ALMANYA VE PANGERMANİZM
Fransız J. Arthur de Gobineau’ un “İnsan Irklarının Eşitsizliği Üzerine “ adlı yapıtı (1853) geniş yankılar uyandırmış ve Almanya da yandaş bulmuştu. Zaten Almanya da siyasal birliğin sağlanmasında büyük etken olan Germenlik anlayışı ve ruhu giderek Almanların üstün ırk olduğu iddiasını doğurmuştu.
Gobineau ırkları yeteneklerine göre değerlendirirken Germenlere üstün bir yer vermişti. Ona göre;
Siyah Irk: Tutku, duyarlılık (Lirizm), artistik yaradılışın simgesiydi.
Sarı Irk: Çıkarlarına düşkün, bozgunculuk ve alçaklığa eğilimli idi. Ariler, Keltler, Slavlar sarı ırka karışmış ve ırksal özelliklerini yitirmişlerdir. Gobineau Türkleri de sarı ırk arasına sokmuştu.
Beyaz Irk: Beyazlardan saf olarak Germenler kalmıştı. Beyaz ırk akıl ve onurluluğun simgesiydi.
Tüm bunlarla birlikte devletin güçlü olması gerektiği toplumda kimi kişilerin ötekilerden daha üstün olduğuna dair felsefi görüşler ortaya çıkmıştır.
Filozof F. Hegel diyalektik ve İdealizme dayalı felsefesi ile devleti ön plana çıkarmıştı. Hegel devleti siyasal hayatın organik birliğinin temsilcisi kabul ediyordu.
Wilhelm ve Bismarck ise güçlü monarşiden yanaydılar. Böylece güçlü devlet kavramı uygulamada da ağırlık kazanmıştı.
Alman filozofu Friedrich Nietzsche (1844-1900) ile de “Üstün İnsan anlayışı “ doğmaya başladı. Yaşanılan hayatı sonsuz bir dönüş, bir savaşım olarak kabul eden Nietzsche bugün yaşadığımızı daha binlerce kez yaşamak zorundayız. Bu nedenle hayatı sevinçle karşılamalıyız diyordu.
Ona göre karanlıktan kurtulabilmek için iki şey gerekliydi: Kahramanca bir irade ve düş gücü Hıristiyanlığın “acıma ve kadere boyun eğme “ düşüncesi sahte bir davranıştır. Eşitlik kavramı da yanıltıcı bir değerdir. Çünkü gerçekte tam bir eşitlik söz konusu değildir. Kimi insanlarda irade ve düş gücü fazladır. İşte böyleleri üstün insan demektir.
Almanya da bu görüş ve akımlar “Pangermanizm” olarak güç kazanır olmuştu. Nietzsche’ ye göre “sürekli barış” boş bir hayaldir. Böylesi hayal güzel bir düş bile değildir. Tanrının kurduğu evrendeki düzenin bir ögesi de savaştır. Diyordu.
alıntı