Halk kültürü dersi 8.sınıf etkinlik örneği

Başlatan Sosyal Bilgiler1, Ekim 11, 2008, 10:48:13 ÖS

« önceki - sonraki »

Sosyal Bilgiler1

DERS SINIF
YAKLAŞIK SÜRE ÖÐRENME ALANI ÜNÝTE
TEMEL BECERÝLER

KAZANIM


: HALK KÜLTÜRÜ : 8 : 40'
: Toplumsal Uygulamalar : Halkİnanışları
: Girişimcilik, değişim ve sürekliliği algılama, iletişim,
Türkçeyi doğru, güzel ve etkili kullanma : Halk inanışlarının, geçmiş kültürlerden ve inançlardan izler
taşıdığının farkına varır (2. kazanım).

MATERYALLER KAYNAKLAR


: Emiroğlu, Kudret; Suavi Aydın, Antropoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara, 2003.


SÜREÇ
ÖÐRETMENE NOT Halkİnanışları
Çeşitli halkların inanç sistemlerinde, dinlerinde, geleneklerinde, toplumsal ve inanç kurumlarında çoğu kez ayrılıklar/farklar, zıtlıklar göze çarparken halk inanışlarının, gerek ana şekillerinde gerekse temel düşüncelerinde küçümsenmeyecek bir benzerliğe rastlanmaktadır. Bunun nedenini, insanlığın manevi hayatında, başka bir deyişle ruhunda (psikolojik yaşantıda) aramak gerekir. Halk inanışlarının insanlığın maddi ve manevi dünyasına bu denli temelli/köklü bir şekilde yerleşmesinin ve yayılmasının ana motifini ruhsal yaşantının çeşitli evrelerinde, karışıklıklarında, çatışmalarında, özellikle de bazı anlarında aramak gerekir. Sonuçta halk inanışlarının evrensel bir temel düşünceden kaynaklandıkları söylenebilir.

ÖN HAZIRLIK
Öğretmen bir hafta önceden öğrencilerden Hızır,İlyas ve Hıdırellez ile ilgili inanışları ve bunlarla ilgili günümüzdeki uygulamaları araştırarak gelmelerini ister.

1. Aşağıdaki metin yansıtılarak okunur.

Hıdırellez
Hıdırellez, Anadolu'da kışın sona erip yaz mevsiminin başladığına işaret eden ve 6 Mayısta kutlanan geleneksel bahar bayramıdır. Hıdırellez kutlamalarının temelinde Hızır-Ýlyas çevresinde oluşmuş halk inanışları yer almaktadır.
Halk inanışlarında insanüstü meziyetlere sahip efsanevi bir kişiliğe dönüşen Hızır'ınİslam öncesi halk inançlarıyla iç içe geçtiği görülür. "Anadolu'daİslam öncesi dönemde Hristiyan ahali tarafından asırlar boyunca takdis edilmiş bir aziz olan Ayios
Yeoryios (Aya Yorgi- Hagios Georgios) etrafında oluşmuş inanış, Anadolu'nunİslamlaşmasından sonra Hızır-Ýlyas kültüyle Müslümanlığa geçmiştir. Aya Yorgi, Hızırla özdeşleştirilmiş ve "Suriye, Anadolu, Balkanlar ve Kırım gibi yerlerde Aya Yorgi'ye ait makamlar, kilise ve manastırlarİslami dönemde Hızır veya Hızırİlyas'a mal edilmiştir.İslam kaynaklarına bile "Çerciş Aleyhisselam" adıyla bir peygamber olarak giren Aya Yorgi (Ayios Yeoryios), kendisiyle ilgili anlatılarda, tıpkı daha sonra Hızır için olduğu gibi, uğradığı eve bolluk, bereket getiren, kuru tahtaları yeşertip ulu ağaç hâline getiren ve hastalıkları iyileştiren bir aziz olarak anlatılır.
Ancak durumu daha da çarpıcı kılan nokta, Aya Yorgi'nin de aslında büyük olasılıkla Hristiyanlık öncesi Anadolu'nun efsaneleşmiş bir Hitit tanrısının Hristiyanlaştırılmış formu olmasıdır. Aya Yorgi'ye ait efsanevi hayat hikâyelerinin daha çok Orta Anadolu'daki yaygınlığı, bunların eski Hitit efsaneleriyle ilgisine işaret etmekte gibidir. Tıpkıİslamiyet'in Anadolu'ya yayılma sürecinde Hristiyan inanç pratikleriniİslamileştirmesi gibi Hristiyanlık da Anadolu'da yayılırken burada daha önceden mevcut "putperest" inançları gerçek ya da hayali azizlere mal etmek suretiyle Hristiyanlaştırmıştır.
Anadolu halk inanışlarında Hızır, darda kalan, başı sıkışan insanların yardımına koşup iyiliklerde bulunan melek yüzlü bir insandır. Doğanın uyanmasını, yeşillenmesini, ekinlerin büyümesini sağlar, girdiği her eve bolluk, bereket saçar. Yazı baharı başlatmak için geldiğinde çevresine şans dağıtır, bekâr gençlerin kısmetini açar, hastalara şifa verir.
Hızır sözlü ve yazılı hemen hemen bütün tasvirlerde bir doğaüstü güç olarak betimlenmektedir. Bir yandan dara düşene el vermenin, iyilikseverliğin, uğur, şans getirmenin, bolluk, bereketin, üremenin sembolü hâline gelmiş bir veli ya da peygamber; öte yandan ölümsüzlüğün, ölüp dirilmenin, yeşilin, yeşermenin yani baharın sembolüdür.
Hızır her iki karakteriyle, özellikle Mısır, Mezopotamya ve Anadolu üçgeninde yaşamış çeşitli kültürlerdeki bazı doğaüstü güçlerle örtüşmektedir. Örneğin Mısır'ın Osiris'i, Horus'u; Sümer'in Tammuz'u; Hitit'in Telepinus'u; Babil'in Marduk'u; Sümer ve Hitit kökenli Fenike'nin Adonis'i; Frigya'nın Kybele ve Attis'i hem ölüp dirilme hem de bahar bayramlarıyla ilişkilendirilebilen doğaüstü güç tasarımlarıdır.
1 Bu konuda bk. "Ocak, Ahmet Yaşar,İslam-Türkİnançlarında Hızır yahut Hızır-Ýlyas Kültü, Kabalcı Yayınevi,İstanbul, 2007."
Hıdırellez, Hızır ya da Hızır-Ýlyas kültü (çevresinde oluşmuş inançlar) her ne kadarİslami bir temelden kaynaklanıyor görünse de iyice ve derinliğine incelendiği zaman gerçekte ona yabancı ve değişik özellikler de taşıdığı görülmektedir. Bu bakımdan Hıdırellez'i, bu coğrafyanın tarihinde farklı insan toplulukları arasındaki karşılaşmanın, bunun sonucu olan kültürel etkileşimin ve alışverişin inanç boyutundaki sonuçlarını bünyesinde taşıyan bir pratik olarak değerlendirebiliriz. 1
2.   Öğrencilere paragrafla ilgili aşağıdaki sorular yöneltilir:
a.   Hıdırellez nedir?
b.   Hızır ile Hıdırellez arasındaki ilişkiyi belirtiniz.
c.   Diğer kültürlerde Hızır'a benzer hangi kişilikten söz edilmektedir?
ç. Bunların ortak özellikleri nelerdir?
3.   Öğrencilerden de "Hızır,İlyas, Hıdırellez" ile ilgili araştırmaları sunmaları
istenir.
4.   Aşağıdaki örnekler de yansıtılarak okunur.
Ağaç, Ağaç Tapımı
Ağaç, dünya ağacı, yaşam ağacı ve ölümsüzlük ağacı inançlarıyla kutsallaştırılmış, doğaüstü güçlerin, koruyucu ruhların ağaçlara yerleştiği inancıyla özellikle ulu, yaşlı ve garip biçimli ağaçlar, koruluk ve ormanlar kutsal kabul edilmiştir...

Türk kozmogonisinde2 (Yakutlar, Altaylılar vb.) dünya ağacı yaratılış mitolojilerinde yer aldığı gibi ilk insan veya ilk atanın ağaçtan doğduğu örnekler de vardır (Uygur, Oğuz ve Kıpçaklar vb...)^Dikilen ağacın, onu dikenin veya adına dikilen yeni doğmuş bebeğin ömür uzunluğuyla ilişkisi olacağı ve ağaç kesmenin uğursuzluğu hâlen Türkiye'de yaygın inançlardan olduğu gibi adak inancında da ağaçlara çaput bağlamak en yaygın uygulamadır. Dede Korkut Hikâyeleri'nin sonunda 'Devletlü kaba ağaç kesilmesin.' duası bulunur. Hâlen bu inançlar en güçlü biçimiyle... yaşamaktadır.3

Nazar
Belirli insanların, özellikle kıskançlık nedeniyle küçük çocukları etkileyen, kötü etkiler yaratan duygusal güçleri, bakışları olduğuna inanılan çok yaygın bir halk kültürü ögesidir. Eski bilgiye göre göz, kendine ulaşan ışıkla görmeyip yöneldiği yeri görünür kıldığından, gözün inanılan bu niteliği ile nazar inancı arasında bağlantı vardır. Orta Doğu ve Afrika geleneklerinde çok güçlü olan nazara Latin Amerika'da mal de ojo denir... Nazarın en çok bebekler olmak üzere değer verilen her türlü canlı ve cansıza değmesi söz konusudur. Özellikle hane ekonomisinde değeri yüksek ineklere nazar değer, inek sütten kesilir. Nazarın "insanı mezara, hayvanı kazana" sokan gücünden korkulur.4

Nazarlık
Evrenin kökeni ile ilgili teori.
Emiroğlu, Kudret, Suavi Aydın, Antropoloji Sözlüğü, Bilim ve Sanat Yayınları, Ankara, 2003, s. 13, 14. age., s. 624.
Taşıyanı tehlikeli dış etkilerden ve çeşitli zararlardan koruyacağına. inanılan doğal ya da yapma nesne. Bu nesnelerin olumlu veya olumsuz güçle yüklü oldukları inancı, bu gücün kötü niteliklerinden yararlanmak amacıyla, bu güçle dolu ya da bağlantılı olduğuna inanılan nesnelerin insanlarca üstte taşınması uygulamasını doğurmuştur. Hayvan parçaları, taş, ağaç, metalden yapılma nesneler, özel biçim ve yazılar, yazılı kutsal sözler; sahibini kötülük, hastalık, felaket ve nazardan korur. Müslümanlık ve Hristiyanlığın yayıldığı bölgelerde en yaygın nazarlıklar el ve göz biçiminde olanlardır. Fadime Ana'nın eli, Meryem Ana'nın eli diye bilinen nazarlıklarla göz biçimindekilere Türkiye'de nazarlık denmektedir. Taşıyıcısına mutluluk ve başarı getireceğine inanılan uğurluğun nazarlıktan farkı, kötü etkileri uzaklaştırma niteliği olmamasıdır. Uğur eşyası genellikle kişisel ve tesadüfidir. Uğurlukların çoğu, nazarlıklar içinde olabildiği gibi, süs eşyasına dönüşmüştür...5

Alkızı / Alkarısı
Anadolu'nun farklı yörelerinde al, albastı, alanası olarak da tanımlanan ve genellikle lohusalarla yeni doğmuş bebeklere, ender olarak da gebe kadınlara, gelinlere, güveyilere, erkek yolculara ve atlara musallat olduğu ve çeşitli sağlık bozukluklarına, zaman zaman da ölüme yol açtığı düşünülen yaratıklara (dev, peri, cin vb.) verilen ad. Bu varsayımsal yaratık köpek, kedi, oğlak, buzağı, tilki, örümcek, kuş, gelin, erkek, güzel bir kadın, acuze vb. çok farklı biçimlerde tasarlanmaktadır. Alkızının zararlı etkilerinden korunabilmek için de yine farklı bölgelerde, ocaklı ailelerden birine ait bir eşyayı ya da süpürge, nazarlık, sarımsak vb. bir nesneyi, demir bir aleti lohusa ya da bebeğin yakınına yerleştirmek, lohusa odasında gece gündüz çerağ yakmak, yastığında ya da üzerinde kırmızı kurdele ya da altın bulundurmak, Meryem Ana otunu ıslatarak lohusaya içirmek, lohusanın baş ucuna bir kaz yerleştirmek vb. önlemler alınır.
Alkızı/alkarısının ölümcül etkisi, yani albasması, halk arasında lohusa humması olarak da bilinen doğum sonrası enfeksiyonların tüm organları sarması ya da septimisiyle açıklanmaktadır.
Alkızı/alkarısı inancı Orta Asya,İran ve Anadolu folklorunda yaygın olmakla birlikte, yeryüzünün büyük bölümünde tarihsel olarak var olmuş dişil kültlerle ilişkili olarak düşünülmelidir.6
age., s. 43. age., s. 35, 36.
5.   Yukarıdaki ya da farklı örnekler ile ilgili öğrencilerin bildikleri uygulamaları söylemeleri istenir.
6.   Halk inanışlarının verilenlerle sınırlı olmadığı, bunların dışında "su, dünya, ay, güneş, yıldız vb." etrafında da birçok inanışın oluştuğu ve halk inanışlarının geçmiş kültür ve inançlardan izler taşıdığı öğretmen tarafından vurgulanır.
.