Orhun Yazıtları
“Bu yerde oturup Çin budunu ile anlaştım. Altını,gümüşü,ipeği, ipekliyi sıkıntısız öylece veriyor.”
Ben kendim kağan oturduğumda her yere gitmiş olan budun yaya olarak, çıplak olarak öle yite geri geldi. Budunu besleyeyim diye kuzeyde Oğuz kavmine doğru,güneyde Çin’e doğru on iki defa ordu gönderdim. Ondan sonra Tanrı buyurduğu için, ülügüm, kutum var olduğu için ölecek milleti diriltip besledim. Çıplak milleti elbiseli kıldım. Az milleti çok kıldım…
*** Bu alıntıyı yukarıdaki bölümde yazılanlarla karşılaştırarak okuyunuz. Ne gibi sonuçlar çıkarabiliyorsunuz.?
*Göçebeler kendi yaşam alanlarını genişletmek amacı ile zaman zaman yerleşikler içindeki hanedan kavgalarına veya halk ayaklanmalarına da karışırlar. Bu durum isteklerinin gerçekleşmesi için uygun bir zemin yaratır ve bundan yararlanırlar.(Akhunların Mazdek ayaklanmasını bastırmadaki rolleri, Çin deki hanedan mücadelelerine müdahale etmeleri vb.)
*Hakanın ve ileri gelen beylerin, yerleşik devlet hükümdarının kızı ve/veya soylu kızlar ile evlenmeleri de özellikle hakana güç sağlar, bu durumun sembolik önemi yanında, güçlü, yerleşik bir devlet ile kurulan akrabalık ilişkilerinin getireceği siyasi destek, kızın getireceği çeyiz ve hediyelerde boylar ve soylular üzerinde güç sağlamanın bir aracı olarak hakan tarafından değerlendirilir.
*Göçebe topluluklar gerektiğinde yerleşik bir devletin içinde paralı asker olarak yer alırlar(Peçenekler, Hunlar,Germenler vb.).
*Varlıklarını devam ettirebilmek için yerleşik bir devletin isteği doğrultusunda, kendi birliklerine dahil olmayan diğer göçebe topluluklar ile savaşırlar. Bu durumda, hem yerleşik devletten bu hizmetlerinin karşılığını alırlar hem de o devletin desteği ile birlik dışındaki göçebe boylarına karşı, bozkırda üstünlük sağlar veya üstünlüklerini pekiştirirler. (Attila’nın Batı Roma ile anlaşarak Burgontlar ile savaşması)
*Boylar birlik dağıldığında ve tek başlarına mücadele olanağı kalmadığında ya güçlü bir boyun denetimi altına girerler(yeni bir Boylar Konfederasyonu ortaya çıkar) ya başka yerlere göç ederler ya da yerleşik devletin, kendilerini bir yere yerleştirmesine izin verirler. Bu gelişme genellikle yerleşik devlet ile yapılan özel bir antlaşma sonucu ortaya çıkar. Boylar, belli bir yere yerleşirler ama karşılığında o yerleşik devletin askeri bir gücü olarak savaşmaya razı olurlar. Bir kısmı ise köylü olmaya ve vergi vermeye razı olur. Bazen de yerleşik toplumlar üzerinde egemenlik kurup yönetici kesimi oluştururlar ama asimilasyon sürecinden yine kurtulamazlar. Hatta değişen eski “barbar yöneticiler” kendi kabile ve boyları ile de mücadeleye başlar. Örneğin Topa’lar, Selçuklular, Osmanlılar. Asimilasyon sürecinde yerleşik toplum içinde -özellikle sayıları azsa- tamamen eriyip yok alabilecekleri gibi yerleşik toplum ile birleşerek yeni kültürel/siyasi/ sosyo-ekonomik birleşimlerin ortaya çıkmasına yol açarlar. Artık bu durumda, ne göçebe eski göçebedir ne de yerleşik toplum eski yerleşik toplumdur, yeni bir toplumsal yapı ortaya çıkmıştır.(örneğin Kavimler göçü sonrası oluşan Fransızlar, Almanlar, İspanyollar, İngilizler, Anadolu’da ise Selçuklular ve Osmanlılar.)
yalnız bn 6.sınıftayım başka baktım o daha iidi sos bilgiler ve tarih sitesi süpermiş
hımm ii güzel hoş çok lazımdı yalnız sagolun:)