TARÝHÝ YERLER :))

Başlatan PeRi, Ekim 14, 2009, 08:12:26 ÖS

« önceki - sonraki »

PeRi

Gezilecek Yerler
Karadeniz Ereğli Müzesi
Ören yerleri
Cehennemağzı Mağaraları Örenyeri
Filyos Örenyeri
Kdz.Ereğli Kalesi
Sur Kalıntıları
Filyos Kalesi
Herakles (Herkül) Sarayı
Su Tesisleri
Çeştepe Fener Kulesi
Bizans Sarnıcı Kalıntısı
Krispos Anıt Mezarı
Bizans Kilisesi
Ayasofya Kilisesi (Orta Cami)
Kozlu Kilisesi
Yeni Camii
Ali Ağa Hamamı
Bozhane Hamamı
Tarihi Çınar Ağaçları
Kdz.Ereğli Müzesi
Kdz.Ereğli Müzesi, Halil Paşa Konağı olarak bilinen zemin + 3 katlı, orta sofalı plan tipinde ve kagir olan bir yapı içinde hizmet vermektedir.

Halil Paşa Konağı 19. yüzyıl sonlarında (tahminen 1870'li yıllar) Padişah 2. Abdülhamit döneminde sancak beyi (mirimiran) olan Halil Paşa Karamahmutoğlu tarafından yaptırılmıştır. Bozhane Yalı caddesi üzerinde, eski bir kilisenin temeli üzerine inşa edilen konakta, Roma dönemine ait binalardan toplanan antik spoli malzemeler şapolyen (devşirme) olarak özellikle cephe süslemesinde kullanılmıştır. Bir dönem ortaokul ve kız meslek lisesi olarak kullanılan, uzunca bir süre ise sahipsiz kalan ve büyük ölçüde tahribata uğrayan bina restore edilmek üzere 1989 yılında Kültür Bakanlığına tahsis edilmiştir. Yaklaşık 10 yıllık bir restorasyon çalışmasından sonra müze 01.08.1998 tarihinde hizmete açılmıştır.

Müzenin zemin katında Ereğli ve çevresinden toplanan Hellen, Roma, Bizans dönemlerine ait mermer mezar atelleri, figürlü mermer sütun başlıkları, cam kaplar, takılar, çeşitli madeni eserler, kandiller ve figürlerden oluşan arkeolojik eserler sergilenmektedir.

Birinci katında pişmiş toprak amforalar, Lidya, Grek, Roma, Bizans, Abbasi, Emevi, Sasani, Artuklu, Selçuklu ve Osmanlı sikkeleri koleksiyonlarından oluşan eserler teşhir edilmektedir.

Ýkinci katta çeşitli erkek ve kadın giysileri ile yöreye özgü bir dokuma olan "elpek" kumaşı ve ipliği, dokuma aletleri, mendil, bohça, örtü gibi dokuma türleri, silahlar,mühürler, tütünle ilgili eşyalar, tespih, saat, mutfak eşyaları, ölçü ve tartı aletleri ve yazma eserlerden oluşan yöresel etnografik eserler sergilenmektedir.

Üçüncü kat ise Osmanlı dönemine uygun döşenmiş olup, müze-ev düzenlemesine uygun olan bu katta sırasıyla oturma odası, misafir odası, günlük oda ve yatak odası bulunmaktadır.

Müze bahçesinde ise, Grek, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait sütun başlıkları, sütun gövde ve kaideleri, çeşitli mimari parçalar, lahitler ile pandomim sanatçısı Krispos'un anıt mezarı vardır.




Adres

Kdz.Ereğli Müzesi - Yalı Cad. Kdz.Ereğli
Telefon (0 372) 312 03 62
Açılış-Kapanış Saatleri Sabah : 08.30 Akşam: 17.30 (Pazartesi günleri hariç)




Örenyerleri
Cehennemağzı Mağaraları Örenyeri


Cehennemağzı Mağaraları,İlimiz Kdz.Ereğliİlçesiİnönü mahallesinde (eski adı Ayazma - kutsal su anlamındadır) bulunmaktadır. Bu bölge Antik dönemin Acheron Vadisi olarak bilinmektedir. Zonguldak il merkezine uzaklığı 50 km, E5 karayoluna ise 70 km'dir. Kdz.Ereğli kent içinden mağaralara ulaşımı sağlayan yol tümüyle asfalt kaplıdır.


Kdz.Ereğli Müzesi'ne bağlı örenyeri olarak faaliyet gösteren Cehennemağzı Mağaraları yanyana sıralanmış üç mağaradan oluşmaktadır.



Birinci mağara, iki bölüm halinde düzenlenmiştir. Birinci bölümde, zemin orijinal bitki ve geometrik motifli mozaik ile döşelidir.İkinci bölümün doğu duvarında küçük bir apsis açılmıştır ve önünde kademeli basamaklar bulunmaktadır. Çok eski bir Hıristiyan kilisesi olan bu mağara, Hıristiyanlığın yayıldığı ilk yıllarda gizli ibadet yeri olarak kullanılmıştır. Orijinal halinde mağaraya, dışa doğru açılan iki sütunla önemine yakışır anıtsal bir şekil verilmiştir.

Ýkinci mağara, yol kenarındaki 10 - 12 m yükseklikteki yamaç üzerinde bulunmakta ve yöre halkınca Koca Yusuf mağarası olarak adlandırılmaktadır. Yamaç üzerinde yer alan dar bir girişten geçilerek 3 basamaklı dikey bir merdivenden inilen mağara, 1,5 km dağın içine doğru devam etmektedir. 1960'larda tavandan düşen bir kaya yolu kapattığından, ancak 350 m kadar derinliğe gidilebilmektedir.İnsan elinden çıktığı taşçı kalem izlerinden anlaşılan mağara, yaklaşık 400 m2'lik bir alanı kaplamakta ve iki fil ayağı ile desteklenmektedir.

Üçüncü mağara, yüzölçümü bakımından en geniş olanıdır. Zemini taban suyu ile kaplıdır.İnsan eli ile yapılan mağara birinci ve ikinci mağaralara su sarnıcı görevi görmüştür.

Mağaraların Mitolojik ve Dinsel Önemi :


1.İnsanın doğaya karşı yenilmez dayanma ve saldırma gücünü simgeleyen Herakles'e (Herkül) Kral Eurystheus tarafından verilen on iki görevden sonuncu ve en güç olanı, Cehennem Köpeği Kerberus'un, hiçbir ölümlünün bir daha geriye dönemediği Ölüler Ülkesi'nden (Hades) kaçırılmasıdır. Herakles, Altın Post'u aramak üzere yola çıkan Argo Gemicileri ile birlikte Kdz.Ereğli'ye gelir ve Hermes ile Athena'nın da yardımıyla Kerberus'u yeryüzüne çıkarır. Eurystheus'un Kerberus'u gördüğünde çok korkması üzerine, Herakles onu tekrar Ölüler Ülkesi'ne bırakır. Herakles'in Kerberus'u kaçırmak üzere Ölüler Ülkesi'ne indiği yer Cehennemağzı Mağaraları'dır.

2.İlkçağın en önemli iki kehanet merkezinden birinin bu mağaralar olduğu bilinmektedir. Diğeri ise Yunanistan'ın Delphoi kentindedir.


3. Bir başka söylenceye göre, şehir tekfurunun kızı hizmetkarı olan gence aşık olur; birlikte evden kaçarlar ve Cehennemağzı Mağaraları'ndaki kız-oğlan odasına saklanırlar. Cehennem zebanisi de dışarıdan gelecek tehlikelere karşı onları korur. Mağaraya giremeyen tekfur kızına ve genç hizmetkarına "taş olun" diye seslenir, kız ve oğlan taş kesilir.

4. Cehennemağzı Mağaraları'nın birincisi olan ve kilise mağarası olarak da bilinen mağara içindeki sütunlar, sütun başlıkları, mozaik döşeme ve kandil yuvaları, mağaranın paganizmin egemen, Hıristiyanlığın ise yasak olduğu dönemde, ilk Hıristiyanlarca gizli ibadet merkezi olarak kullanıldığını göstermektedir. Bu mağara içinde bulunan kalıntılar, erken-Hıristiyanlık döneminin izlerini taşıyan motiflerle süslüdür.



Filyos Örenyeri


Çaycuma ilçesine bağlı Filyos beldesi, antik dönemin önemli yerleşim birimlerinden biri olup, birinci ve ikinci derece arkeolojik sit alanları üzerinde kurulu bulunmaktadır. Burada bulunan ve Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen kale ve anfi tiyatronun bulunduğu bölüm halen Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca restore edilmektedir.


Filyos'ta Saklı Tarih

Efsaneye göre kent, M.Ö.7.yüzyılda kurulmuştur. Tarihi boyunca değişik isimlerle (Tios, Tieion, Tianon, Tium) anılmıştır. Kentin kurulduğu dönemde bu bölgede Kaukan adında bir yerli yaşamakta idi.

Tarihi boyunca siyasi güç oluşturamayan ve Ereğli ile Amasra'nın gölgesinde kalan kent, Roma döneminde M.Ö.70 yılında yakıldı ve yağma edildi. Daha sonra yeniden inşa edildi ve bir ticaret ve balıkçı kenti olarak yaşamını devam ettirdi. Yörede mısır ve üzüm yetiştiriyor, bol miktarda torik ve palamut avlanıyordu. Bu ürünler gerek deniz ve gerekse Filyos çayı yoluyla gemilerle ihraç ediliyordu. Kent, Bizans döneminde M.S.5.yüzyılda önemli bir dini merkez oldu. Selçuk ve Osmanlı dönemlerinde ise (14.15.yüzyıl) giderek önemini yitirdi ve küçük bir balıkçı köyüne dönüştü. Bugün Filyos beldesinin bulunduğu alanda eski kentten toprak üstü kalıntı olarak Roma, Bizans ve orta çağ dönemlerine tarihlenen Kale, sahil surları, su kemeri, tonozlu galeri, tiyatro, savunma kulesi ve çeşitli mezarlar görülebilmektedir.

Kale Tepesi:

Ýlk yerleşim yeri, kentin kuzeyindeki kale tepesi üzerindedir. Bugün burada ortaçağ kalesine ait duvarlar ile Helenistik-Roma dönemlerine tarihlenen kule kalıntısı bulunmaktadır. Kalenin duvarları 2003 yılında yenilenmiştir.

Doğu Tepesi:

Kale tepesinin doğusunda, bugün elektronik-Radar Mevzi Komutanlığının yer aldığı Doğu tepesi üzerinde, mermer sütun ve kaidesi, mermer yazıtlı levha, taş lahitler ve tuğla mezarlar ortaya çıkarılmıştır.

Eski Liman:

Kale Tepesinin batısında yer alan eski limana ait denizin içinde 6 metre genişliğinde ve 100 metreden fazla uzunlukta iki mendirek kalıntısı bulunmaktadır.

SahilSuru:

Eski limanın başladığı noktadan itibaren Kent içine doğru uzanan sahil suru bulunmaktadır. Çeşitli dönemlerde tamir edilerek kullanılan surun kalınlığı 1metre mevcut yüksekliği ise 5 metredir. Bugün surun ancak 50 metrelik bir bölümü görülebilmektedir.

Su Kemerive Tonozlu Galeri:

Ateş Tuğla Fabrikasının doğusunda, dört kemerli bir su kemeri kalıntısı ve tuğladan yapılmış tonozlu bir galeri bulunmaktadır. Burasının büyük bir yapının ait bölümü olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca fabrikanın 1945-46 yıllarındaki ilk yapımı ve sonraki yıllarda yapılan ilave inşaatlarında ortaya çıkarılan pişmiş toprak küpler, mimari, parçalar, mermer kilise levhaları, mermer sütun kaideleri bugün fabrika bahçesinde koruma altındadır.

Tiyatro:

Kentin güneyindeki yamaca yaslanmış tiyatro Roma dönemine aittir. Taş oturma sıralarının bir bölümü sökülerek, geç dönemlerde yapılan inşaatlarda kullanılmıştır.

Araştırmave Kazılar:

Tios Kentinin bilimsel olarak araştırma ve kazıları, 2006 yılından beri Kdz. Ereğli Müzesi ve Trakya üniversitesi Arkeoloji bölümü tarafından yürütülmektedir. 2006 yılında yapılan çalışmalarda eski kentin kentin toprak üstü kalıntıları tespit edildi. Envarterleri ve çizimleri yapıldı. Fotoğrafları çekildi, kent planı çıkarılmaya başlandı. Toprak altında bulunan yapılar ise jeoelektrik ve radar ölçümleri ile tespit edildi. Bu alanlarda araştırma çukurları (sondaj) açıldı. Prof. Dr. Sümer ATASOY'un bilimsel başkanlığında yapılan çalışmalarda, kale içinde; Hellenistik Devir'e (M.Ö.4.yy) ait yapılar ve çanak çömlek çeşidinin bol olması, yapılan ticaretin zenginliğini göstermektedir. Sahil surunun güneyindeki tarlalarda yapılan radar ölçümlerinde eski kentin yapıları tespit edildi.

Buradaki sondajlarda, Hellenistik Devir'e tarihlenen sur duvarları, Roma-Bizans dönemine ait yapı kalıntıları, Roma dönemi sikkeleri ve çanak-çömlek parçaları ortaya çıkarıldı. Su kemerinin hemen yakınında ise; anıtsal bir meydan çeşmesi olması muhtemel bir yapı bulundu Tiyatroda yapılan temizlik çalışmalarında; mermer iki heykel parçasına rastlandı.İki yazıt-bilimci tarafından, bugüne kadar yörede bulunmuş ve Ereğli müzesinde mevcut tüm Hellence ve Latince yazıtlar arşivlendi. Yazıtların değerlendirilmelerine başlandı. Ayrıca bir uzman grubu tarafından, ortaya çıkan tüm küçük ve büyük buluntuların yapı kalıntılarının çizimleri yapılmaktadır. Tios Kentinin araştırılması ve kazılması, Karadeniz tarihi ve arkeolojisi için büyük önem taşmaktadır. Çünkü Türkiye'nin Karadeniz kıyılarında kazılan ilk ve tek antik kenttir.

Buradan elde edilecek bilgi ve belgeler büyük önem taşımaktadır. Toprağın hemen altında yolları, meydanı, hamamı, dini yapıları, evleri depoları, dükkanları, mezarlarıyla büyük bir kent ortaya çıkarılacaktır.



Kdz.Ereğli Kalesi


Kdz.Ereğli'nin kent surlarının çevrelediği tepede bulunmaktadır. Bizans Dönemi'nde XIII. Yüzyıl başlarında yapıldığı sanılan kalede iç ve dış avlu, kule, mühimmat ve erzak deposu, sarnıç ve odalar bulunmaktadır. Kale ve çevre duvarları oldukça harap bir durumdadır. Kale kapısındaki ve iç avludaki derin çatlakların bir depremin sonucu oluştuğu sanılmaktadır. Duvarlarda, kuleler de tuğla ve harç dolayısıyla birlikte gri taşı kullanılmıştır.


Sur Kalıntıları

Hellenistik döneme ait olan sur parçalarında çok sert, gri, renkli kireçtaşından iri ve kalın blok taşları kullanılmış ve bunlar birbirlerine başarılı bir şekilde bağlamıştır. Bu taş bloklar yan yana ve harçsız yerleştirilerek, aradaki küçük taş blokların yatay hatlarıyla desteklenmiştir. Büyük boyutlu kare taşların kullanıldığı Roma Dönemi sur kalıntıları ise daha çok kıyı kesiminde yer almaktadır. Bu döneme ait sur işçiliğinde yaklaşık 1 m x 1 m boyutlu kare taş bloklar kullanılmıştır.Birbirine kalın bir harç tabakasıyla bağlanan ve kesme taşlardan oluşan kimi surlardaki tuğla örme işçiliği Bizans Dönemi ürünüdür. Kentin büyük bir bölümünü kaplayan bu surlarda Bizans yapı tekniği egemendir. Bizanslılarca yapılan bu surları Cenevizliler onararak kullanmışlardır.



Filyos Kalesi

Filyos'ta bulunan ve Romalılar tarafından yapıldığı düşünülen kale, kentin denize hakim bir noktası olan bir burun üzerinde kurulmuştur. Güçlü ve heybetli bir görünüm kazandırmak düşüncesiyle yapımında iri taşlar kullanılmıştır. Kale uzunca bir süre harabe durumda kaldıktan sonra, 2000 yılında Kültür Bakanlığı tarafından onarım çalışmalarına başlanmıştır.


Herakles (Herkül) Sarayı


Kdz.Ereğli Ankara Mahallesi'nde bulunan ve iki cephedeki duvar kalıntıları dışında tümüyle yıkık bir durumda bulunan bu antik döneme ait yapı kalıntısı, iri kesme taş bloklarla ve özenli bir işçilikle inşa edilmiştir.

Su Tesisleri


Antik çağda kentin su gereksinimini karşılamak üzere inşa edilen su tesislerinin Roma Dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Kandilli yakınlarından başlayan (Balı Köyü) ve yaklaşık 16 km bir hat boyunca kente ulaşan su şebekesi kent surlarının yakınında bulunan bir havuzda toplanmakta ve havuzdan çıkan bir kaç kolla, kanalla su kent alanının merkezine aktarılmaktadır. Ayrıca kentin su gereksinimi için kuyulardan da yararlanılmıştır. Bu kuyulardan bir kaçı günümüze kadar ulaşmış olup, kuyu yüzeyleri girland ve rölyeflerle süslüdür.



Çeştepe Fener Kulesi


Kdz.Ereğli'nin kuzeyinde Çeştepe'de deniz seviyesinden yaklaşık 200 m yükseklikte bulunan kulenin Hellenistik Dönemde yapıldığı ve Bizans Döneminde de yeniden inşa edildiği sanılmaktadır. Kente ait bazı sikkelerde fener betiminin yer alması bu kuleye verilen önemin kanıtıdır. Üstyapısı tümüyle yıkılan kulenin 10 m.lik bölümü günümüze kadar kalmıştır. Yirmi sekiz basamaklı bir merdivenle çıkılan kulenin üst yapısı tümüyle yıkılmış sadece on metrelik bir bölümü ayakta kalabilmiştir. Kule Bizanslılar döneminde yeniden inşa edilmiştir.


Bizans Sarnıcı Kalıntısı



Bizans Kilisesi


Ereğli Akarca Mahallesinde bulunan kilisenin bulunduğu yerde 1942 yılında yapılan Çelikel Camii yer almaktadır. Bizans dönemine ait kilisenin döşeme mozaiği ve duvarının bir bölümünde yer alan fresk kalıntıları caminin bodrumunda bulunmaktadır.

Ayasofya Kilisesi (Orta Cami)


Sularla kaplı kent alanının içinde Bizanslılar tarafından inşa edilen Hagia Sophia (Kutsal Akıl) kilisesi, camiye çevrildikten sonra Orhan Gazi ya da Orta Cami olarak anılmaktadır.

Kozlu Kilisesi

Kozlu Bucağı Merkez Mahallesinde bulunan kilise, Hıristiyan Ortodoks cemaatine aittir. Geçtiğimiz yüzyılın sonlarına doğru inşa edildiği anlaşılan kilise bugün yıkık ve harap bir durumdadır.

Yeni Camii

Devrek ilçesinde bulunan bu camii, 19.yüzyıl sonlarında yapılmıştır.

Ali Ağa Hamamı

Ereğli'de çarşı içinde kullanımda olan tescilli bir anıttır. Ali Ağa tarafından yaptırıldığı bilinen bu anıt, küçük bir Osmanlı taşra mahalle niteliği göstermektedir.

Bozhane Hamamı

Ereğli'nin Orhanlar Mahallesi'nde bulunan hamamın 20.yüzyılın başlarında Abdurrahman Kaptan'ın eşi için yaptırdığı tahmin edilmektedir. Hamam 19.yüzyılın klasik Türk hamamlarının ilgi çekici bir örneğidir.

Tarihi Çınar Ağaçları


Kültür ve Turizm Bakanlığınca tescil kayıtları yapılan beş adet ulu çınarın Belediye Parkında, biri sahil yolu kenarında, biri Kavak dibi caddesinde, ikisi ise Pazar yerinde bulunmaktadır. Çınar ağaçlarının 500-600 yıllık oldukları sanılmaktadır. Bunların dışında Ereğli şehir parkında bulunan çınar ağacı da görülmeye değerdir.

:)
fORUMDA PAYLAŞIMDA BULUNMAKİÇÝN
1. http://www.sosyalbilgiler.org/forum/indir linke tıklayıp dosyanızı yükledikten sonra  size verilen linki kopyayıp yapıştırabilirsiniz.
2.http://www.sosyalbilgiler.org/forum/index.php?action=downloads bu linkten uygun bölüme dosyanızı yükleyebilirsiniz.
3. Yada yeni konu açıp ek özellikler kısmına tıklayıp dosyanızı yükleyebilirsiniz.


!!! Okuyorsun, eğleniyorsun, öğreniyorsun. Paylaş ki başkaları da okusun, eğlensin, öğrensin !!!

Sosyal Bilgiler1

.

PeRi

fORUMDA PAYLAŞIMDA BULUNMAKİÇÝN
1. http://www.sosyalbilgiler.org/forum/indir linke tıklayıp dosyanızı yükledikten sonra  size verilen linki kopyayıp yapıştırabilirsiniz.
2.http://www.sosyalbilgiler.org/forum/index.php?action=downloads bu linkten uygun bölüme dosyanızı yükleyebilirsiniz.
3. Yada yeni konu açıp ek özellikler kısmına tıklayıp dosyanızı yükleyebilirsiniz.


!!! Okuyorsun, eğleniyorsun, öğreniyorsun. Paylaş ki başkaları da okusun, eğlensin, öğrensin !!!