29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI KONUŞMA METNİ
 
Sayın Okul Müdürüm,
Sayın Müdür Yardımcım,
Kıymetli Öğretmen arkadaşlarım,
Sevgili öğrenciler,
Değerli Misafirler;
         
 Bugün ülkemizin her köşesinde Cumhuriyetimizin 88. yıl dönümünü Millet olarak coşkuyla kutlamanın haklı gurur ve sevincini yaşıyoruz. Hepimizin Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.

          19 Mayıs 1919’da Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkarak Milli Mücadeleyi başlatıp,  29 Ekim 1923 tarihinde de “Türk Milletinin karakterine ve adetlerine en uygun olan idare, Cumhuriyet idaresidir.” diyerek ilan ettiği Cumhuriyet, Türk Milletine bırakılmış en büyük miras ve vazgeçilmez bir değerdir.

             “Cumhuriyet” sözcüğü,  “cumhur”  kökeninden türemiştir. Cumhur: Halk, demektir. Cumhuriyet ise; “halk yönetimi” anlamına gelir.

            Dünya ülkelerinde çok farklı karakterlerde cumhuriyet yönetimlerine rastlanmaktadır: “Teokratik Cumhuriyet”,  “Otokratik Cumhuriyet”, “Demokratik Cumhuriyet”, “Halk Cumhuriyetleri” gibi…

            Peki, bizim cumhuriyetimiz nasıl olmalıdır?

             Cumhuriyetimizin kurucusu, ulu önderimiz Atatürk’ün de sıklıkla vurguladığı gibi:
Türkiye Cumhuriyeti, demokrasi esasına müstenit bir devlettir.” (1932 -M.Kemal)

            Türkiye Cumhuriyeti, halkçı karakterinin yanı sıra demokratik bir cumhuriyettir. Çağdaş demokratik bir cumhuriyet; halkın yönetime katılımını, halkın hak ve hürriyetlerinin güvencesini esas alır. Zira hak ve hürriyetlerden yoksun toplumların ayakta kalmaları ve yaşamaları mümkün değildir.

             Lakin şu da binmelidir ki: Haklar ve özgürlükler, sadece anayasa ve yasalarda yazılı olmakla kalmayıp, vatandaşlar tarafından kullanılabiliyorsa bir anlam eder. İnsanlar düşüncelerini özgürce yazıp söyleyebiliyorlarsa,  hakları için örgütlenebiliyorlarsa, hakları için demokratik eylemleri engellenmeden örgütleyebiliyorlarsa, yönetenler; halkın taleplerini dinliyor ve karşılamak için çaba sarf ediyorsa; işte o zaman Cumhuriyetimiz, demokratik ve halkçı bir cumhuriyet olur.   

            Bizim de içinde yaşadığımız coğrafyada örneklerine sıkça rastladığımız gibi, halkına sırt çevirmiş, küçük bir elitin çıkarlarını gözeten, halkının taleplerine kulak tıkayan, en meşru talepleri bile şiddet yöntemleriyle baskılayan yönetimler; adı cumhuriyet de olsa yıkılmaya mahkûmdurlar.

            Ulu önderimiz Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kurduğu cumhuriyet; olmuş, bitmiş bir süreç değildir. Tam tersine onun “Devrimcilik ilkesi” gereği: sürekli olarak yeniliklere, değişimlere açık bir süreçtir. En ilerici kurumlar bile, koşullar içinde eskir. En ileri bir devrimin bekçiliği ile yetinenler, günün birinde değişen koşulların gerisinde kalmaktan, tutuculaşmaktan kurtulamazlar. Kemalizm’in sürekli devrimcilik anlayışının temel sebebi budur.      

             Bu nedenle, biz eğitimcilere düşen en önemli görev; Cumhuriyetimizi daima ileriye doğru geliştirmek için hak ve özgürlüklerinin bilincinde nesiller yetiştirmektir.

“Muallimler; Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”

          88 yıl önce büyük mücadelenin başarılmasında ve Cumhuriyetin kurulmasında başta büyük Atatürk’e ve bu uğurda canla, başla çalışan, hayatlarını kaybeden, kahramanlarımızı bugün bir kez daha rahmet ve şükranla anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz.

 

                                                                                               

                                                                                                Hasan YAŞKAYA

                                                                                              4/A Sınıfı Öğretmeni

eğitimhane

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir