ÖĞRETMENLER İÇİN KİŞİSEL GELİŞİM YÖNTEMLERİ

Aşağıda sizlere sunulacak farklı bir bakış açısından kendi öğretmenlik dünyanızı gözden geçirin. Yarattığınız farkı öğrencilerinizin davranışlarında görmek hayatınıza muhteşem bir neşe katacaktır. Okuduğunuz her başlığa ilişkin hemen bir uygulama gerçekleştirin.

Görevini sadece matematik, tarih, coğrafya, fizik… öğretmek zanneden ve insan yetiştirmeyi unutan meslektaşlarınızla olan farkınızı görmek için kullanın. Kendi hayatınıza yüklediğiniz anlamı zenginleştirmek ve daha coşkulu bir hayata sahip olmak için kullanın. İnsan yetiştirme sorumluluğunun gerektirdiği işleri daha eğlenceli ve verimli kılmak için kullanın.

1- GÜLÜCÜKLE BAŞLAYIN.

Gülümsemek için sadece 12 kasa ihtiyacımız var; oysa kaşlarımızı çatmak için 103 kası çalıştırmamız gerekiyor. Sınıfın arkasına GÜLÜMSE yazan büyük bir tabela asın. Bir öğrencinizden, GÜLÜMSE’menizi hatırlatacak bir monitör vazifesi görmesini rica edin. Kendinizi daha iyi hissedeceksiniz. Bugün bir gülücüğü paylaşarak hayatı daha parlak hale getirin.

2- DERSİ ANLATMAK, AMA NASIL?

Bir dersi hazırlarken kendinize şu soruları sorun:

  • Bu dersi öğretmek  neden önemlidir?
  • Öğrencilerin ihtiyaç duyduğu şeyler bu dersle karşılanabilir mi?
  • Dersin niçinini hayata geçirmek için hangi örnekleri verebilirim?
  • Öğrenciler öğrendiklerini ne zaman ve nerede uygulayabilirler?
  • Öğrencilerin bugün içinde yaşadıkları sorunlarının çözümünde bu ders nasıl yardımcı olacaktır?

Her dersin amaçlarını benimsetmek için mutlaka çok  senaryo bulabiliriz. Kendinize, düşüncelerinize, hayat gücünüze güvenin.

3-      ASLA SIKICI OLMAYIN.

Sıkıcılıktan kurtulmanın anahtar sözcüğü “değişim”dir.

  • ASO harflerini yazdığınız bir posteri sınıfın arkasına yapıştırabilirsiniz.
  • Hareketlerinize ve sesinize can katarak derse canlılık kazandırabilirsiniz.
  • Zaman zaman beklenmedik şeyler yaparak heyecan uyandırabilirsiniz (Sınıfta öğrencileri ayağa kaldırıp tekrar oturtmak gibi).
  • Masanızdan uzaklaşın
  • Öğrencilerin ilgi ve heyecanını yitirdiklerini anladığınız an, bir değişiklik yapın. Bu değişiklik konuda, yöntemde, oturma düzeninde olabilir.

“KENDİNİZİ NASIL GÖRÜYORSANIZ, ÖYLESİNİZ…”

4- 5 N (Ne, Nerede, Ne zaman, Niçin, Nasıl)

1 K (Kim)

1 H (Hangisi)

1 E (Eğer) İ KULLANIN. Nerede, Ne Zaman, Niçin, Ne, Nasıl, Kim, Hangisi ve Eğer ili başlayan sorular sorarak öğrencileri öğrenme sürecine dahil etmek zorundasınız. Bu sorular önce dikkati uyandırır, sonra düşünmeye ve katılmaya sevk eder.

Asla konferans verir gibi ders anlatmayın! Öğrenmeyi sağlamak için, düşünceyi canlandırıcı sorular sorarak öğrencilerle aranızda bir diyalog yaratın. Öğrenmenin öğrencinin sorumluluğunda olduğunu, öğrencinin ancak istediği ve aktif rol üstlendiği zaman öğrenebileceğini unutmayın.

Sınıfın katılımı olmadan 2 dak.  dan fazla konuşmayın.

5- EN ÖNEMLİ İLETİŞİM BECERİSİ:

Sözcükler % 10, konuşma tarzı % 30, vücut dili % 60. Bir öğretmenin sahip olması gereken en önemli iletişim becerisi, öğrenciyle sağlanan 2-5 saniyelik bir göz temasıdır. Göz temasını kullanmak, her öğrenciye önemli olduğunu hissettirerek  etkinliğinizi arttırır. Göz teması öğrenciye; “Seninle ilgiliyim, senin farkındayım, senin öğretmenin olmaktan mutluyum” mesajını iletir.

6- ANA GÜDÜLEYİCİ:

Sonuçlarla ilgili geribildirim. Her öğrenci yaptığı bir davranışın sonuçlarını bilmek ister. Öğrencilerimiz için bizim düşüncelerimiz çok önemlidir.

Her gün öğrencilerinize geribildirim sağlamanın yollarını gösteren bir liste yapın.

Bir gülümseme, “Aferin” demek, yorum ve düzeltmelerle notlandırılmış bir test de geribildirimdir.

Bütün öğrenciler başarı duygusunu tatmak ve bir işi nasıl yaptıklarını bilmek  isterler.

7- ÖĞRENCİYİ KAĞIT ÜZERİNDE ÖVÜN.

Her insan takdir edilmek ister ve

bundan mutluluk duyar. Özellikle bizim için önemli gördüğümüz insanlardan takdir görmek enerjimizi ve istekliliğimizi artırır. Kendimizi daha iyi görmemizi sağlar.

Hafta boyunca, farklı öğrenciler tarafından gerçekleştirilen başarıları not edin. Daha sonra size uygun başka bir gün kaleminizi çıkarın ve bir yaşamı değiştirmeye hazırlanın, kağıt üzerinde bir övgü yaratın. Bunu haftalık alışkanlıklarınız haline getirin.

Örnek: “Selçuk; matematik dersinde, büyük bir güven ve beceriyle kendini geliştirdiğini görüyorum. Başarılarında övün. Öğretmenin Hasan YILMAZ.” gibi.

8- İKİ ADIM ATIN.

Kürsünüzün arkasında oturduğunuz zaman, bir dersi

canlandırmak için gerekli olan enerji boşa gider. Hareket heyecanı gösterir ve size ve dersinize yönelik bir ilgi yaratır. İki ADIM atın. Öğrenci bu enerjiyi hissedecektir. Hareket edin. Sıranızın önüne geçin ve iki adım atarak doğal hareketlerle bir taraftan diğer tarafa yürüyün. Sağa doğru iki adım atın. Daha sonra bir an için durun ve sınıfla iletişim kurun. Sonra da, iki adım atarak sola yürüyün. Ardından ileri geri doğru yürüyün. Cesaretinizi arttırın ve ders anlatırken sınıfın arkasına doğru adeta dans ederek gidin.

9- DOKUNMA ZAMANI:

Öğrencilerin çoğu birey olarak değerli olduklarını bilmek  isterler. Kabul edilebilir bir şekilde dokunmak ilgilendiğinizi göstermenin etkili  bir yoludur. Okulumuz ve yaşadığımız çevre için en uygun olanını seçecek kişi sizsiniz. Standart, kabul edilebilir dokunuşlar:

  1. a. Basitçe tokalaşmak ve  (kararlı bir şekilde göz teması ile)
  2. b. Omuza hafifçe dokunmaktır.

Her gün kapıda, içten bir tokalaşmayla birkaç öğrenciyi karşılayın ve cesaret verici bir dokunuş ile ders esnasında zaman ayırın. Unutmayın, “siz elinizle öğrencilerin omuzlarına değil, bir kalbe dokunuyorsunuz.”

10- KORKUYLA SAVAŞIN.

Aptal görünme, sıkıntı ve aşağılanma korkusu    öğrencilerin risk almalarını engeller.

Tahtaya kalkan ya da bir soruya cevap veren bir öğrencinin sergilediği performans ne     olursa olsun, ayıplamamak ve kınamamak gerekir. Sınıfta risk almayı teşvik edin. “Başarısız olursanız üzülebilirsiniz, fakat denemezseniz hiçbir şey yapamazsınız.” İlk önce, beklediğiniz tam sonucu ve risk almanın kazanımlarını açıklayın. Riskin ardından ödülün geldiğini öğrencilere gösterin. En büyük ödülün de “başarının yarattığı o güzel haz duygusu” olduğunu vurgulayın. Thomas Edison örneğini anlatın.

11- BİR MİZAH PANOSU YAPIN.

Öğrencilerdeki mizah gücünü ortaya çıkarmak, bu gücün yerinde kullanılmasına ilişkin alışkanlıklar kazandırmak, onlara yapılabilecek en büyük yardımlardan biridir. Her şeyden önce “gülünmesi gereken yerde rahatlıkla gülebilen ve sınıfla birlikte güldüğünde kontrolü kaybetme korkusu taşımayan” bir öğretmenlik anlayışına ihtiyacımız var.

İyi düzenlenmiş bir mizah panosu öğrencilerinizin ilgi odaklarından biri olacaktır. Panonun üst kısmına “Gülmek önem taşır” “Tebessüm Bulaşıcıdır” “Gül ve Düşün” diye yazın. Şaka yazma yarışması düzenleyerek, öğrencilerin mizah anlayışlarını geliştirin.

12- GİRİŞİMİNİZİ CANLI TUTUN.

Girişiminizi canlı tutabildiğiniz kadar mutlu olacaksınız ve yaşam kaliteniz artacaktır. Hayatımızı güzelleştirme sorumluluğu kendimize aittir. Küçük bir adım atın. Örneğin bir kitapçıya gidin ve raflar arasında dolaşın. Gazete ve dergilerin kitap tanıtımı ile ilgili eklerinize göz atın. Bir kitap seçin ve okuyun. Zenginleşeceksiniz. Sonra paylaşın. Kendinizi yaşamaya mahkum ettiğiniz akvaryumdan çıkarın ve dünyaya bakın.

Bir kağıt kalem alarak işe başlayın. Sakin bir köşeye çekilin ve şu soruları kağıda yazın.

Sıklıkla kendinizi “olmak istediğiniz” gibi hayal edin.

“Değişebilir ve hayatımı daha güzelleştirebilirim.

İyi ki varım ve yaşıyorum.

Hayatımdan sorumluyum

Ben öğretmenim” deyin.

Unutmayın, sahip olduğunuz alışkanlıklarınızı sürdürdüğünüz sürece, hayatımızda hiçbir değişme meydana gelmeyecektir. Hayatımızda bir fark yaratmak bizim elimizde ve bunu sadece biz yapabiliriz. Ve biz kendimizi neye layık görüyorsak öyle yaşarız.

Bir değişimi  başlatmak için yarını beklemeyin. Şimdi “hemen” hareket geçirin.

13- BEKLENTİLERİ GENİŞLETMEK:

Öğrencilerinizdeki potansiyeli harekete geçirmek için, öğrencilerin kendi beklentilerini oluşturmalarını sağlamak için çaba harcayın.

Öğrencilerinizi tek tek ve bütün yönleriyle tanıyabilmek, onların beklenti oluşturmalarına yardım edebilmenin ön koşuludur. Kendini doğru tanıyan bir insan kendisi için daha uygun beklentiler oluşturabilir.

“Daha fazlasını beklediğiniz zaman, daha fazlasını elde edersiniz.”

14- BEKLEDİĞİNİZ ŞEYLERİ KONTROL EDİN.

*Denetleyemeyeceğiniz, kontrol edemeyeceğiniz ve sonuçlar hakkında öğrenciye geribildirim veremeyeceğiniz ödev ve görevleri öğrencilerinize yüklemeyiniz.

*Öğrencinin “ben bu işin üstesinden geldim, başardım” diyebilmeli

*Bir öğretmen ödevleri kontrol ve değerlendirme sürecinde takdir ve beğeni sunmakta cömert olmalıdır. “Beğenide cömert olmak” ve “takdir ifade eden sözcükleri daha sık kullanmak” bir anne babanın ve öğretmenin en fazla özen göstermemiz gereken davranıştır. Bu davranışlarımız, öğrencilerimizde sorumluluk duygusu ve kendine güvenin gelişmesine de hizmet eder.

15- BEKLEMEYİ BİLMEK.

Beklemek ve düşünmeye zaman tanımak. Belli aralıklarla, öğrencilere aktardıklarınızı düşünmeleri için en az 30 saniye konuşmamak. Daha fazlasını anlatmadan önce, bu bekleme, bilgiyi incelemeleri için, onlara zaman kazandıracaktır. Ders esnasında, anlattığınız her 10 dakikalık ders için en az 30 sn. bekleyin. Konu karmaşıksa, daha sık ve daha uzun süre bekleyin.

16- BİR YILDIZ HALİNE GELİN.

En iyi sınıflarınızdan ikisiyle yaptığınız en iyi derslerden birini videoya kaydedin. Amacınızın ne olduğunu ve onlardan nasıl bir yardım beklediğinizi sınıfa anlatın. Kaseti evde izleyerek geliştirmek istediğiniz yönlerinizi çıkarın.

17- 10/5 GÖZDEN GEÇİRME (TEKRAR):

Her 10 dakikalık ders için, 5 dakikalık bir öğrenci merkezli tekrar yapın. Öğrenci merkezli tekrar, öğrencilerin kendi kelime ve sorularıyla yaptıkları basit bir tekrardır. Böylece verdiğiniz mesajların karşınızdaki insan tarafından nasıl anlaşıldığı ve algılandığı önemlidir. Doğruları pekiştirmek ve yanlışları düzeltmek, eksikleri tamamlamak için “tam zamanında” bize fırsatlar sunacaktır.

“Öğrenme öğrencinin sorumluluğundadır” Bizim işimiz sadece rehberlik etmektir.

18- ZAMANIN SADECE % 30’U:

Konferans türü ders anlatımında sürenin % 70’inde dikkat dağılmaktadır. Öğrencilerden herhangi bir katılım olmadan asla 2 dakikadan fazla konuşmayın. “Onlara “ bir şeyler anlatmaktan ziyade “onlarla” bir şeyler konuşulduğu zaman, dinleme ve öğrenme seviyesinin arttığını göreceksiniz.

19- L.B.Ö.O.H. LÜTFEN BANA ÖNEMLİ OLDUĞUMU HİSSETTİRİN:

Sınıfınıza baktığınızda, öğrencilerinizin size mesajı olduğunu görebilirsiniz:

“Lütfen bana önemli olduğumu hissettirin”

“Lütfen bana bakın, ben önemliyim.”

“Takdir edilmek istiyorum.”

Öğrencilerinizin her biri özel ve tektir. Bir insanın özel olduğunu hissetmesine yardımcı olmak için , en son ne zaman içten bir kompliman yaptınız. Öğrencilere de önemli olduklarını hissettirerek bu duyguyu paylaşın.

Her gün, önemli ve özel olduğuna ihtiyaç duyan en az beş öğrencinin adlarından oluşan bir liste hazırlayın. Öğrencilerinizi takdir etmenin yollarını bulmaya çalışın.

Öğrencilerin doğum günlerini bir kenara yazın, böylece o özel gün geldiğinde, öğrencinin ismini ve “Mutlu Yıllar” cümlesini tahtaya yazın.

Öğrencileri isimleriyle çağırın.

Giyim tarzlarına iltifat edin.

Onları övmenin yollarını bulun.

Gülümsemenin gücünü unutmayın.

İlgilendiğinizi gösterin, küçük bir sevgiyi, nezaketi ve saygıyı paylaşın.

Ve inanın “salt sizin çabanızla bile” çok, ama çok şey değişecektir.

20- BİR DAHAKİ SEFER:

Bu kelime, pozitif deyimlerle istemediğiniz şeylerden ziyade istediğinizi şeyleri öğrencilere anlatmanızı sağlar.

Örnek: “Ahmet, başka arkadaşlarının düşünmeye bile fırsatı olmadan, daima soruları sen cevaplıyorsun” demek yerine…

“Ahmet, bir dahaki sefer bir soru sorulduğu zaman, dörde kadar sayıp, daha sonra el kaldırmanı istiyorum.” deyin. “Bir dahaki sefer”…; fikrini kullanın, mucizeyi göreceksiniz.

21- BEKLEMENİN GÜCÜ:

Bir derse canlılık katmak ve öğrencilerinizin dikkatini arttırmak için, cümlenin tam ortasında bir nefes alın. 4-5 saniye bekleyin. Öğrencilerin zihinlerini canlı tutmak ve doğru yöne yöneltmek için yeri iyi belirlenmiş birkaç beklemeyi kullanın.

22- KANCA TAKMAK:

Bir dersin son 2-3 dakikası, bir sonraki dersiniz için öğrencilerin dikkatini çektiğiniz, canlandırdığınız, büyülediğiniz, kısaca “kancayı attığınız” bir zaman dilimidir.

Her dersin son birkaç dakikası, bir sonraki ders için öğrencilerin ilgisini yakaladığınız yerdir.

İşte size 3 etkili yöntem:

  1. 1. Bir sonraki dersinizin amaçlarına uygun, ilgi çekici, öğrencilerin dikkatini çeken ve büyüleyen bir hikaye anlatın.
  2. 2. Dersinizi ilginç, eğlenceli, düşündürücü bir soru ile bitirin. “Bugüne kadar yaptığınız en zekice şey nedir?” gibi. Cevaplarını bir sonraki dersin başında istediğinizi söyleyin.
  3. 3. Dersinizin sonunda, düşündürücü ve ilginç bir söz söyleyin. Bu bir atasözü, deyim veya bir söz olabilir. Bunun üzerinde gelecek derse kadar düşünmelerini isteyin. Bu yöntem aynı zamanda eğlenceli ve ilginçtir.

23- TOPLULUK İÇERİSİNDE ÖVMEK:

Kalabalık içersinde yapılan övgünün etkisi daha büyük olur.k Her insanın övgüye değer bir yönü mutlaka vardır. Övdüğünüz öğrencide kısa sürede kendini kontrol etme ve davranışlarını denetleme mekanizmaları harekete geçecektir.

Yarın için, kelimelerle ve sıcak, samimi ifadelerle kucaklanmaya ihtiyaç olan 5 öğrenci seçin. Övgüyü dağıtırken açık, dolaysız ve samimi olun. Kalabalık içerisinde överek bir yaşımı canlandırdığınızı göreceksiniz.

24- NOT TUTMAK:

Not tutma, kısa, net ve işlevsel olduğunda, söylenen şeylere öğrencilerin konsantre olma becerisini de arttırır.

25- ÖRNEK ALMA:

Bir alandaki başarısı açık seçik ortada olan bir insanın ne yaptığını, hangi özelliklere sahip olduğunu, nasıl yaptığını izlemeye ve onun davranışlarını ödünç almaya modelleme (örnek alma) diyoruz.

Siz de, belirli öğretim becerilerine sahip bir öğretmenden derslerinden birini izlemek için izin isteyiniz. Örnek almak istediğiniz belirli becerileri dürüstçe o öğretmene söyleyin.

Öğrencilerinize de modelleme yöntemini öğretin. Unutmayın “Başarı arkasında iz bırakır” Ve bir insan bir işi yapabiliyorsa, bunu başkası da yapabilir. Elbette yetenekleri ölçüsünde ve elbette aynı çaba ve zamanı harcayarak.

26- HİKAYE ZAMANI.

Hikaye anlatmanın gücünü kullanın. Büyüleyici bir hikayeyle derse başlayarak ve sahneyi pozitif öğrenmeye ayarlayarak heyecan, coşku ve hareket yaratın.

Öğrencilerinizin ilgisinin dağıldığını hissedince hemen bir hikaye anlatımına geçin. Hikayeyi abartılı bir şekilde anlatın. Bu işle eğlenin, öğrencileriniz de eğlenecektir. Bazen de anlattığınız hikayenin bir yerinde susun. Öğrencilere –Ne olmuş olabilir? Gibi  bir soru sorun ve 30 san. Bekleyin.

Öğrencileri harekete geçirmede harika işe yarar.

27- KAVRAM-ÖRNEK-KAVRAM:

Kavramların açık ve net terimlerle anlamını yazın. Daha sonra, kavramın anlamını ispatlamak için örnekler toplayın. İllüstrasyon, hikaye ya da veri şeklinde anlamla ilgili somut örnekler verin.

Sonra sınıftan bu kavramı kendi kelimeleriyle tekrar etmelerini ve kendi öneklerini vermelerini isteyin.

28- YAPTIKLARINDAN EMİN OLUN.

Öğrenciler övgüyü şiddetle arzularlar. Bunu onlara verin! “Neredeyse olacak” noktasında gelen bir övgü, mükemmel sonuçlar doğuracaktır. Çabalayan ancak büyük başarı sağlayamayan bir öğrencinize fazlaca övgü yağdırın. Öğrenmeyle ilgili büyük bir enerji, heyecan ve sorumluluk dalgası göreceksiniz.

29- BİR DAHAKİ SEFERE… DAHA İYİ.

Derslerinizi daha mükemmel hale getirebilirsiniz. “Bir dahaki sefer” formunu kullandığınız zaman, ilerde yapacağınız dersler övgü toplayacaktır. Unutmayın! “Yaptığınız şeyi yapmaya devam ederseniz, sonuçlar ve sahip olduğunuz şey aynı kalacaktır.”

30- YETERİ KADAR İLGİLENİN.

Öğrencilerinizin isteklerini ve sorunlarını dinleyin. Durup dinlemek için her gün birkaç dakikanızı ayırın. Yargılayıcı değil samimi bir dinleme için değerli birkaç dakikanıza ihtiyacı olan öğrencilerin listesini yapın. Gününüzün belirli bir kısmını, 1-2 öğrenciyi dinlemeye ayırın. Dinleme hediyelerin en büyüğüdür, çünkü bu onlara değer verdiğiniz anlamına gelir.

31- KOMİK KARTLAR:

Gülme öğrenmeyi ateşler ve hayat çok fazla gülücüğe ihtiyaç duyar. Sınıfınızda mini bir “mizah gazetesi” öğrencilerinize hazırlatın. Öğrencilerin yazdığı şakalar, komik bilmeceler, el çizimi karikatürler ve öğrenci başından geçen hikayeler bulunsun. Hazırlayacakları mizah gazetesinin özgün, orijinal ve kendi ürünleri ile dolu olmasına teşvik edin.

32- AKLINIZDA UÇUŞUP DURAN CEVAPLARLA DİNLEMEK:

Dinlenmeye ihtiyacı olan iki öğrenci bulun. Ve yarın bir fırsat yaratın ve onları dinleyin. Yargılamayın ve öğüt vermeyin. Sadece sevgiyle ve göz teması ile dinleyin. Baş sallama ve içten bir gülümsemeyle geribildirim sunun. Öğrencilerinizin söylediğini tekrarlayın.

33- “S2 G” FORMÜLÜNÜ UYGULAYIN.

Bu formül “söz” “ses” ve “görsel” kelimeleri ifade etmektedir. Öğrencilerimize aktardığınız şeylerin söz % 10’unu; ses % 30’unu ve görsellik % 60’ını iletebilmektedir. Ders sunumunuzu ses özelliklerinizi değiştirerek, sunumunuza daha fazla animasyon ve hareket katarak kendinizi dikkat çekici farklı kılın.

34- BİR İYİLİĞİ PAYLAŞIN VE SEVİMLİLİĞİNİZİ ARTTIRIN.

Hemen şimdi bir fırsat bulun ve bir iyilik yapın. Sonra içinize yönelin ve duygularınızı hissedin. 5 öğrencideki iyi yanları bulmak için her gün birkaç dakikanızı ayırın. İyiyi bulmak ne kadar zor olursa, bunu paylaştığınızda yarattığınız etki o kadar büyük olur.

35- BEŞ HARFLİ EN KÖTÜ KELİME “SINAV”:

Öğrencilerinizin beyin haritasını değiştirerek işe başlayın. “Sınav” kelimesi yerine “Kendimizi Kontrol Envanteri” ifadesini kullanın. Bu değişiklik, başarısızlık ve korkudan ziyade mizahın baskın olduğu bir atmosfer yaratır. Öğrencilerinizin “kendi başarılarını görebilecekleri bir yaşantı sağlayın.”

36- KURALLARI KOYUN. İLK ÖNCE! Her sınıfın sınıf içi kuralları belirlemesi ve bunların yaptırımlarının  ne olacağı kararını vermesi için öğrencilerinize fırsat verin.Kuralları ve disiplin planını oluşturduktan sonra, bunları herkesin görebileceği bir yere asın. Öğrencilerin defterlerine yapıştırmak için kopyalarını çıkarın. Öğrenci merkezli kurallar koymak, sınıfınızdaki huzur ve düzeni arttırdıkça, size bunun zevkini yaşamak kalacaktır.

37- KÖTÜ İNANÇLARI YOK EDİN.

Üzüntü ve başarısızlığı ortadan kaldırmak, kötü inançları yok etmekle mümkündür.

38- YARALAYICI KELİMELERİ ORTADAN KALDIRIN.

Ağzınızdan çıkacakları tartıp, incitebilecek sözleri kullanmama konusunda uyanık olun. İncitici kelimelerin öğrencilerde telafi edilemez zarar verebileceğini unutmayın. Sıklıkla, kelimelerinizin öğrenciler için ne kadar önemli olduğunu kendinize hatırlatın. Kötü bir gün geçirdiğiniz zaman, hissettiğinizden farklı bir şekilde davranmaya kendinizi zorlayın. Yaralayıcı kelimeler istemeden kullandığınız zaman da “özür dileyerek” karşınızdaki insanda meydana gelen incinmeleri tedavi edecektir.

39- BİR GÜDÜLEYİCİYE İHTİYAÇ DUYUN.

Mesleğinizde, değişme ve gelişme işi çok önemlidir. Bir adım atarak yaşam kalitenizi artırmak için başlatmak istediğiniz bir değişikliği belirleyip, yaşamınıza geçirin. Bunun için de geribildirim almak için güvendiğiniz birini güdüleyiciniz olarak seçin. Unutmayın, gelişmek ve değişmek bir zenginliktir ve bizim yaşam kalitemizi artırır.

40- RAHATLAYIN.

Günlük hayatınız içindeki olaylar, görüntüler, sesler, sorumluluklar, zorunluluklar; zihinsel, duygusal ve bedensel yapınız üzerinde baskı ve basınçlar yaratır. Kendinize yardım etmek zorundasınız. Zihinsel, duygusal ve fiziksel dengeyi sağlamanız için, rahatlamayı öğrenmek ve gün boyu kendinizi rahatlatacak egzersizleri birkaç defa yapmak zorundasınız.

41- TEKRAR DALGASI.

Her 10 dak. bir öğrenci merkezli tekrarlar yapıldığında, öğrencilerin bilgiyi muhafaza etme oranı % 40 oranında arttığını göreceksiniz. TEKRAR DALGASI yöntemi  ile sınıfta önden arkaya, sağdan sola bu dalgayı yaratabilirsiniz.

Her 10-15 dak. ders sunumu arasına yerleştireceğiniz “tekrar dalgası” hem dersi eğlenceli hale getirecek, hem de öğrenilenlerin kalıcılığını arttırmada çok işe yarayacaktır.

42- ÇABALAMAYACAKLAR…NİÇİN?

Zaman zaman sınıfın önünde durun ve öğrencilerinizin yüzüne bakın. Bazı öğrencilerin boş bakışlarla ilgilenmeme davranışı gösterdiklerini görürsünüz.

Sınıfta, bir öğrencinin çaba göstermemelerinin nedenlerini ve neden çaba göstermeleri gerektiğini ifade edecek sebepler ortaya koymalarını isteyin. Bunların her birini tartışın ve gelişim için risk almanın faydalarını açıklayın. Bu konuda hikâyeler anlatın. Sınıftaki risk alan ve gelişen öğrenciler diğer öğrencilere yardımcı olacaklardır.

43- KİLİTLENMELER:

Bazen bir öğrencimizin genelde olumsuz davranışına kilitleniriz. O öğrenciye, kilitlendiğimiz davranışın etkisi altında bakar ve yorumlarız. “Görmeyi” başarabilirsek, her öğrencimizde görebileceğimiz yüzlerce güzel özellik bulabiliriz. Önce kendi kilitlerini ve kör noktalarınızı ortadan kaldırın.

“MİZAH, EĞLENCE VE İÇİMİZDEKİ ÇOCUĞU” yaşatmak bir şey kaybettirmek bir yana bizim yaşam coşkunuzu artırır.

44- ALIŞKANLIK YARDIMCISI:

Bazı alışkanlıkları kazanmak ve değiştirmek zor görünür, ancak değiştirilebilir. İhtiyacımız olan şeyler, istemek, ısrar etmek ve egzersizdir.

Alışkanlık Yardımcısı Tekniği

  • “Alışkanlık Geliştirme Formu”nu öğrencileriniz için çoğaltın.
  • Her öğrencinizin değiştirmeyi ya da kazanmayı istedikleri 3 alışkanlığı tespit etmelerini isteyin.

Böyle bir alıştırma, öğrencilerinizin kendi davranışları üzerinde söz sahibi olma, davranışlarını denetleme ve kendi davranışlarından geribildirimler alma özelliklerini de geliştirecektir.

45- SUÇLAMAYI BIRAKMAK.

Kendisinden ve davranışlarından sorumluluk duyma becerisi bir insan için başarı ve mutluluğun anahtarı gibidir.

Her hatada suçlu aramak, hayatınızdaki iyi şeyleri de mahveder.  Hayatınızı kontrol etmeyi becerin, aklınıza suçlu aramak düşüncesi geldiğinde kendisine “BEN SORUMLUYUM” deyin.

BİR ÖNERİ: Öğrencilerinizin “suçlu arama” davranışını terk etmelerine yardımcı olacak küçük bir önerim var. Bu öneri, “farkında olma pozitif değişime giden ilik adımdır” ilkesine dayanır.

  • Kırmızı keçeli kalemle “SUUÇLAMAYI BIRAK” yazın.
  • Mavi/yeşil keçeli kalemle “DAVRANIŞLARIMDAN SORUMLUYUM” ifadesini yazın.

*Ne zaman bir öğrenci/bir arkadaşınızın birini ya da bir şeyleri suçladığını görürseniz, bu kartları ona verin.

46- GECELİK TEKRAR:

Moralimizin, verimliliğimizin ve mutluluğumuzun 2 önemli formülü var:

  1. G & V- Gelişmek ve Vermek
  2. Ö & P- Öğrenmek ve Paylaşmak

ÖNERİ: Coşkunuzu ve mutluluğunuzu sürekli kılmanın ve artırmanın küçük bir yolu: *İyi yanlarınızı bir araya getirmek ve bir farklılık yaratabileceğinizi kendinize hatırlatmak için her gece başınızı yastığa koyunca şu 3 soruyu kendinize sorun;

  • Bugün nasıl bir gelişme gösterdim?
  • Bilgi ve becerilerimi öğrencilerimle paylaştım mı?
  • Bugün kimin kendisini iyi hissetmesini sağlamak için bir şey yaptım mı?

Cevaplarınızı dikkatle dinleyin ve yaptığınız iyiliği sevgiyle saklayın. Her gece yaptıklarınızı “Gecelik Tekrar”larla kendinize hatırlatın.

47- SADECE SORU SORUN:

Düşünmeye sevk edici  sorular öğrencilerin öğrenme sürecine aktif olarak katılmalarını sağlar.

Nasıl?

Eğer…? kelimeleri en iyi düşündürücü sorulardır?

Yeri iyi belirlenmiş, doğru zamanlanmış ve açık, net sorularla öğrencileri öğrenme sürecine dahil etmeksizin asla 2 dakikadan fazla konuşmayın.

48- MİSYONUNUZ ÖNEMLİDİR:

Öğretmenlik mesleğine niçin girdiğinizi düşünün. İtici gücünüzü canlı tutmanın anahtarı, azalmaya başlamadan önce iş şevkinizi yeniden tutuşturmak ve misyonunuzu yeniden düzenlemektir. Mesleğinizde değer verdiğiniz en az 10 şeyi yazın. Misyonunuz ortaya çıktığında kendinizi daha iyi hissedeceksiniz.

49- EN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİNİZ: SAKİN OLMAK.

Sizi çileden çıkaran durumlar yaşadığınızda sakin olmanız gerekiyor.

  • İçinizden 60’a kadar sayın. Olmazsa 30’a kadar.
  • İçinizdeki sese kulak verin ve gerekiyorsa o sesi değiştirin.

50- LÜTFEN ARAYIN.

Her gün 5 dak. ayırın. Her gün performansından ve davranışlarından hiç memnun olmadığınız 5 öğrenci belirleyin. Akşamüstü veya uygun bir zamanda, çocuklarının okuldaki performansıyla ilgili olarak velileri arayın ve/veya öğrencinizi arayıp olumlu davranışlarını övün.

51- MÜZİK… BİR ZORUNLULUK

Teneffüslerde, resim, beden eğitimi derslerinde müzik yayınının öğrenci üzerinde olumlu etkisi olacaktır.

52- 0+C=S (Olay+Cevap/Tepki=Sonuç)

Cevabı kontrol ederek, sonucu kontrol edebilirsiniz.

Hayatta karşılaşılan olayların kurbanı olmamayı öğrencilere göstermek için bu formülü onlara öğretin. Çeşitli olaylar bulun, olayı canlandırın ve hem + hem – muhtemel sonuçları tartışın. Olaylara everdiğiniz tepkilerin, sonucu nasıl belirlediğini tartışın.

Yağmurun Yağması + Şemsiye(,sığınacak yer bulmak,yağmurda dışarı çıkmamak =  Islanmamak    O                            +                                             C                                              =

S

Yağmura kızmak ve küfür etmek sonucu değiştirmez. Islanmaya devam edersiniz.

53- ÖVMENİN 60 YOLU:

Risk ve sorumluluk almak ve gelişmek konusunda bir istek göstermelerini sağlamak için; öğrencilerinizi normalden 2 kat daha fazla övgüye ihtiyaçları vardır.

Öğrencilerinizi her fırsatta övün. Bunu farklı kelimelerle ve beden dilinizle yapın.

***Günün, haftanın, ayın ve dönemin öğrencilerini sınıfla birlikte seçin ve fotoğraflarını övgüye değer davranışlarını listeleyerek panoya asın. Her öğrenciniz bir şekilde bu panoya girsin. (Ödevlerini yapmakta gösterdikleri titizlikten, çevrelerine gösterdikleri duyarlıktan, yardımseverlikten, beslenme alışkanlığından,…)

***Sözel ödülü de bolca kullanın. Özellikle bir başka insanın yanında övülmek öğrencilerde olumlu etkiler bırakacaktır.

54- EN İYİSİNİ GİYİN.

İyi göründüğünüz zaman, hem kendinizi iyi hissedersiniz hem de iyi öğretirsiniz. İyi giyindiğinizde, kendinize ve mesleğinize verdiğiniz önemi ve değeri sergilersiniz. Kendinizi harika hissetmenin önemli bir yolu harika görünmektir.

55- SİHİRLİ AYNA.

Kendinizi 10 sn. aynada izleyin. Daha sonra hayat dolu bir gülümseme takının ve  15 sn. bekleyin. Kendinizle ilgili sevdiğiniz en az 5 şey bulun. İçinizdeki iyiye kafa yorun. İyi başlayan bir günün geri kalan saatlerinde etrafınıza olumlu duygular yayacaksınız.

56- O İŞLEMİ YARIDA KESİN.

Negatif bir içsel konuşma yaşadığınız zaman, büyük  bir coşkuyla kendinize şu basit cümleyi söyleyin: KENDİMİ SEVİYORUM. Yüksek sesle veya içinizden söyleyebilirsiniz. Çılgınlık gibi görünebilir, fakat işe yarar.

57- ÖNEMLE DUYURULUR

Kendisine olumlu yaklaşıldığını gören her insan eninde sonunda olumlu yanıt verecektir. Okuldaki ilanlara “Lütfen ve Teşekkür Ederim” kelimelerini ekleyin. Okuyacak kişilerde pozitif eğilimler oluşturacaktır.

58- NE YAPIYORUM?

Her 6 haftada bir defa sınıfa kendiniz, dersiniz ve sınıfla ilgili belirli sorulardan oluşan bir liste sunun. Öğrencilerin soruları isimsiz, imzasız ve bireysel olarak cevaplasınlar.

……

-Benim dersimde en çok ne hoşunuza gidiyor ve niçin?

-En az neden hoşlanıyorsunuz ve niçin?

-Öğrenmeyi daha eğlenceli hale getirmek için “bir dahaki sefer” ne yapabilirim?

Her öğrencinin fikrinin sizin için çok değerli olduğunu ve onların tavsiyelerini ne kadar çok istediğinizi anlatın. Öğrencileriniz önemsendiklerini, insan olduklarını, özel olduklarını hissedeceklerdir.

59- TAHTAYI TEMİZ BIRAKIN.

Siz temiz bir tahta bırakacaksınız ve temiz bir tahta bulduğunuzda da, ilgili öğretmene içten bir teşekkür sunacaksınız.

60-

  • Öğretmeye değil, ÖĞRENMEYE;
  • Ezberciliğe değil, ANLAMAYA, UYGULAMAYA, ANALİZ VE SENTEZ YAPMAYA;
  • Şekil ve kalıpçılığa değil, KİŞİLİK GELİŞTİRMEYE;
  • Başarısızlığı ölçmeye değil, BAŞARIYI ÖLÇMEYE;
  • Eleme ve sistemin dışına itmeye değil, İSTEĞE VE YETENEĞE GÖRE DEĞERLENDİRMEYE VE YÖNLENDİRMEYE;
  • Programı merkez almaya değil, öğrenciyi MERKEZ ALMAYA;
  • Tek kaynağa dayalı değil, KAYNAK ZENGİNLİĞİNE;
  • Verileni aynen kabul etme ve itaat anlayışına değil, ÖZGÜR VE BİLİMSEL DÜŞÜNMEYE VE MANTIĞA;
  • Verileni aynen kabul etme ve itaat anlayışına değil, ÖZGÜR VE BİLİMSEL DÜŞÜNMEYE VE MANTIĞA;
  • Zorlamaya dayalı değil, İSTEKLENDİRMEYE;
  • Korkuya ve Otoriteye dayalı değil, SEVGİYE, DEĞER VERMEYE VE DEMOKRATİKLİĞE DÖNÜK BİR EĞİTİM ANLAYIŞI UYGULAMASI

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir