Bugün bu vatansever Türk kadınının mezar taşında şu cümleler yazılıdır:
“Yarınların sahibi ey gençlik,İyi tanı, ebedî sükûnetle bu mezarda yatanı. Hak için, bayrak için canın feda edip Armağan etti bize bu mukaddes vatanı.”
Güney Cephesi’ndeki millî kahramanlarımızdan biri de Maraş’ta düşmana ilk kurşunu atarak kurtuluş mücadelesini başlatan Sütçü İmam’dır (1871 1922).
Maraş’taki Fransız Ermeni askerleri 31 Ekim 1919 günü evlerine gitmekte olan Türk kadınlarına saldırdılar. Kadınları korumak isteyen Çakmakçı Sait’i de şehit ettiler. Bunun üzerine Sütçü İmam adıyla bilinen Maraşlı bir vatansever hızla dükkânından çıkarak askerlerden birini öldürdü.
Bu olaydan sonra Sütçü İmam, gündüzleri köy köy dolaşarak düşmana karşı direniş çağrısı yaptı. Geceleri ise şehre inerek düşmana karşı yürütülen mücadeleye yardım etti. Maraş savunmasına katılıp şehrin kurtuluşuna önemli katkılarda bulundu. Kurtuluş Savaşında Güney Cephesi Kahramanları
Millî Mücadele günlerinde işgale uğrayan güney illerimizden bir diğeri Urfa idi. Urfa’da direniş ruhunu ateşleyen kişi Ali Saip Bey oldu.
1885’te doğan Ali Saip Bey Harp Okulunu bitirdi. 1919 yılında Urfa Jandarma Komutanlığına getirildi. İşgalden sonra şehrin ileri gelenleri ile bir millî teşkilat kurarak Fransızların Urfa’dan atılmasında önemli rol oynadı. Bu katkılarından dolayı Atatürk tarafından kendisine “Ursavaş” soyadı verildi. Ali Saip Ursavaş 1939’da Adana’da vefat etti.
Ali Saip Bey, Fransızlarla girdiği bir çarpışmanın ardından savaş alanını gezerken şu duygulu sözleri söylemiştir:
“Şimdi toprağa serilip kalmış bu bahtsız Fransız delikanlıları ne arıyorlardı burada? Niye geldiler, burada ne işleri vardı? Urfa nere, Paris nere? Neden gelip yaşamlarını burada bıraktı bu genç insanlar. Türk yurdunu ele geçirmek, Türk istiklalini yok etmek için buraya gönderilen bu bahtsızları oymakların ve çevre köylerin savaşçıları öldürmedi. Hayır, onları buraya gönderenler öldürdü.”
kurtuluşMillî Mücadele’de Güney Cephesi’nin en şiddetli çarpışmaları Antep’te yaşanmıştır. Şahin Bey, Antep savunması sırasında canını bu vatan uğruna feda eden kahramanlarımızdan biridir. Kurtuluş Savaşında Güney Cephesi Kahramanları
Asıl adı Mehmet Sait olan Şahin Bey, Trablusgarp ve Balkan Savaşlarında bulundu. Er olarak katıldığı Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale, Yemen ve Sina cephelerinde savaştı. Gösterdiği başarılardan dolayı subaylığa yükseltildi. Fransızların Antep’i işgal etmesi üzerine Kilis Kuvayımilliye Komutanlığına getirildi. Şahin Bey KilisAntep kara yoluna savunma hattı kurarak Fransızların Antep’teki kuvvetlerine destek göndermelerini engelledi.
Fransızlar, Kilis Antep yolunu açmak için 26 Mart 1920’de Antep’e doğru ilerleyişe geçtiler. Şahin Bey, emrindeki kuvvetiyle üç gün boyunca direndikten sonra şehit düştü. Adına halk tarafından türküler yakılıp ağıtlar söylendi.
Şahin Bey kendisinden Antep yolunu açmasını isteyen Fransız Komutanlığına şu mektubu yazmıştır:
“Kirli ayaklarınızın bastığı şu toprakların her zerresinde Türk kanı vardır. Her bucağında bir atanın mezarı vardır. Eski zamanlardan beri Türkler bu topraklarda yaşamaktadır. Türk bu topraklara, bu topraklar da Türk’e ısındı, kaynadı. Sadece siz değil bütün dünya bir araya gelse bizi bu topraklardan ayıramaz. Sonra sen, Türk esir yaşamaz, diye duymadın mı? Namus ve hürriyeti için ölüme atılmak bize, ağustos ayı sıcağında soğuk su içmekten daha tatlı gelir. Sizler canı kıymetli insanlarsınız. Bize çatmayınız. Bir gün evvel topraklarımızdan savuşup gidiniz. Yoksa kıyarız canınıza.”
Şahin Bey’in şehit düşmesinden sonra Antepliler kadın, çocuk, yaşlı demeden kahramanca savaşmaya devam ettiler. Ancak açlık, susuzluk ve cephanesizlik yüzünden 9 Şubat 1921’de teslim olmak zorunda kaldılar.
Güney Cephesi’ndeki mücadeleler Sakarya Zaferi’ne kadar devam etti. Zaferin ardından Fransızlar, Güney Anadolu topraklarında tutunamayacaklarını anladılar. 20 Ekim 1921’de de TBMM hükûmeti ile Ankara Antlaşması’nı imzalayıp işgal altında tuttukları Adana ve Antep’ten çekildiler.
TBMM, düşmana karşı gösterdikleri cesaret ve yiğitlik nedeniyle Antep’e “Gazi,Maraş’a “Kahraman”,Urfa’ya ise “Şanlı” ünvanlarını verdi. Kurtuluş Savaşında Güney Cephesi Kahramanları
Kaynak: Hüseyin Yeşilot