I. BALKAN SAVAŞI

Trablusgarp da ki muharebeler Türkler için Balkan harbi ile son bulmuş ve İtalyanları bir avuç Türkün elinden Balkan harbi kurtarmıştır. Atatürk Balkan harbindeki acı yenilginin kırıklığı ile şöyle sesleniyordu;” Ey millet ey altı yüz yıllık çarşafa bürünmüş beş bin yıllık açık alınlı Türk kadını o beş bin yıllık gelenekleri bu günkü subayların komutasına verdiğin çocuklarına beşiklerinde iken ninni yaktın mı? Bu ninnilerle onlarda bir karekter yarattın mı? “Atatürk 1914 yılında çarşafı başka bir konuyu açıklamak için kullanmakta ve eleştirmektedir.

1878 Berlin Antlaşması ile Osmanlı önemli ölçüde Balkanların dışında bırakılmış ellerinde yalnızca Makedonya, Trakya, Teselya ve Arnavutluk kalmıştı. Berlin Antlaşması umulanın aksine bu topraklar üzerindeki paylaşım mücadelesine son vermedi. Balkan harbinden önce Osmanlının Balkanlardaki sınırların güvenliğini sağlaması çok güç bir yapıda bulunuyordu. Geniş kesimler birbirinden kopuk konumdaydı. Bunları birbirine savunması zor dar arazi kesimleri savunulması çok zor dar koridorlar bağlıyordu. Makedonya ve Kuzey Yunanistan’ın birbirleri ile ve her ikisinin Doğu Trakya ile irtibatı Dedeağaç-Selanik arasında dar ve savunulması çok zor bir koridor üzerinden sağlanabiliyordu.

Bulgaristan ve Sırbistan’ın durmak bilmeyen genişleme çabaları, Yunanistan’ın Makedonya’dan toprak istemleri ve Rusya’nın Balkan Slavlarını kışkırtma çabaları bölgede gerilimi iyice arttırmıştı..bu sırada Rusya’nın Balkanlarda artan gücünü kırmak amacıyla Avusturya-Macaristan İmparatorluğunun Bosna-Hersek’i topraklarına katması bir dönüm noktası oldu. Balkanlardaki etkinliğinin engellenmekte olduğunu gören Rusya Balkan ülkelerini birleştirme çabalarını hızlandırdı.

Rusların iki temel politikası vardı;

a) Slavları birleştirip Osmanlının Balkan topraklarını Slav devletleri arasında paylaştırmak

b) Boğazlara yerleşmekti.

Rusların Sırbistan la – Bulgaristan‘ı yakınlaştırma çabaları 13 Mart 1912 de imzalanan Sırp-Bulgar ittifak anlaşması ile sonuçlanmıştı. Rusya’nın hazırlıkta olduğu gibi antlaşmanın uygulanmasında da rol oynuyordu. Bu antlaşmayı, Bulgar- Yunan, Karadağ-Bulgaristan (sözlü) , Karadağ-Sırbistan (araları kötü olmasına rağmen )ittifak antlaşmaları izledi. Bulgaristan ile Sırbistan’ın imzaladıkları antlaşmanın gizli ekinde iki ülke koşullar uygun olursa Osmanlıya saldırmayı ve Makedonya’yı uygun bir biçimde paylaşmayı kararlaştırmışlardı. Osmanlının iyice güçsüz olduğunun anlaşılması ve Balkanlarda çıkan kargaşayı fırsat bilen Balkan devletleri harekete geçti.

İlk olarak Karadağ 8 Ekim 1912 de Osmanlı devletine savaş ilan etti. .Bulgaristan, Sırbistan, Yunanistan bunu takip etti. Rusya bu hareketi desteklerken Berlin Antlaşmasından sonra Almanya’nın Osmanlıya yakınlaşmasından çekinen İngiltere Rusya ya bu konuda serbestlik tanımıştır.

Balkan devletlerinin dört koldan saldırısı karşısında Osmanlı ağır yenilgiler almıştır.

Balkan harbinden önce ordunun subay ve komuta kadrosunun yapısına ilginç ve uyumsuz bir görünümdeydi. İki subay tipi bulunuyordu. Bu tiplerden birisini yeni açılmış ve her alanda özen gösterilmiş okullardan yetişen bilgili ve yurt sevgisi ile dolu genç bir kadro oluşturuyordu.

Diğerleri ise 300 yıllık yenilgilerin etkisi altında olan,,buna rağmen devlet,yurt ve saltanat için büyük fedakarlıklara hazır ancak bunun için gerekli atılımlar için ihtiyacı olan birikime sahip olmayan çoğunluğu en yetkili yerlerde bulunan subay ve komutanlardı. Balkan savaşları bu ikinci kadronun yönetiminde yapılmış, Balkan harbinden sonra büyük ölçüde bu yaşlı kadro emekli edilmiş ve I. Dünya savaşı genç subay kadrosu ile yapılmıştır.

Uşi Antlaşması imzalanmadan devlet Rumeli de Karadağ, Yunanistan, Sırbistan, Bulgaristan’ın dürtlü saldırısına uğramış ve ağır bir yenilgi almıştı. Bir aydan kısa bir sürede Bulgarlar Çatalca’ya kadar ilerlemiş, İstanbul kapılarına dayanmış, Edirne kuşatılmış, Yunanlılar Selanik’i işgal etmişlerdi.

Mustafa Kemal yönetimdeki düşkünlüğü ordunun siyasete bulaşmasının yol açtığı bölünmeyi gördüğü için Trablusgarp’a giderken arkadaşları Ali Fuat (Cebesoy) ve Asım (Gündüz) Beylere acı içinde şu kehanette bulunmuştu. “Korkarım bu savaştan dönüşte Rumeli yi de paylaşılmış göreceğiz !” Bir akşam Ali Fuat Beyle Selanik’te dertleşirken Mahmut Şevket Paşa’nın İttihat ve Terakki Cemiyetine söz geçiremediğini devletin ve ordunun bu dağınıklığı karşısında bir balkan savaşının çıkmasının önlenemeyeceğini söylemişti. İstanbul’da Harbiye Nezaretine koşan Mustafa Kemal Gelibolu Yarımadasında hazırlanacak bir güçle Bulgar ordusunu arkadan kuşatmayı önerdi. Görüş kabul edildi. Ayrılan kuvvetin harekat şube başkanlığına da kendisi getirildi. Plan gerçekçiydi. Ancak Enver ile Fethi Bey arasında eşgüdüm kuramayınca uygulanamadı. Olaylar Edirne’nin düşmesine Balkan devletleriyle Londra’da yapılan Antlaşmayla yeni sınırın Midye-Enez çizgisinde kabulüne dek vardı. Mustafa Kemal yarbaylığa yükseltildi

.

YENİLGİNİN NEDENLERİ

1-Coğrafi durumun çıkardığı sonuçlar.

2-Osmanlı ordusunun savaşa iyi hazırlıklı olmayışı seferberlik ve yığma işlerini zamanında yapmaması.

3-Orduda ikiliklerin doğması ve politikanın orduya yansımasıdır.

Var olan anlaşmazlık ordunun gücünü zayıflatmaktaydı. Orduda geri hizmetler aksadığı için araç, gereç,yiyecek sağlanamıyordu. Ayrıca Genel Kurmay savaş tehlikesi belirdiği halde önlem almak bir yana askerlerin bir bölümünü terhis etmişti.

Osmanlı ordusu Bulgaristan’a Trakya’yı bırakıp Çatalca’ya çekildi.

Yunanlılar Yanya, Selanik, Ege adalarını (Bozcaada, Limni, Samotraki ve Taşoz)’u işgal etti. Sırplar Manastır ve İşkodra’ya Karadağlılar ise Yeni Pazara saldırmışlardır. Bu karışıklıktan faydalanan Arnavutluk 28 Kasım 1912 de bağımsızlığını ilan etti. Böylece Arnavutluk bağımsızlığını kazanan son Osmanlı Balkan ulusu olmuştur. İstanbul’da hükümet değişikliği olmuş başa geçen Kamil Paşa hükümeti barış istemiştir. 3 Aralık 1912 de ateşkes anlaşması imzalandı.

Balkan devletleri ile Osmanlı 30 Mayıs 1913 de Londra da barış antlaşması imzaladı. Buna göre;

1-Ege adalarının kaderinin tayini ve Arnavutluğun sınırlarının çizilmesi işi büyük devletlere bırakılacak

2-Girit, Selanik, Güney Makedonya Yunanistan’a terk edilecekti

3-Midye-Enez hattının, batısında kalan topraklar Balkan devletlerine bırakılacaktı.

4-Silistre Romanya’ ya verilecek.

5-Arnavutluk’un bağımsızlığı tanınacaktı.

ÖNEMİ: Edirne Bulgaristan’a geçiyor, Bulgaristan Kavala, Dedeağaç arasındaki toprakları alarak Ege denizine ulaşıyordu. Londra antlaşması Osmanlı devleti’nin sonun geldiğini adeta haber veriyordu.

Konferans sırasında İttihat ve Terakki bir darbe gerçekleştirerek hükümeti ele geçirir. Bu olaya “Bab-ı Ali Baskını” denilmektedir. İstanbul da yapılan bir suikast sonucunda Mahmut Şevket Paşa öldürülür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir