SAVAŞ ÖNCESİ OSMANLI ‘NIN İÇ SİYASAL DURUMU
Savaş öncesinde Osmanlı çok büyük iç ve dış karışıklıklar içindeydi. 23 Temmuz 1908 de İttihat ve Terakki Meşrutiyeti ikinci defa ilan ettirmiş ve Abdülhamit 24 Temmuz 1908 de Anayasayı yeniden uygulamaya koymuştu. Fakat bundan sonra 31 Mart vakası olmuş, Hareket ordusu 21 Nisan 1909 da İstanbul’a gelerek ayaklandırmayı bastırmıştı. Abdülhamit tahttan indirilmiş yerine 65 yaşındaki kardeşi Mehmet Reşat’ı geçirmişti. (27 Nisan 1909) İttihat ve Terakki yönetimi eline almıştı. Ancak İttihat ve Terakki içinde sürekli çatışmalar olmaktaydı. İttihat ve Terakki’nin Balkanların birliği politikası Türklerin aleyhine sonuçlandı. Burada Sultan Abdülhamit’in takip ettiği politika ise Balkanlardaki çeşitli milletlerin birbirleriyle olan düşmanlıklarını körüklemek onları birbirine düşürerek Osmanlıya karşı birleşmelerini önlemekti. İttihat ve Terakki bunun tam tersi politika güttü. Yani Balkan milletlerine Osmanlılık adı altında birleştirmek istedi. Sonuçta Sultan Reşat’ı bu işi gerçekleştirmek için Rumeli gezisine zorladı. Fakat sonuç umulanın aksine oldu. Bulgar çeteleri, Sırplar, Yunanlılar Makedonya da çeşitli eylemlerde bulunmaktaydı. Ahmet Muhtar paşa’ya göre Trablusgarp da bir mukavemet bir cinayet demekti. İttihat ve Terakki cemiyeti ise savaşta tamamen mukavemetten yanaydı. Bunun sebebi hem kendi vatanperverlik duyguları icabı hem de halkın vatanperverlik durumuna seslenerek kaybetmekte oldukları itibarı ve insiyatifi yeniden ele almak imkanının doğmasıydı.
http://www.sosyalbilgiler.org
Şeyhülislam Cemalettin Efendi ise ittihat ve Terakki’nin savaşı boşu boşuna sadece kendi menfaatlerini düşünerek uzattığını halbuki savaşın uzamasının can ve mal kaybından başka bir işe yaramayacağının aşikar olduğunu hiç olmazsa Trablusgarp’ı İtalyanlara verip, Bingazi’yi kurtarmak şartıyla İtalyanlarla barışın daha hayırlı olacağını belirtiyordu. Bu zıt fikirler arasında Bab-ı Ali eldeki mevcut imkanlarla müdafaaya karar verdi.