İKÝ DÝLDE EÐÝTÝM

Başlatan Sosyal Bilgiler1, Ağustos 19, 2008, 08:11:21 ÖS

« önceki - sonraki »

Sosyal Bilgiler1

İKÝ DÝLDE EÐÝTÝM

  Bütün çocukların aynı olmadığı ve bazılarının okul yaşamını
diğerlerinden daha kolay bulduğu açıktır. Önceki bölümde özel
durumu olan çocukların okul sistemine yerleştirilmesiyle ilgili
sorunlardan bazılarını tartışmıştık. Bunlar arasında, kaynaştırma
konusuna ve özürlü çocukların eğitimi için yapılan düzenlemelere
dikkat edilmesi vardı. Üstün çocuklar ve yaratıcılığın
özendirilmesi konusu üzerinde de durulmuştu. Bu konulara ek olarak,
avantajsız çocuklarca yaşanan özel sorunlara olduğu kadar,
iki dilde eğitime gitgide artan istem üzerinde de durulması
gerekmektedir.

  Birleşik Devletler'deki değişik azınlık grupları arasında en
büyük gruplardan biriİspanyolca konuşan nüfustur. Tarihsel olarak
bu insanlar iki coğrafi bölgede yoğunlaşmışlardır: Güneybatı
eyaletleri (California, New Mexico ve Texas) ve doğu kıyısı,
öncelikle New York eyaleti. 1980 ilkbahar ve yazında Kübalı
mülteci akını bu nüfusta bir artışa yol açmıştır. Bu dönemden kısa
bir süre önce öteki mülteci nüfuslarında da artışlar olmuştur:
Vietnam, Laos ve Kamboçya'dan Güneydoğu Asyalılar.

  Bu olaylar iki dilde eğitim programları için yeni istekleri
ve uğraşları harekete geçirdi; bu programlarda çocuklara -ve
yetişkinlere- okuma, yazma ve dört işlem gibi temel beceriler
kendi dillerinde öğretilirken, aynı zamandaİngilizcelerini
iyileştirme çabaları gösterilmektedir. Bir dizi çalışma (Evans, 1975),
böyle programların çoğu kez çatışan iki kültürde yollarını bulmaya
çalışan çocukların benlik kavramlarını yükseltmede yardımcı
olduğuna işaret etmektedir. Aynı programların iki dilli olmayan
yaşıtlarla başarılı ilişkilerin kurulması ve toplumsal gelişim
için doğurguları açıktır. Bu çocukların belirli türde yardımlar
olmaksızın çocukluk yaşıt gruplarında ve sonuçta geniş
toplum içinde bir yer bulmaları güçtür (Genosce ve ark., 1976).

  AVANTAJSIZ ÇOCUKLAR

  Birleşik Devletler'deki okullarda çoğu öğrenci, öğretmen ve
yönetici çok önemli bir özelliği paylaşmaktadır: Hemen hepsi
tek tip bir biçimde orta sınıflardır. Bu çevre kendilerini ansızın
bu okullarda bulan düşük sosyoekonomik kökenli pek çok azınlık
çocuğu için zor bir çevre olabilir. Head Start (9. Bölüm'e bakınız)
türünden ödünleyici programlardan birine katılmış olmak gibi bir
avantajları varsa uyum sağlama ve başarılı olma şansları artacaktır.
Eğer böyle programlara katılmamışlarsa, okula birçok sorunla
başlama eğilimindedirler. Bu sorunların en önemlisi de
zayıf dil becerisidir. Susam Sokağı ve Elektrik Şirketi gibi televizyon
programları öyle becerilerin geliştirilmesi amacıyla tasarımlanmıştır.
Bütünüyle başarılı olmamakla birlikte, bu programlar
alt ve orta sınıf arasındaki uçurumu kapatmada yararlı
olmuştur.

  Diğer bir sorun da, avantajsız çocukların genellikle akademik
çabaları için daha az destek ve özendirme görmeleridir
(Katz, 1967). Bu çocuklar güdülenme eksikliği yüzünden yaşıtlarının
gerisine düşmeye başlamaktadırlar. Rioux (1968) avantajsız
çocukların okuldaki sorunlarını araştırmış ve üçüncü sınıfa geldiklerinde
akademik olarak yaşıtlarının bir yıl gerisinde, altıncı
sınıfta iki yıl gerisinde, sekizinci sınıfta üç yıl gerisinde olduklarını
ve okulu bırakmaya hazır olduklarını bildirmiştir (bu
sorunun tartışılması için 13. Bölüm'e bakınız).

  Ne yazık ki, birçok öğretmenin, özellikle de çatışmalı kökeni
olanların, fiziksel görünüme, ırksal kökene, sosyoekonomik
düzeye ve cinsiyete dayalı kalıpyargıları ve beklentileri vardır
(Dion, 1972). Çoğu zaman bu eğilimler kendi kendini gerçekleştiren
kehanet diye adlandırılan şeyle sonuçlanır; öğretmenlerin
belirli çocukların davranışlarına ilişkin inançları ya da
beklentileri, çocukları bu beklentilere uygun davranma yönünde
etkileyebilir. Eğer belirli bir çocuğun kendi sınıflarında başarılı
olmayacağına inanırlarsa, bilerek ya da bilmeyerek, daha sonra
gerçekleşecek beklentiler ortaya koyabilirler.

  Bütün bu sorunlar, zorunlu gelişim görevlerini başarmada ya
da bir çalışkanlık duygusu geliştirmede bir yetersizlikle birleşerek,
olumsuz bir benlik kavramının kurulmasına katkıda bulunurlar.
Doğal olarak bu daha önce varolan sorunlarla birleşir. Bir
çözüm, okulların, kökenleri ya da yetenekleri ne olursa olsun bütün
çocukların uygun ve ödüllendirici bir öğrenme yaşantısından
geçebilecekleri ortamları sağlamaya çalışmasıdır. Bu, gündelik
yaşam için gerekli temel becerileri öğretme, çalışkanlık duygusunu
özendirme ve benlik kavramını destekleme anlamına gelir.
Bunlar ulaşılması güç amaçlardır; fakat fırsatları herkes için
eşit kılacaksak buna girişmek gerekmektedir.
.

PeRi

fORUMDA PAYLAŞIMDA BULUNMAKİÇÝN
1. http://www.sosyalbilgiler.org/forum/indir linke tıklayıp dosyanızı yükledikten sonra  size verilen linki kopyayıp yapıştırabilirsiniz.
2.http://www.sosyalbilgiler.org/forum/index.php?action=downloads bu linkten uygun bölüme dosyanızı yükleyebilirsiniz.
3. Yada yeni konu açıp ek özellikler kısmına tıklayıp dosyanızı yükleyebilirsiniz.


!!! Okuyorsun, eğleniyorsun, öğreniyorsun. Paylaş ki başkaları da okusun, eğlensin, öğrensin !!!