2010 – ALES İlkbahar / Sözel
1. – 5. SORULARDA, CÜMLE VEYA PARÇA¬DAKİ BOŞLUĞU ANLAM BAKIMINDAN EN UYGUN BİÇİMDE TAMAMLAYAN SEÇENEĞİ
BULUNUZ.
A) B) C) D) E)
1. Artık aynı evde yaşayan insanlar bile birbirleriyle ancak günlük — ilgili olarak konuşmakta, duygu ve düşünce — ortadan kalkmakta, böylece ortak değerler kaybolmaktadır.
deneyimlerle – iletişimi sorunlarla – yoğunluğu davranışlarla – inceliği gereksinimlerle – paylaşımı konularla – şekli
3. Evet, bir şehri için onun tarihini ve kültürünü
bilmek . Ama ben kişinin kendini o kente
için, orayla ilgili yaşanmışlıkların ve anılarının ol-
ması gerektiğine inanırım.
A) öğrenebilmek – zorunludur – alıştırıp yaşaması
B) görmek – zordur – gitmiş gibi düşünmesi
C) gezebilmek – şarttır – tanıtıp sevdirebilmesi
D) anlamak – yeterlidir – kabul ettirebilmesi
E) tanımak – gerekir – ait hissedebilmesi
2. Dağların — kurulmuş olan Saraybosna, yemyeşil doğası, rengârenk çiçekleriyle yalnız bulunduğu bölgeyi değil, dünyayı da süsleyen bir kent. Her ne kadar binaların duvarlarına dikkatlice bakıldı¬ğında — kurşun delikleri, insanı — da…
A) üzerine – sayılan – duygulandırıyorsa
B) arkasına – gözden uzak – heyecanlandırıyorsa
C) (arasına – görülen – hüzünlendiriyorsa
D) çevresine – fark edilen – acıtıyorsa
E) yamacına – gözler önüne serilen – utandırıyorsa
4. Bu yazar, Türk edebiyatında sağlam biçemi, başa-
rılı dili ve temalarının çeşitliliğiyle hiçbir şiir akı-
mının ya da topluluğun içinde yer almadan, .
A) döneminin şiir anlayışına uygun yapıtlar verir
B) kendine özgü bir şiir dünyası kurar
C) okurların beklentilerini göz ardı eder
D) edebiyat çevrelerinin acımasızca eleştirileriyle karşılaşır
E) kendisine gereken değerin verilmediğini bilir
5. Romancı da tarihçi gibi araştırma yapabilir, top¬ladığı belgelerden yararlanabilir ama sıra yazma¬ya gelince işinin tarih yazmak değil, roman yaz¬mak olduğunu unutmamalıdır. Bunun için roman¬da, yazarın topladığı bilgiler ve belgeler, buz dağı¬nın suyun altında kalan büyük bölümü gibi olmalı,
A) göze batmamalıdır
B) çarpıcı sonuçlar doğurmalıdır
C) somut verilere dayanmalıdır
D) açık ve anlaşılır bir dil kullanılmalıdır
E) öznellikten kaçınılmalıdır
7. (I) Dünyanın en tanınmış edebiyat ödülü Nobel Edebiyat Ödülü’dür. (II) Bu ödül çoğunlukla dün¬ya politikasının etkisinde kalınarak, uluslararası üne ulaşmış yazarlara verilir. (III) Kimi zaman ye¬rini bulur, kimi zaman pek de değerli olmayan bi¬rine gider. (IV) Nice yazar var ki daha bu ödülü aldığı yıl unutulup gitmiş, kendi ülkesinin edebi¬yatında bile önemini yitirmiştir. (V) Bizim de ba¬şarılı sanatçılar yetiştirdiğimizi düşünüyorum; Sait Faik, Nazım Hikmet, Halikarnas Balıkçısı gibi…
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
6. – 11. SORULARDA, NUMARALANMIŞ CÜM-LELERDEN HANGİSİNİN, PARÇANIN ANLAM BÜTÜNLÜĞÜNÜ BOZDUĞUNU BULUNUZ.
6. (I) Son zamanlarda ülkemizde sıkça duyulan bir kavram var: İnovasyon. (II) Türkçede tam karşılı¬ğı olmayan bu sözcüğü dilimizdeki okunuşuyla yazmamız gerekiyor. (III) Bu kavram, her alanda “yeni”nin üretilmesi, özümsenmesi ve işletilmesi anlamında kullanılıyor. (IV) Bireyin ve toplumun gereksinimlerini karşılamak üzere yeni çözümler üretme amaçlanıyor inovasyonda. (V) Araştırma¬lar sonucunda geliştirilen yeni teknolojilerin kul¬lanımı ise inovasyonun temelini oluşturuyor.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
8. (I) Karabük Valiliği, başlattığı özel bir projeyle Karabük Yenice Ormanları’nın yürüyüş ve bisik¬let parkurlarını geliştiriyor. (II) Proje kapsamında, yürüyüş parkurlarına işaretler konulması, yön ve bilgi tabelaları yerleştirilmesi planlanıyor. (III) Ay¬rıca bölgeyle ilgili rehber kitaplar hazırlanması da düşünülüyor. (IV) Yenice Ormanları, Doğal Hayatı Koruma Vakfı tarafından, Avrupa’nın biyolojik çe¬şitlilik açısından en değerli ve acil olarak koru¬maya alınması gereken yüz orman alanı arasında gösteriliyor. (V) Bu çalışmaların amacı, yörenin doğal zenginliklerinin tanıtılması, ekoturizm ve doğa sporları için cazip bir merkez hâline getiril¬mesi.
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
A) I.
B) II.
9. (I) Deneme türündeki yazıların bence en önemli özelliği kesinlemelere gitmeden okuru kendisiyle tartışmaya çağırmasıdır. (II) Okur bizimle aynı gö¬rüşte olmayabilir ama yazımızı okurken bir kuşku büyümeli içinde. (III) O mu doğruyu yazıyor, yok¬sa ben mi en doğruyu biliyorum, diye. (IV) Mon-taigne’nin şu sözünü hep hatırlarım: “Yolda karşı¬mıza ilk çıkanla konuşur gibi yazmalı.” (V) Yazar¬lık yaşantımın en güzel övgülerinden biri sayarım bir genç okurumun bana söylediği şu cümleyi, “Her düşüncenize katılıyorum ama yazınızı okur¬ken sizinle tartışmaktan alamıyorum kendimi.”
C) III. D) IV. E) V.
12. – 15. SORULARDA, BAŞTA VERİLEN CÜM¬LEDEN KESİN OLARAK ÇIKARILABİLECEK YARGIYI BULUNUZ.
12. 2005’ten beri televizyonlarda yayımlanan bu ödül¬lü çizgi film, yoğun olarak Asya etkileri taşıyor.
A) Bir çizgi romandan 2005 yılında uyarlanmıştır.
B) Hâlâ yayımlanmaya devam etmektedir.
C) Bir Asya ülkesinde yapılmıştır.
D) Çizerleri arasında Asyalılar vardır.
E) Çok izlenmesinde aldığı ödül etkili olmuştur.
B) II.
A) I.
10. (I) Stockholm’de Djurgarden Adası’nda bulunan Skansen, İsveç’in ilk açık hava müzesi ve hay¬vanat bahçesi. (II) 1891’de müzenin kurulmasını sağlayan Arthur Hazelius, Endüstri Çağı önce¬sinde İsveç’in farklı bölgelerindeki yerel yaşam¬ları göstermeyi amaçlamış. (III) Skansen ilk önce adadaki Nordik Müze’nin bir bölümüyken 1963’te bağımsız bir kurum olmuş. (IV) Hazelius, uzun seyahatleri sonunda ülkenin her yerinden parça parça yüz elli civarında yapıyı yeniden inşa edil¬mek üzere müze alanına taşıyarak müzeyi oluş¬turmuş. (V) Bu müzedeki yapıların sadece üç ta¬nesi orijinal değil ama onlar da titizlikle kopya edilmiş.
C) III. D) IV. E) V.
11. (I) Size bir kitaptan söz eder biri; piyasada az sa¬yıda kalmış, eski bir kitaptır bu. (II) Bulmak için deliler gibi ardına düşersiniz o kitabın. (III) Sanki onu bulup da okursanız yaşamınızda bazı düğüm¬ler kendiliğinden çözülecek, bir şeyler kendiliğin¬den aydınlığa kavuşacaktır. (IV) Bunun için de gezmediğiniz kitapçı, sahaf kalmaz. (V) Zamanın¬da o kadar çok arayıp da bulamadığım, yakın bir tarihte sahafların birinde karşıma çıkan “Fakir Çalgıcı” adlı kitabı artık okuyup okumayacağım¬dan emin bile değilim.
13. Bazı atletizm branşlarındaki rekorların 1900-2007 yılları arasındaki gelişiminin incelendiği bir araş¬tırmaya göre, en çok rekor gülle ve cirit atma branşlarında, en az rekor kısa mesafe koşuların¬da kırılmıştır.
A) Gülle ve cirit atma branşlarında daha fazla ge¬lişme görülmüştür.
B) Uzun mesafe koşularında bir süredir yeni rekor kırılamamaktadır.
C) 2007’den sonra bazı atletizm branşlarında rekor kı rı lamamıştır.
D) Gülle ve cirit atma branşlarında yarışan sporcu sayısında son yıllarda artış olmuştur.
E) Atletizmin bazı branşlarında her yıl rekor kırıl-
maktadır.
A) I.
B) II.
C) III. D) IV. E) V.
14. Bu tiyatro, her sezon yeni ve farklı yazarların çar¬pıcı oyunlarını sergilemekteki tutarlılığını, bu yıl da seyirci karşısına çıkardığı oyunlarla sürdürdü.
A) Gittikçe yeni ve farklı yapıtlar bulmada zorlan-maktadır.
B) Her yıl kadrosuna yeni oyuncular eklenmektedir.
C) Seyirci tarafından beğenileceğine inanılan yapıt¬lar tercih edilmektedir.
D) Bu yıl sergilenen oyunlar daha önce sahnelen-memiştir.
E) Her sezon beklenenden çok izleyici gelmektedir.
15. Dünyadaki ruhani festivallerden biri olan bu fes¬tival, Hindistan’ın dört kutsal kentinde, her kentte ötekinden üç yıl sonra olmak üzere sırayla kutlan-maktadır.
A) Farklı kentlerde kutlanan iki festival arasında on iki yıl vardır.
B) Aynı kente tekrar sıra dört yıl sonra gelmektedir.
C) Her kente on iki yılda bir sıra gelmektedir.
D) Festival dört kentte aynı anda ancak on iki yılda bir kutlanmaktadır.
E) Hindistan’da kutsal kabul edilen yalnız dört şehir
vardır.
16.
.
I.
17.
16. – 19. SORULARDA, NUMARALANMIŞ
CÜMLELERİN ANLAMLI BİR BÜTÜN OLUެTURMASI İÇİN HANGİLERİNİN BİRBİRİYLE YER DEĞİŞTİRMESİ GEREKTİĞİNİ BULUNUZ.
I. Ne var ki Princeton Üniversitesinden bir jeolog,
dinozorların yeryüzüne çarpan bir gök taşı yü-
zünden yok olduğunu savunan popüler inanışı
geçersiz kılacak nitelikte ve bu konudaki tartış-
maları tekrar gündeme getiren, oldukça güçlü
yeni kanıtlar ortaya koydu.
B) I. ile III.
II. Bu gizemi çözmeye yönelik teoriler arasında gök taşı ve kuyruklu yıldız çarpması, yanardağ patlamaları, küresel iklim değişimi, deniz seviye¬sinin yükselmesi ve süpernova gibi seçenekler yer alıyordu.
III. İlk çağlarda yaşamış, günümüze fosilleri kalmış bir sürüngen olan dinozorların yok oluşuna ne¬yin sebep olduğu hâlâ gizemini koruyor.
IV. Bu bilim adamı, ABD’nin, Meksika’nın ve Hindis¬tan’ın birçok bölgesinde kaya oluşumlarını ince¬leyerek bu sürüngenlerin yok olmasını yalnızca gök taşı çarpmasına bağlamanın doğru olmadı¬ğı kanısına vardı.
V. Çünkü, farklı bölgelerde yapılan çalışmalar so¬nucunda bulunan bitki ve hayvan fosilleri, kitle¬sel yok oluşun, gök taşı çarpmasından hemen sonra değil, çok sonra gerçekleştiğini kanıtlıyor.
D) III. ile V.
C) II. ile IV.
E) IV. ile V.
Yeşilçam’ı Yeşilçam yapan yönetmenler artık iyiden iyiye köşelerine çekildiler.
Kim bilir belki ilerlemiş yaşlarının değişen sine¬ma ortamına pek uygun olmadığını düşünüyor¬lardır.
Bizlere armağan ettikleri o güzel filmlerin tadın¬da…
IV. Ama gönül yine de onlardan emeklilik dönemle-rini taçlandıracak birkaç film istiyor.
V. Ya da bunca yılın yorgunluğunu emeklilik döne-minde atmaya çalışıyorlardır.
A) I. ile III. B) II. ile III. C) II. ile V. D) III. ile V. E) IV. ile V.
18.
I. Binlerce yıl önce Doğu ve Güneydoğu Asya’dan
Adriyatik’e kadar uzanan coğrafyada yapılan
baharat ticareti, ekonomik sistemin temelini
oluşturduğu gibi dünya siyasetine ve kültürle-
rine de yön verdi.
II. Birçok el değiştirerek Avrupa’ya ulaşan baharat¬lar pahalıya mal olsa da bunların ticareti olduk¬ça yoğundu.
III. Bu baharatlardan biber, tarçın, zencefil, vanilya gibi bazıları, doğunun uç noktalarından uzun bir yolculukla Avrupa’ya taşınırdı.
IV. Çünkü aristokratlar arasında bol baharatlı ve aromalı yemekleri tüketmek modaydı ve baha-ratların önemli bir şifa kaynağı olduğuna inanı-lıyordu.
V. Türkler ise daima baharatın bol yetiştiği bir coğ-rafyada yaşadı, dolayısıyla baharat, Türk mutfa-ğının vazgeçilmezlerinden biri oldu.
A) II. ile III. B) II. ile V. C) III. ile IV.
D) III. ile V. E) IV. ile V.
20.
I. arayıp bulmaya adayan
II. tanımlayan sanatçı, bu çalışmasında
III. İstanbul’u bir kez daha yorumluyor
IV. kendini, şehirlerin ruhlarını
V. bir sokak fotoğrafçısı olarak
Yukarıdaki sözler anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baş¬tan ikinci olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
19.
I. Avustralya’nın güneyinde bulunan bir elmasın
yerkürenin derinlikleriyle ilgili önemli bilgiler sağ-
layacağı düşünülüyor.
II. Adelaide’ın 300 kilometre kuzeyinde Eurelia kö-
yünün biraz dışında bulunan bu elmas, Adelaide
Üniversitesinde elmas uzmanı olan Ralf Tap-
ııı pert’a gönderildi.
III. Bu kadar derinde içinde mineral barındıran elmasa bugüne kadar sadece Kanada ve Bre-zilya’da rastlanırken şimdi de böyle bir elmas Avustralya’da bulundu.
IV. Tappert ve ekibinin yaptığı araştırmada elmasın içinde ancak yer kabuğundan 670 kilometre de-rinlikte oluşabilen minerallere rastlandı.
V. Yer bilimciler böyle elmasların, yerkürenin alt katmanlarına dair birçok önemli bilgiyi barındı¬ran örnekler olduğu için çok önemli olduğunu düşünüyor.
A) I. ile II. B) II. ile III. C) III. ile IV.
D) III. ile V. E) IV. ile V.
I. Bu disiplinlerin ortaya çıkmasından sonra, in-
sanlık, bilgi birikimini sistemli olarak artırıp bi-
limleri ortaya çıkardı.
II. Daha sonraki aşamadaysa zeki olmayan ama
programlandıkları işleri hızla ve hatasız yapabi-
len makineler üretti ve mekanik işleri robotlara,
makinelere yaptırdı.
III. Tohumun büyümesi gözlenerek tarım, doğal
barınma koşulları taklit edilerek inşaat ve diğer
birçok disiplin ortaya çıktı.
IV. Şimdi de en az kendi kadar zeki ve kendinden
çok daha hızlı makineler yapmanın yani yapay
zekânın peşinde.
V. Medeniyet, insanın doğayı çeşitli yönleriyle taklit
etmesi ve bunu geliştirmesi sonucunda ortaya
çı ktı.
Yukarıdaki numaralanmış cümleler anlamlı bir bü¬tün oluşturacak biçimde sıralandığında, hangisi baştan dördüncü olur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
22. “Siz yolunuza devam edin, böyle yaparsanız hedefe kendiliğinden varırsınız.” sözü, aşağıdakilerden hangisinin önemini vurgulamaktadır?
A) Beklenmedik durumlara hazırlıklı olma
B) Hızlı karar verebilme
C) Ulaşılabilir amaçlar belirleme
D) Gerektiğinde yardım almaktan çekinmeme
E) Amaca doğru, kararlılıkla ilerleme
24. (I) Bu filmde oynayacak oyuncuların seçimi üç aşa¬mada yapıldı. (II) İlk önce başaktörler ve başaktrisler, ardından figüranlar, en son da çocuk aktörler seçildi.
(III) Aktörlerin seçimi her zamanki yöntemle yapıldı.
(IV) Seçilenlerin yüzlerinin, filmde anlatılan olayın
geçtiği zamanın yüzleriyle benzeşmesine çok dikkat
edildi. (V) Hepsi de “eski bir fotoğraftan fırlamış” de-
dirtecek türden olmalıydı. (VI) Bunun için az çaba da
harcamadık. (VII) Kuzey Almanya’daki hemen her kö-
yü gezip uygun yüzler aradık.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, altı çizili cümleyi açıklar niteliktedir?
A) II. B) III. C) IV. D) VI. E) VII.
23. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde eleştiri söz ko-nusudur?
A) Müzik hayatına lise yıllarında, yerel bir koroda şarkı söyleyerek adım atmıştı.
B) Eski grubuyla yollarını ayırdıktan sonra bir süre tek başına çalıştı ama pek de mutlu olmadı.
C) Beş yıl sonra çıkardıkları ikinci albümleri bekle¬nen ilgiyi görmeyince hayal kırıklığına uğradılar.
D) Çok nadir bulunan güçlü bir sesi vardı ama çev-resindekiler bunu anlayamayacak kadar ilgisizdi.
E) Geçmişte yaşadıklarıyla, okul yıllarıyla ve ailesiy-
le ilgili soruları her zaman cevaplardı.
25. (I) Varlık dergisinin bir sayısında Behçet Necatigil’in “Eski Sokak” adlı şiirine rastladım. (II) Behçet Necati-gil’in en güzel şiirlerinden biri bence. (III) Yalnızca ko¬lay anlaşılırlığından, yalınlığından değil. (IV) Şairin yüreğindekileri yansıtmasından, insanca bir sıcaklık vermesinden, yalnız bugüne değil yıllar sonrasına seslenen bir güç taşımasından. (V) Bir konuyu, bir duyguyu, bir özlemi, bir tutkuyu abartmadan, yücelt¬meden en yalın, en etkili, en özlü biçimde duyurma¬sından.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin¬de değerlendirme yapılmamıştır?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
26. (I) Çocukların sürekli sorduğu “Neden?” sorusunu ya-nıtlarken yetişkinlerin üç yaklaşımı var. (II) İlki “Vak¬tim yok, başka zaman sor.” demek. (III) İkincisi kısa ve çabuk cevaplar vermek. (IV) Üçüncüsü de sordu¬ğu soruyu önce kendisinin cevaplamasını istemek.
(V) Ne var ki çocuk ancak bu son yaklaşımla tartış¬mayı ve kendi düşüncelerini oluşturmayı öğrenebilir.
(VI) Bu da oldukça zaman alan, zor ve sabır isteyen bir yaklaşımdır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangile¬rinde yoruma yer verilmiştir?
A) I. ve V. B) II. ve VI. C) V. ve VI.
D) I., IV. ve VI. E) IV., V. ve VI.
28. (I) Bir roman, öykü ya da oyun başka bir anlatım formuna uyarlandığında artık onun ilk hâlini düşün¬memek gerekir. (II) Çünkü artık eldeki yeni bir form¬dur ve tartışma bu yeni form üzerinden yapılmalıdır. (III) Ne var ki romandan uyarlanan bu çizgi romanı, bu yeni forma göre değerlendirmekten yana olsam da kitapçı rafında görüp karıştırınca bir düğüm oluş¬tu içimde. (IV) Bir kırgınlık, bir aldatılmışlık hissi… (V) Ne de olsa bir gönül bağı, bir vefa borcu var ben¬de yazarına karşı. (VI) Ama dediğim gibi, bu tama¬men kişisel bir yaklaşım olarak değerlendirilmeli, baş¬ka bir şey değil.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin¬de, konuşan kişi öznel bir tutum içinde olmasının nedenini belirtmiştir?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV. E) V.
27. (I) Filmin yönetmeni, başrol için benimle konuştuğun¬da henüz senaryoyu yazmamıştı. (II) Hikâyesini an¬latacağı kişinin geçmişi hakkında fazla bir bilgiye sa¬hip değilmiş o zaman. (III) Ama onun, sıra dışı bir ha¬yatı olduğunu ve bunun da film yapmak için oldukça uygun olduğunu düşünmüş. (IV) Senaryoyu gördü¬ğümde kahramanın kişiliğinin oluştuğu yıllar bana daha çekici geldi. (V) Ayrıca hayatının ilerleyen dö¬nemlerinde modacı olmuş birinin hayatı nı anlatan bu filmin, moda ve kıyafet üzerine kurgulanmamış olma¬sı da ilginçti. (VI) Sıra dışı bir kadının yükseliş hikâye-siydi bu.
A) II.
B) III.
E) VI.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, kendisinden önceki cümlede söylenenlerin nede¬nini açıklamaktadır?
C) IV. D) V.
(I) Bir üniversite tarafından, ilköğretim öğrencileri arasında internet kullanımına ilişkin bir araştırma yapıldı. (II) Bunun sonucunda, interneti, kız çocuk¬larının % 60’ının iletişim, erkek çocuklarının % 55’inin oyun amacıyla kullandığı ortaya çıktı. (III) Araştırma, 12-14 yaş grubundaki 133 öğrenci arasında yapıldı. (IV) Ailelerin evlerine interneti, çocuklarının dersle¬rine yardımcı olması için aldığı öğrenildi. (V) Ayrıca öğrencilerin % 55’inin günde 1-3 saatini internet ba¬şında geçirdiği anlaşıldı.
İnternet kullanımına ilişkin bir araştırmadan söz edilen bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgi¬li olarak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, kimler üzerinde yapıldığı söylen¬miştir.
B) II. cümlede, cinsiyetlere göre kullanım amaçları yüzdelerle verilmiştir.
C) III. cümlede, kaç kişinin etkin kullanıcı olduğu açıklanmıştır.
D) IV. cümlede, hangi amaçla kullanılması beklen¬diği belirtilmiştir.
E) V. cümlede, kullanımı, zaman açısından sayısal
verilerle belirtilmiştir.
30. (I) Yayımcısının çok satış yapacağı ümidiyle yatırım yaptığı kitaplar vitrinlere yığılıyor, kitabevlerini popü¬ler yazarların posterleri süslüyor. (II) Kazancın ön pla¬na çıktığı bu süreçte, satış oranı düşük kitaplar dağı¬tımcı ve kitabevi tarafından önemsenmiyor. (III) Hatta bu kitaplar okuyucuyla karşılaşma fırsatı bile bulama¬dan iade ediliyor. (IV) Yayıncılar ve editörler bu yüz¬den, değerini az sayıda insanın anlayabildiği “iyi”lerin değil, “ilgi çekecek”lerin peşinde koşuyor. (V) Bu du¬rumu iktisattaki “Kötü para, iyi parayı kovar.” biçimin¬deki Gresham Kanunu’na benzetiyorum; yayın dün¬yasında da “kötü” kitap, “iyi” kitabı kovuyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola¬rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, saptama yapılmıştır.
B) II. cümlede, neden ve sonuç belirtilmiştir.
C) III. cümlede, çok okunmayan kitapların durumu ortaya konmuştur.
D) IV. cümlede, olumsuz bir yönelimden söz edil¬miştir.
E) V. cümlede, değişen bir anlayıştan söz edilmiştir.
32. (I) Şiiri ya da öteki edebiyat ürünlerini anlayabilmek için insanın “gerçeklik ve duyarlılık” eğitiminden geç¬mesi gerek. (II) Gerçeklik eğitimi herkes için gerekli, yolunu şaşırmamak için. (III) Duyarlılık ise kimi sa¬natçıların sözünü ettiği “ince” şeyleri anlamak için… (IV) Sanatların en yücesi olan yaşama sanatına kat¬kıda bulunan güzel sanatları, müziği, resmi, edebi¬yatı, tiyatroyu, sinemayı anlamakla ilgili bir duyarlı¬lık… (V) Bu alanlardaki eğitimi, basit bir meslek eğiti¬mi olarak düşünmeyelim. (VI) Her şeyden önce, sa¬nata zaman ayırmak, bu konularla ilgilenip onları özümsemek için elverişli koşulları oluşturmak çok önemlidir.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola¬rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, bir amaca ulaşmada gerekli koşullar
üzerinde durulmuştur.
B) II. cümlede, bir kavramın insanlar açısından öne¬mi belirtilmiştir.
C) IV. cümlede, önceki cümlelerde belirtilenlerle ilgili açıklama yapılmıştır.
D) V. cümlede, konunun bir yönüne dikkat çekil¬miştir.
E) VI. cümlede, sanatla ilgilenmenin doğuracağı so-
nuçlar belirtilmiştir.
31. (I) Diyet yapanların en önemli hatası, yeterince kar-bonhidrat almamaktır. (II) Ekmek, pilav, makarna gibi besinleri kesen kişilerin metabolizması, ihtiyacı olan karbonhidratı kastaki karbonhidrattan almaya başlar. (III) Bu da kas kaybı anlamına gelir ve beraberinde vücut su da kaybeder. (IV) Diyet yapan insan, tartıldı-ğında kilo verdiğini sanır. (V) Ancak kaybedilen yağ değil, kas ve sudur. (VI) Eğer kilo vermenize karşın yalnızca yüzünüz, kollarınız inceliyor, yağ deposu olan karın ve öteki bölgeler aynı kalıyorsa yağ kay¬betmediğinizi ve doğru zayıflamadığınızı bilmelisiniz.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola¬rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?
A) I. cümlede, yanlış bir davranıştan söz ediliyor.
B) II. cümlede, bazı besinlerin ne kadar alınması gerektiğinden söz ediliyor.
C) IV. cümlede, düşülen bir yanılgıdan söz ediliyor.
D) V. cümlede, bir gerçek ortaya konuyor.
E) VI. cümlede, uyarı yapılıyor.
33. Aşağıda verilen cümlelerin hangisindeki altı çizili söz çıkarılırsa cümlenin anlamında bir daralma olmaz?
A) Antrenmanlarını düzenli yapmayan bu koşucu¬nun, rakiplerini geçmesi şimdilik mümkün değil.
ne-
B) Kütüphanedeki araştırmasının uzun sürmesi deniyle ödevini zamanında bitiremedi.
C) Şehrin karmaşasının henüz başlamadığı sabah saatlerinde yalnız yürümekten hoşlanırdı.
D) En çok gol atan futbolcularını başka takıma kap-tırmalarına rağmen oyuncular hiç de kötü bir per-formans sergilemiyorlar.
E) Yağmur nedeniyle kayganlaşan yolda viraja sü-
ratle girince otomobilinin kontrolünü bir an için
kaybetti.
Zamanında kendisi de iyi bir kaleci olan Fransız dü-şünürü ve romancısı Albert Camus, “Ahlaka dair bil-diğim ne varsa futboldan öğrendim. Çünkü top hiçbir zaman beklediğim köşeden gelmedi.” demiş.
han-
Albert Camus bu sözleriyle aşağıdakilerden gisini anlatmak istemiş olabilir?
A) Ahlak üzerine geliştirdiği düşünceleri aktarmada futbol terimlerinden yararlandığını
B) İyi bir düşünür ve romancı olmasını, eskiden sporla uğraşmış olmasına bağladığını
C) Farklı bir alanda edindiği tecrübenin yaşama ba¬kış açısını etkilediğini
D) Kendisini, düşün ve yazın alanlarında, futbolda olduğundan daha başarılı bulduğunu
E) Başarılı bir sporcu olmanın öncelikle güzel ah-
laka sahip olmaktan geçtiğini
36. Bir araştırma için iki, üç ve dört yaşındaki çocuklar-dan oluşan iki farklı grup oluşturulmuş. Araştırmacı¬lar, çocukların daha önce görmedikleri nesneler hak¬kında sorular sormalarına izin vermişler. Birinci grup¬taki çocukların soruları nesnelerin sadece adları veri¬lerek, ikinci gruptaki çocukların soruları ise nesnelerin işlevleri de söylenerek yanıtlanmış. Yaşlarına bakıl¬maksızın ilk gruptaki tüm çocukların aldıkları yanıttan sonra nesnelerle ilgili tamamlayıcı başka sorular da sordukları, öteki gruptakilerin ise aldıkları yanıtlarla daha çok tatmin oldukları görülmüş.
Bu parçaya dayanarak aşağıdaki yargılardan han-gisine varılamaz?
ça-
A) Çocuklar nesnelerin özelliklerini öğrenmeye lışmışlardır.
B) Bir gruptaki çocuklara verilen bilgilerle, onların
sorduğu soruların sayısı arasında ters orantı
vardır.
û ■
C) Bilmedikleri nesnelerin yalnızca isimlerini söyle-mek çocuklar için bir şey ifade etmez.
D) Nesnelerin işlevleri ile adları arasındaki ilişki ço-cukların ilgisini çeker.
E) Soru sormak çocukların bilgi edinmek için kullan-
dığı bir yöntemdir.
35. Dün bir dergide okudum. Çocukluğumuzun “Susam
Sokağı”nın ilk bölümü yayımlanalı kırk yıl olmuş. Ora-
daki “Edi” ile “Büdü” koca adamlar olmuşlardır herhal-
de. İnsan düşünüyor ister istemez, “Bir iş sahibi oldu-
lar mı, evlenip çoluk çocuğa karıştılar mı?” diye. As-
lında işleri iyiydi, ekmek elden su gölden yaşıyorlardı.
Ama belli bir yaşa gelince bırakmışlardır bu işleri sa-
nırım. “Kırpık” hâlâ aynı küfede mi yaşıyordur acaba?
Sonra “Kurabiye Canavarı” o kadar kurabiyeden son-
ra göbeklenmiş midir? Kim bilir
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi yoktur?
A) Yorum B) Benzetme C) Tahmin
D) İkileme E) Mizah unsurları
37.
Amerikalı bir antropolog, Senegal’de yaşayan şem¬panzeler üzerinde yaptığı araştırmalarda, ilginç bul¬gulara ulaştı. Bu antropolog, ormanda yaşayan şem¬panzelerin bir lemur türünü avlamak için ağaçtan ko¬pardığı dalları dişleriyle sivrilterek bir çeşit mızrak yaptığını ve öteki şempanzelerin bu beceriyi izleye¬rek öğrendiğini gözledi. Aynı bilim adamı, şempan¬zelerin insanlar gibi bir tür kültür geliştirip geliştire-mediğini araştırmaya devam edeceğini dile getirdi.
Bu parçaya dayanarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Şempanzelerin farklı ortamlara kolayca uyum sağlayabildiği
B) Yeni becerilerinin şempanzeleri baskın tür hâline getirdiği
C) Her şempanze türünün bir şeyi öğrenme süresi¬nin farklı olduğu
D) Şempanzelerin başka canlılara yalnızca beslen¬me gereksinimi duyduklarında zarar verdiği
E) İnsan dışında, alet yapabilen başka canlıların da
bulunduğu
38. Çevirmen de bir insandır. Onun da bir bakış açısı vardır. Bu bakış açısı, ister istemez çeviriye yansır. Dolayısıyla aynı yapıtın farklı çevirileri olabilir.
Bu parçada çevirmenle ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi anlatılmaktadır?
A) Üslubunun yapıttan yapıta değiştiği
B) Düşüncelerini istediği gibi yansıtamadığı
C) Başka çevirmenlerden etkilendiği
D) Yetkinliğinin çeviriyi etkilediği
E) Çeviriye yorumunu kattığı
39. Masal kahramanlarının aşması gereken engeller ve yenmesi gereken güçlükler saymakla bitmez. Çocuk, kendisini onlarla özdeşleştirirken kötülerle ve onlarla bağlantılı olan tehlikelerle ilgili bilgi edinir. Masallar çocuğun düş gücünü geliştirip yaratıcılığını artırır. Ço¬cuk o masallarda kendisini arar, kendisini bulur. Ayrı¬ca mutlu sonlar, çocuğa her düşüşten sonra yeni bir yükseliş olacağı mesajını verir.
Bu parçaya göre aşağıdakilerden hangisinin, ma¬salların çocuklar üzerindeki etkilerinden biri ol¬duğu söylenemez?
A) Çeşitli duygularla yüz yüze getirdiği
B) Yapabileceklerinin ve yapamayacaklarının ayır-dına varmasını sağladığı
C) Umutlarını canlı tuttuğu
D) Düş dünyasını zenginleştirdiği
E) Olayların kendi başlarından geçtiği duygusunu
uyandırdığı
40. “Bütün ölüler unutulur… / Yaşayanlar kalır tek başla¬rına.” Eski yalıların birbirinden güzel resimlerine ba¬karken Melih Cevdet Anday’ın bu dizeleri geliyor aklıma. Yaşayanlar işte bu eski yapılar. Yaşıyorlar mı, yoksa çağlarından kopmuş birer geçmiş zaman hayaleti mi bunlar? Çoğu on sekizinci yüzyılda yapıl¬mış, bugün eski günlerin dilsiz tanıkları olarak duru¬yorlar oracıkta. Vapurla geçerken görüyorum onları. Kiminin kırık panjurları inik, kiminin soluk perdeleri kapalı. Her zaman içime dokunur görünüşleri.
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisi söylenemez?
A) Betimlemeye başvurulmuştur.
B) Konuşma havasıyla yazılmıştır.
C) Koşul bildiren cümleler kullanılmıştır.
D) Varlıklara, insana özgü nitelikler yüklenmiştir.
E) Yer yer birinci kişili anlatıma başvurulmuştur.
41. Bu yazar, her zaman, yakın çevresindekilerin dert ortağı, sırdaşı olduğu gibi, sokakta karşılaştığı her¬kesin de ablası, annesi gibi davranan bir “insan sev¬dalısı”. Öyküleri, okuruna anlatmadan sezdirir ardın¬daki duyguyu, insana dair duyarlıkları, incelikleri. Öy-külerindeki ayrıntılar ve dilin estetik kullanımıyla ya-ratılan hava, iyi bir senfonide olduğu gibi kusursuz¬dur. Fazlalıklara, kakofoniye yer yoktur. Metnin müzi¬ğinin aktarımı ve vurgular, noktalama işaretlerinin doğru kullanımıyla sağlanmıştır. Hatta yazdıklarını kimi kez tek bir sözcük ya da tek bir harfe kadar in¬dirgemiştir vermek istediği duyguyu vurgulamak için. Bütün bunları yapabilmek için Türkçenin olanakların¬dan olabildiğince yararlanmıştır. Onun diğer sanat dalları hakkındaki ayrıntılı bilgisi, yapıtlarına yansı¬mıştır.
Bu parçada anlatılan kişiyle ilgili olarak aşağıda-kilerin hangisine ulaşılamaz?
A) İnsanlarla iletişim kurmakta zorlanmadığına
B) İlgi alanının geniş olduğuna
C) Dil konusundaki yetkinliğine
D) Anlatmak istediklerini sık sık tekrarladığına
E) Yazdıklarında ses uyumuna önem verdiğine
42. Eskiden sütçümüz, yoğurtçumuz, sebzecimiz vardı. Onlarla merhabalaşırdık. Hijyenin ve kalitenin belgesi işte bu merhaba idi. Hâl hatır sorduğumuz, hangi zey¬tinden hoşlandığımızı bilen, iyi peynirden bizi haber¬dar eden bakkalımız vardı. Şimdi potansiyel tehlike olarak görüldüğümüz için üstümüz arandıktan sonra girebildiğimiz büyük alışveriş merkezlerindeki süper marketlerde satılan on binlerce ürünün arasında bir seçim yapamamanın sıkıntısını yaşıyor, “merhabasız” alışveriş yapıyoruz. Hiper, süper ve mega gibi sıfatla¬rın kullanıldığı, isimleri yabancı olan marketlere ne kadar sık giderseniz gidin, güvenlik görevlisi, bölüm sorumluları ya da kasiyerlerle sohbet edemezsiniz. Market arabalarıdır orada size en tanıdık gelen.
Aşağıdakilerden hangisi bu parçada yakınılan durumlardan biri değildir?
A) Zamandan kazanmak için büyük alışveriş mer-kezlerinin tercih edilmesi
B) İnsanlar arasında güvensizliğin artması
C) Ürün çeşitliliğinin kararsızlığa neden olması
D) Adlandırmalarda Türkçe sözcüklerin kullanılma¬ması
E) İnsan ilişkilerinde kopuklukların olması
44. İtalyan Rönesans Sanatçısı ve Mühendisi Leonardo da Vinci’nin bugün dünyanın dört bir yanındaki önemli koleksiyonlara dağılmış not defterleri büyük ilgi görü¬yor. Bu ilgi defterlerin içeriğinden, da Vinci’nin şifreli notlarından ve açıklamalarından kaynaklanıyor. Def¬terler, anatomik çizimler ve fantastik savaş silahların¬dan sanatsal çalışma eskizlerine ve karalamalara dek pek çok şey içeriyor. Da Vinci’nin, defterlerin hemen her sayfasına aldığı anlaşılmaz notlar, aslında “ay¬nayla okunan yazılar”. Da Vinci’nin bunu, notlarını düşman gözlerden gizlemek için mi yoksa solak ol¬duğundan bu şekilde daha kolay yazabildiği için mi yaptığı hâlâ bir sır. Ancak, notlarını sıradan okuyucu¬dan gizlemeye, en azından kolay anlaşılır olmaktan uzaklaştırmaya çalıştığına şüphe yok.
Bu parçada Leonardo da Vinci’nin defterleriyle ilgili olarak aşağıdakilerin hangisine değinilme¬miştir?
A) Neler içerdiğine
B) İlgi odağı olmasının nedenlerine
C) Dünyanın çeşitli yerlerinde bulunduğuna
D) Hakkındaki bilinmeyene
E) Yazıldığı dönemde yayımlanmadığına
43. James Joyce’un “Ulysses” romanı, Stephen Dedalus ve Leopold Bloom’un Dublin’deki epik yolculukları¬nın gerçekleştiği tek bir günü anlatır: 16 Haziran 1904. “Bloomsday” olarak da bilinen bu gün, artık dünyanın her yanındaki “Joyceseverler” için bir ge¬lenek hâlini almış durumda. San Fransisco’dan Sydney’e, Trieste’den Paris’e birçok şehrin kendine özgü “Bloomsday Festivali” var. Neredeyse 60 şe¬hirde kutlanıyor ama en şenliklisi Molly ve Leopold Bloom’un, Dedalus’un, Buck Mulligan’ın ve tabii ki James Joyce’un memleketi olan Dublin’de gerçekle-şiyor. Öğle yemeği için, Bloom’un yaptığı gibi Duke Street’teki Davy Byrne’s Pub’a gidiliyor. Öğleden sonra Bloom’un gittiği Ormond Hotel’e uğranılıyor. Ulysses’ten bölümler okunuyor, edebiyat etkinlikleri düzenleniyor.
Bu parçada Ulysses romanıyla ilgili olarak aşağı-dakilerin hangisine değinilmemiştir?
A) Olayların geçtiği mekânlara
B) Gerçek olaylardan yola çıkılarak yazıldığına
C) Roman kişilerine
D) Yazarının nereli olduğuna
E) Bir festivalin düzenlenmesine esin kaynağı oldu-
ğuna
45. VE 46. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
47. VE 48. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
(I) Simyacıların maddeleri altına dönüştürmek için giriştikleri çabalar onları, keşfettikleri ve kullandık¬ları kimyasalların özelliklerini araştırmaya yöneltti.
(II) Hakkında bilgi sahibi olunan elementlerin gittik¬çe artması, kimya biliminin gelişmesini sağladı ve elementleri sınıflandırma gereksinimini ortaya koy¬du. (III) Daha sonra, elementlerin isim ve özellikle¬rini içeren, işlevlerini ifade edecek kadar esnek yapıda yeni bir şifreli dilin gerekliliği ortaya çıktı. (IV) Bunun için çeşitli tablolar hazırlandı ama ilk modern periyodik tablo Rus Kimyager Dimitri Men-deleyev tarafından 1869’da geliştirildi. (V) Tablo, kimyayı anlama yolunda atılan çok önemli bir adım¬dı. (VI) Tablonun “periyodik” diye nitelendirilmesiyse benzer özelliklere sahip elementlerin aynı periyotta olmalarından kaynaklanıyordu. (VII) Var olan ele¬mentlerin kimyası hakkında pek çok bilgiyi özetleyen bu periyodik tabloya bakıldığında, elementlerin temel nitelikleri görülebilmektedir.
45. Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangile¬rinde neden-sonuç ilişkisi vardır?
A) I. ve III. B) II. ve V. C) I., II. ve VI.
D) II., IV. ve VII. E) III., V. ve VI.
46. Bu parçada aşağıdaki sorulardan hangisinin ce¬vabı yoktur?
A) Elementlerle ilgili araştırmalar ne gibi gelişmeler doğurmuştur?
B) Periyodik tablonun başlıca özellikleri nelerdir?
C) Simyayla ilgili çalışmalar hangi alanın gelişme¬sine katkıda bulunmuştur?
D) Periyodik tablo son hâlini ne zaman almıştır?
E) Tablonun “periyodik” olarak adlandırılması neye
dayanmaktadır?
Dünya, milyonlarca insanı ekran karşısına çeken ve gelmiş geçmiş en iyi televizyon dizilerinden biri olarak kabul edilen “Lost”un sonunu büyük bir merakla bek-liyor. Tamamen kurguya dayalı, ıssız bir adada geçen bu diziye, sürekli yeni karakterler eklenerek, ölen karakterler hikâyeye yeniden alınarak ve karakterlerin hikâyeleri geçmiş, şimdi ve gelecekte birbiri içinde işlenerek dizinin temeli olan merak ögesi sürekli canlı tutuluyor. Kendi kültürünü yansıtan yapımları beğenip yabancı dizi izleme alışkanlığı olmayanlar, popüler kültürü sevenler, yeni medya araçlarını sonuna kadar kullanmayı bilen yeni kuşak, bilim kurgu ve mitoloji meraklıları “Lost” dizisinin izleyici kitlesini oluşturuyor.
47. Bu parçaya göre, “Lost” dizisinin izlenme oranının
yüksek olmasında,
I. karakterlerdeki çeşitlilik ve değişim,
II. hikâyenin ıssız bir adada geçmesi,
III. karakterleri canlandıran oyuncuların tanınma¬mış olması,
IV. hikâyede farklı zaman dilimlerinin iç içe geçmesi
özelliklerinden hangileri etkilidir?
A) I ve II B) I ve III C) I ve IV
D) II ve III E) III ve IV
48. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisinin
“Lost” dizisi izleyicisi olması beklenmez?
A) Çağdaş bilimin verileriyle düş gücünden yarar-lanılarak oluşturulan ürünlerden hoşlananlar
B) Yaşanmış gerçek olayları izlemeyi sevenler
C) Evrenin doğuşuna ya da dinsel olaylara dayalı hikâyelere düşkünlüğü olanlar
D) Toplumun geniş kesimlerine seslenen gelişme¬lere ilgi duyanlar
E) Yerli yapımları izlemeyi sevenler
49. VE 50. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
51. VE 52. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Doğu Karadeniz kırsal bölgesine ilk kez gidenler, özellikle turistler, gördükleri ufak tefek ahşap yapı¬ları, çocukların oynadıkları ağaç evlere benzetirler. Serender adı verilen bu yapılar aslında ev değil, yi-yecek saklamak amacıyla yapılmış yerlerdir. Ahşap çatmayla yapılanı da var, boğaz geçmeyle yapılanı da; kerestesi çam olan da var, kestane olan da… Bu çeşitliliğe karşın serenderler aslında basit bir mima¬riye sahiptir. Bunlar toprağa çakılı dört ayak üstüne oturtulmuştur. Yiyecekleri kemirgenlerden korumak için yerden iki-üç metre yüksekte inşa edilen bu yapı¬ların, iş bittikten sonra toplanıp kaldırılabilen merdi¬venleri vardır. Ayrıca yiyeceklerin havadar bir ortam¬da, bozulmadan saklanabilmesi için bir dizi küçük oymalı penceresi bulunur.
Bayramlardan bir gece önce, içimdeki küçük kız çıkı-veriyor ortaya. Yatağının baş ucuna koymak için, ka¬barık, kısa bir etek, yeni açmış nar çiçeği renkli bir gömlek, altına siyah rugan ayakkabı ve kıvırcık saç-larını iki yandan tutturacak parlak taşlı tokalar istiyor benden. Sürekli yanımda olmasını isteyip de bulama-dığım o küçük kızın gönlünü etmek, bu tek başına geçirilen günlerde öylesine zor geliyor ki bana. Emi¬nim benim gibi daha niceleri var üstelik. Çocukluğum¬daki bayramları özlüyorum! O bayramları anımsa¬mak, o günleri aramak eskimiş olmak mı, diye düşü¬nüyorum sıklıkla. Gelenekleri yadsımanın neredeyse erdem sayıldığı günümüzde, bayramları bile eskiten biz değil miyiz aslında? Geçmişten bugüne neler de¬ğişti de bayramları bayram gibi yaşayamaz olduk?
49. Bu parçaya göre, aşağıdakilerden hangisi seren-
derlerin bir özelliği değildir?
A) Yılın belirli bir döneminde kullanılması
B) Kiler olarak kullanılması
C) Görünümlerinin farklı bir şeyi çağrıştırması
D) Değişik malzemelerden yapılabilmesi
E) Yapımlarında farklı tekniklerin kullanılması
51. Bu parçadan aşağıdaki genellemelerin hangisine julaşılamaz?
A) Çocukluk yıllarında yaşanan bayramların verdiği zevk farklıdır.
B) Bayramlar, birlikte geçirilen zamanlar olmaktan çıkmıştır.
C) Zaman içinde bayramların insanlar açısından anlamı değişmiştir.
D) Toplumsal uzlaşma için fırsat olan bayramların değerlendirilmesi gerekir.
E) Toplumun değer yargıları zamanla değişebilir.
I. Pencerelerinin olması
II. Yerden yüksek olması
III. Portatif bir merdivene sahip olması
IV. Basit bir mimariyle yapılmış olması
Bu parçaya göre, serenderlerin yukarıda verilen özelliklerinden hangileri “önlem” amacı taşımak¬tadır?
A) I ve II B) I ve III C) II ve IV
D) III ve IV E) I, II ve III
52. Bu sözleri söyleyen kişi aşağıdakilerden hangi¬siyle nitelendirilemez?
A) Küskün B) Duygusal
C) Eski günleri özleyen D) Üzgün
E) Geleneklerine bağlı
53. VE 54. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
55. VE 56. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Elden kaçıveren zamanı henüz yakalayan olmadı. Mezopotamya, Mısır, Yunan, Roma, Çin, Celali, Ru¬mi, Hicri, Miladi, Gregoryen takvimleri… Firari zama¬nın peşinden her kültür kendi takvimini yaptı. Çünkü zaman çok değerliydi ve kendi yaptıkları takvim ne kadar çok kişi tarafından benimsenirse o kadar söz sahibi olabilirlerdi. Bir takvimin kitlelerce kabul gör¬mesi ancak, onun zamanın en küçük bölümlerini belirleyebilmesiyle sağlanabilirdi.
2000 yılında, Etiyopya’nın Dikika bölgesinde, 3,3 mil-yon yıl önce yaşadığına inanılan üç yaşındaki bir ço-cuğa ait fosil bulundu. Bu fosilin Australopithecus afarensis türüne ait olduğu ve bu türe ait bugüne ka¬dar bilinen en eski fosil olan Lucy’den yüz elli bin yıl önce yaşadığı tahmin ediliyor. “Selam” adı verilen bu kız çocuğunun fosilinin eksik parçalarının bulunması dört yıl sürdü. Bütün kemik parçalarının bulunmasının ve onun bir çocuk olmasının, insanın evrimiyle ilgili önemli ipuçları vereceği düşünülüyor. Araştırmayı ya-pan bilim adamlarına göre, ayak kemikleri ve diz ya¬pısı çocuğun kesinlikle iki ayak üzerinde dik yürüdü¬ğünü, kol kemiklerinin dizlere kadar inmesi ise tırma-nabildiğini gösteriyor. Parmaklarının da çok daha kıv¬rımlı olması bu teoriyi destekliyor. Ayrıca kafatasının küçük olması beyninin küçük olduğunun bir göster¬gesi.
53. Bu parçaya göre, kültürlerin kendi yaptıkları tak¬vimlerin yaygınlaşmasını istemesinin nedeni aşa-ğıdakilerden hangisidir?
A) Kullanıcıları arasındaki ortak kültürü temsil et¬mesi
B) Her kültürün, kendi yaptığı hesabın doğru oldu-ğuna inanması
C) Egemenliğini başkalarına kabul ettirmek istemesi
D) Takvimdeki hataların fark edilip düzeltilmesini hızlandırması
E) Döneme ilişkin kayıtlardaki karmaşanın bitirilmek
55. Bu parçada “Selam” ile ilgili olarak aşağıdakiler-den hangisine değinilmemiştir?
A) Ne tür yiyeceklerle beslendiğine
B) Hangi türün özelliklerini taşıdığına
C) Kol kemiklerinin özelliğine
D) İskeletinin tamamının bulunduğuna
E) Kafatasıyla beyninin büyüklüğü arasındaki iliş-
kiye
54. Bu parçaya göre, bir takvimin yaygın olarak be¬nimsenip kullanılabilmesi için aşağıdaki özellik¬lerden hangisine sahip olması gerekir?
A) Kullanımının kolay olması
B) Kültürel değerleri önemsemesi
C) Herkesçe anlaşılır bir dille oluşturulması
D) Son dönemde icat edilmesi
E) Zamanı olabildiğince ayrıntılı olarak göstermesi
56. Bu parçaya göre “Lucy” için aşağıdakilerden han¬gisi söylenebilir?
A) Parmak kemiklerinin daha kıvrımlı olduğu
B) İki ayak üzerinde dik yürüdüğü
C) Daha erken dönemde yaşadığı
D) Boyunun daha kısa olduğu
E) Ağaçlık bir alanda yaşadığı
57. VE 58. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
59. VE 60. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Sık sık yanıma öğrenciler gelir. Edebiyat öğretmenleri ödev vermiştir, “Bir şair ya da yazarla röportaj yapın.” Gelirler, hep aynı soruları sorarlar, “Hayatınızı anlatır mısınız? Kaç kitap yazdınız?” gibi. Sorulardan, oku¬ma alışkanlıklarının olmadığını hemen anlarım. “Aç şu kitabımı oku.” derim öylelerine, oturup yaşam öy¬kümü mü anlatayım uzun uzun? Ama geçen gün iki liseli kız öğrencinin bana yönelttiği şu soru birden bir ı şı k yaktı içimde: “Okura yetişmek, ondan geri kalma¬mak için ne yapıyorsunuz?” Öteki soruları da ilgi çeki¬ciydi. Ama kafam takıldı bu soruya. Okurun gerisinde kalmak demek, çağın beğenisinin, toplumun özlemle¬rinin, isteklerinin dışında kalmak demektir. Ben de onlara “Ne mi yapıyorum? Önce iyi bir okur olmaya çalışıyorum.” dedim. Eskiden bazı ünlü yazarlar, “Ben okumam, yazarım.” derlerdi, bu yüzden okunmaz ol¬dular.
57. Bu parçada yazar özellikle aşağıdakilerin hangi¬sinden yakınmaktadır?
A) Öğrencilerin röportaj yapmak için sürekli kendi-sini seçmesinden
B) Yazdığı yazıların, yayımlanan kitaplarının okun-mamasından
C) Öğretmenlerin hep aynı konuyla ilgili ödev ver-mesinden
D) Kendisine kalıplaşmış, sıradan soruların yöneltil-mesinden
E) Yoğun çalışma hayatı boyunca başka işlere za-
man ayıramamasından
Amerikan sineması eskiden hikâye anlatmada çok başarılıydı, şimdiyse en kötüler arasında yer alıyor. Çünkü artık hikâye değil, durum anlatıyor. Filmlerin büyük çoğunluğunda, neler olacağı ilk on ya da yirmi dakikada anlaşılıyor. Bu hikâye anlatmak değil. Hikâ¬ye kıvrımlarını yavaş yavaş açar, telaşla bir sağa bir sola savrulmaz.
59. Bu parçaya göre, Amerikan sinemasıyla ilgili ola¬rak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) İ yi senaryo bulmakta güçlük çekildiği
B) Filmlerin gereğinden uzun olduğu
C) Yüksek gişe getirisi olan filmler çekildiği
D) Teknolojinin olanaklarından aşırı ölçüde yararla-nıldığı
E) Filmlerin, izleyicinin merak duygusunu canlı tu-
tamadığı
58. Bu parçada yazar, bazı ünlü yazarların okunmaz hâle gelmesini aşağıdakilerden hangisine bağla¬maktadır?
A) Başkalarının yazdıklarıyla ilgilenmemelerine
B) Çok sayıda ürün verememelerine
C) İlgi çekici konular seçmemelerine
D) Gelenekçi yapıda olmalarına
E) Yazdıklarının anlaşılmamasına
60. Bu parçaya dayanarak iyi bir sinema filminin,
I. trajik olaylardan uzak olma,
II. daha önce i şlenmemi ş konuları seçme,
III. olayları önceden kestirilemeyecek bir yönde
geliştirme
özelliklerinden hangilerini taşıması gerekir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve III E) II ve III
61. VE 62. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
63. VE 64. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Nesnelerin kaydını tutma gereksinimi, sayı sistemleri¬nin gelişmesini sağladı. Dünyanın birçok bölgesinde yazının gelişiminden önce görülen bu sistemler, soyut bir kavramı şifrelemek için kullanılan ilk örnekler ol¬mayı bugün de sürdürüyor. Bundan 30 bin yıl kadar önce avcı topluluklar, tahta veya kemikten yapılma çetele çubukları kullanıyordu. Amaç, büyük olasılıkla öldürülen hayvanların sayısını kaydetmekti. Mezopo¬tamya’da Sümerlere ait MÖ 3400 yılından kalma say¬ma işinde kullanılan kilden yapılmış markalar, stok tutma ve muhasebe sisteminin başlangıcını oluştu¬rur. İnsanlar basit sayma işlemlerinde genellikle el ve ayaklarından yararlandıklarından sayı sistemlerinin çoğu ondalık basamak sistemini temel alır. Mayalar, Aztekler ve Keltler 20’lik sistemi, Mezopotamyalılar 60’lık sistemi benimsemişlerdi. Sayıların harflerle gösterildiği alfabetik sayı sistemleri, Yunanlılar, Ro¬malılar, İbraniler ve sonraları Araplar tarafından ge¬liştirildi. Ancak, şimdi dünyanın her yerinde “Arap” sistemi kullanılıyor.
61. Bu parçada aşağıdakilerin hangisine değinilme-miştir?
A) Avcı toplulukların kullandıkları sayma aracına
B) Markaların hangi malzemeden yapıldığına
C) Ondalık basamak sisteminin nasıl ortaya çıktığına
D) Günümüzde hangi sayı sisteminin kullanıldığına
E) Yazının bulunmasının sayı sisteminin gelişmesini
nasıl etkilediğine
Sap ve başlıktan oluşan bir tıraş bıçağı en fazla ne kadar geliştirilebilir ki? En keskin tıraş bıçağı daha ne kadar keskinleşebilir? Televizyonlarda gösterilen tıraş bıçağı reklamlarından söz ediyorum. Çok da uzun ol-mayan aralıklarla “geliştirilen” yeni bir modelin rekla¬mı yapılıyor. Her yeni modelin elden kaymayı engel¬leyen “yeni” bir sapı, yüzü daha az tahriş eden “yeni” bir başlığı oluyor. Gerçekte değiştirilen şey sadece sapın rengi ya da bıçağın tasarımı olduğuna göre, bu reklamlar, sektördeki yoğun rekabetten kaynaklanıyor olsa gerek. Üstelik bu reklamlar gösterilirken firmanın önceki modelleri piyasada satılmaya devam ediyor. Böylece firma bu son reklamıyla daha önce reklam¬larda aynı şekilde tanıtılan önceki modellerinin o ka¬dar da iyi olmadığını kabul etmiş oluyor.
63. Bu parçada asıl anlatılmak istenen aşağıdakiler-den hangisidir?
A) Yenisi çıkan bir ürünün, eskisinin satış miktarını düşürdüğü
B) Kimi televizyon reklamlarında gerçeklerden uzak bilgiler verildiği
C) Tüketicilerin, reklamların doğruluğunu araştırma-dan ürün satın aldıkları
D) Firmaların ürünlerini sık sık geliştirerek piyasaya sundukları
E) Tüketicilerin ürün satın alma kararlarında reklam-
lardan etkilendikleri
62. Bu parçada aşağıdakilerden hangisi arasındaki amaç-araç ilişkisinden söz edilmemiştir?
A) Öldürülen hayvan sayısının kaydı – çetele çubuk¬ları
B) Stok tutma – markalar
C) Sayma – el ve ayaklar
D) Ölçme – rakamlar
E) Şifreleme – sayı sistemleri
64. Aşağıdakilerden hangisi bu parçanın yazarına ait bir düşünce olabilir?
A) Firmalar yaptıkları reklamlarla eski ürünlerini do-laylı olarak kötülemektedir.
B) Teknolojik gelişmelere ayak uydurmak zordur.
C) Piyasada yaşanan yoğun rekabet tüketicilere yarar sağlamaktadır.
D) Firmalar arasındaki rekabet arttıkça reklam için harcanan para da artmaktadır.
E) En etkili reklamlar, televizyon aracılığıyla yapı-
lanlardır.
65. VE 66. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
67. VE 68. SORULARI AŞAĞIDAKİ PARÇAYA GÖRE CEVAPLAYINIZ.
Ben romanlarımı planlayarak yazmam. Kurgu, yaz¬manın bana verdiği bütün coşkuyu, zevki yok ediyor. Bana göre kitap yazmak, otların arasında parlak renkli bir ipin ucunu bulup ipi heyecanla kaynağına kadar takip etmektir. Bazen ip kopuverir ve ortada öylece kalıverirsiniz. Ama ip bazen de -şanslı, cesur ve kararlıysanız- sizi bir defineye götürür. Ve define hiçbir zaman o kitaptan kazanabileceğiniz para de¬ğildir; define, yazdığınız kitaptır.
(I) Satranç şampiyonu Garry Kasparov 1996 yılında “Derin Mavi” adlı bilgisayarla satranç maçı yapmıştı.
(II) O sırada ben, “Gün gelecek insanoğlu karmaşık problemleri insandan çok daha kısa sürede çözen bil-gisayarı satrançta yenemeyecek.” demiştim. (III) Bir arkadaşım ise, “Bilgisayar insan yapımı olduğu için insanoğlu daima bilgisayara galip gelecektir.” görü-şünü savunmuştu. (IV) Sosyoloji eğitimi almış olma¬ma karşın ben makineyi üstün bulurken matematik eğitimi almış olan arkadaşımsa insanı üstün bulmuş¬tu. (V) Konuştuklarımızı duyan bir akademisyen bu konunun araştırılmaya değer olduğunu söylemişti.
65. Bu sözleri söyleyen yazarla ilgili olarak aşağıdaki-lerden hangisine ulaşılabilir?
A) Yazdıklarıyla, okurun kafasında soru işaretleri belirmesini amaçlamaktadır.
B) Romanlarında gerçek ve düş iç içe geçmiştir.
C) Kullandığı dil kolay anlaşılır değildir.
D) Romanlarında anlattıklarını bir sonuca bağlama-maktadır.
E) Yazma, severek yaptığı bir iştir.
66. Bu parçada yazarın “ip kopması” olarak nitelendir¬diği olay aşağıdakilerin hangisi olabilir?
A) Masa başında aralıksız çalışmaktan sıkıntı duy¬ması
B) Yapıtın içerik yönünden zengin olmaması
C) Yazarken bir noktada tıkanıp kalması
D) Düşüncelerini anlatırken uygun sözcükleri bul-makta zorlanması
E) Yaratıcılığını yitirdiğini sanması
68. Bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ula¬şılabilir?
A) Sosyoloji ve matematik, farklı temeller üzerine kurulmuş disiplinlerdir.
B) Sosyoloji eğitimi almış kişilerin aynı zamanda iyi bir matematikçi olmaları beklenemez.
C) Temeli matematiğe dayanan bilgisayarlar, insa¬nın yapamayacağı her şeyi yapabilme özelliğine sahiptir.
D) Teknolojinin gelişmesi, insana olan gereksinimi giderek azaltacaktır.
E) Kişiler, yüksek öğrenimde edindikleri bilgilerini
günlük yaşamda uygularlar.
69. – 72. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
DİKKAT! HER SORUYU BİRBİRİNDEN BAĞIM¬SIZ OLARAK CEVAPLAYINIZ.
Kaan, Leman, Mert, Nesrin, Osman, Özge ve Polat adlı öğrencilerin, beş seçenekli bir sorunun hangi seçeneğini işaretledikleriyle ilgili olarak aşağıdakiler bilinmektedir:
• A seçeneğini iki, D seçeneğini üç kişi işaret-lemiştir.
• B seçeneğini yalnız Osman işaretlemiştir.
• C seçeneğini hiçbir öğrenci işaretlememiştir.
71. Kaan’ın, D seçeneğini işaretlediği biliniyorsa aşa-ğıdaki ifadelerden hangisi kesinlikle yanlıştır?
A) Leman, D seçeneğini işaretlemiştir.
B) Nesrin, A seçeneğini işaretlemiştir.
C) Nesrin, D seçeneğini işaretlemiştir.
D) Polat, E seçeneğini işaretlemiştir.
E) Mert, A seçeneğini işaretlemiştir.
69. Bu bilgilere göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi kesinlikle yanlıştır?
A) Kaan ve Leman aynı seçeneği işaretlemişlerdir.
B) Leman ve Nesrin farklı seçenekleri işaretlemiş-lerdir.
C) Özge, A seçeneğini işaretlemiştir.
D) Özge, D seçeneğini işaretlemiştir.
E) Özge, E seçeneğini işaretlemiştir.
72. Polat’ın, A seçeneğini işaretlediği biliniyorsa
I. Leman,
II. Nesrin,
III. Özge
adlı öğrencilerden hangileri kesinlikle D seçene¬ğini işaretlemiştir?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız III
D) I ve II E) I ve III
70. Nesrin’in işaretlemiş olabileceği seçenekler, aşa-ğıdakilerin hangisinde verilmiştir?
A) Yalnız A B) Yalnız D C) Yalnız E
D) A ve D E) A ve E
73. – 76. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE
GÖRE CEVAPLAYINIZ.
DİKKAT! HER SORUYU BİRBİRİNDEN BAĞIM¬SIZ OLARAK CEVAPLAYINIZ.
74. Aşağıdaki ürünlerden hangilerinin reklamı 6 nu¬maralı panoya yapıştırılmış olabilir?
A) Yalnız N B) Yalnız P C) K ve P
D) N ve P E) K, M ve N
1’den 7’ye kadar numaralandırılmış yan yana yedi ta¬ne reklam panosuna K, L, M, N, P ürünlerinin reklam¬ları yapıştırılmıştır. Bununla ilgili aşağıdaki bilgiler ve-rilmiştir:
• K ve N ürünlerinin reklamları ikişer reklam panosuna, diğer ürünlerin reklamları bir rek-lam panosuna yapıştırılmıştır.
• M ürününün reklamı, K ve N ürünlerinin bu-lunduğu panoların arasındaki panoya yapış-tırılmıştır.
75. P ürününün reklamının 4 numaralı panoya yapıştı-rıldığı durumda aşağıdakilerden hangisi kesinlikle doğrudur?
A) M ürününün reklamı 6 numaralı panoya yapıştı¬rılmıştır.
B) M ürününün reklamı 5 numaralı panoya yapıştı¬rılmıştır.
C) K ürününün reklamı 2 numaralı panoya yapıştırıl¬mıştır.
D) K ürününün reklamı 5 numaralı panoya yapıştırıl¬mıştır.
E) N ürününün reklamı 7 numaralı panoya yapıştırıl-
mıştır.
73. Aşağıdakilerden hangisi kesinlikle yanlıştır?
A) P ürününün reklamı 5 numaralı panoya yapıştırıl-mıştır.
B) K ürününün reklamı 1 numaralı panoya yapıştırıl-mıştır.
C) M ürününün reklamı 5 numaralı panoya yapıştı-rılmıştır.
D) N ürününün reklamı 2 numaralı panoya yapıştırıl-mıştır.
E) N ürününün reklamı 7 numaralı panoya yapıştırıl-
mıştır.
76. 7 numaralı panoya K ürününün reklamının yapış-tırıldığı biliniyorsa N ürününün reklamı kaç numa¬ralı panolara yapıştırılmış olabilir?
A) Yalnız 4 B) Yalnız 5 C) 1 ve 4
D) 2 ve 4 E) 1, 2 ve 5
77. – 80. SORULARI AŞAĞIDAKİ BİLGİLERE GÖRE CEVAPLAYINIZ.
DİKKAT! HER SORUYU BİRBİRİNDEN BAĞIM¬SIZ OLARAK CEVAPLAYINIZ.
Ürünlerini yurt çapında pazarlayan bir şirketin pazarlama elemanı, ürünlerin tanıtımını yapmak için her ay farklı bir kente gitmiştir. Bu pazarlamacının git¬tiği kentlerle ilgili şunlar bilinmektedir:
Pazarlamacı,
• Marmara Bölgesi’nde Edirne, Çanakkale, Bursa,
• Doğu Anadolu Bölgesi’nde Van, Erzurum, Kars,
• Akdeniz Bölgesi’nde Mersin, Hatay, Antalya,
• Karadeniz Bölgesi’nde Gümüşhane, Artvin, Samsun
kentlerine gitmiştir.
Ayrıca pazarlamacının,
• 2., 6. ve 11. aylarda Karadeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gittiği,
• yalnız bir defa, aynı bölgeden iki kente üst üste gitti ğ i,
• Marmara Bölgesi’ne gittikten hemen sonra Karadeniz Bölgesi’ne gittiği,
78. Bu bilgilere göre, aşağıdaki ifadelerden hangisi kesinlikle doğrudur?
A) 3. ve 4. aylarda, aynı bölgede bulunan kentlere gitmiştir.
B) 8. ayda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.
C) 3. ve 8. aylarda, farklı bölgelerde bulunan kentle¬re gitmiştir.
D) 3. ve 8. aylarda, aynı bölgede bulunan kentlere gitmiştir.
E) 7. ayda, Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente
gitmiştir.
79. Pazarlamacının 7. ayda Hatay’a ve 8. ayda Van’a gittiği biliniyorsa pazarlamacı, 9. ayda aşağıdaki kentlerden hangisine gitmiş olamaz?
A) Mersin B) Kars C) Erzurum
D) Gümüşhane E) Antalya
80. Pazarlamacının 3. ayda Akdeniz Bölgesi’nde bulu-nan bir kente gittiği biliniyorsa aşağıdaki ifadeler-den hangisi kesinlikle yanlıştır?
A) 4. ayda, Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.
B) 4. ayda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.
C) 7. ayda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.
D) 7. ayda, Akdeniz Bölgesi’nde bulunan bir kente gitmiştir.
E) 9. ayda, Doğu Anadolu Bölgesi’nde bulunan bir
kente gitmiştir.
77. Pazarlamacının 1. ay Edirne’ye, 10. ay ise Çanak¬kale’ye gittiği biliniyorsa pazarlamacı, kaçıncı ay¬da Bursa’ya gitmiş olabilir?
A) 3.
B) 4. C) 5. D) 7. E) 8.
TEST BİTTİ.
CEVAPLARINIZI KONTROL EDİNİZ
A KİTAPÇIĞI
SAYISAL-1 TESTİ
SAYISAL-2 TESTİ
- D
- B
- E
- D
- C
- C
- E
- C
- E
- B
- C
- C
- B
- D
- B
- B
- D
- E
- E
- D
21.
E
22. B
23. A
24. D
- C
- D
- D
- C
- C
- E
- E
- C
- E
- A
- E
- D
- B
- E
- A
- A
- B
- A
- C
- C
- E
- C
- A
- E
- A
- E
- A
- B
- B
- E
- B
- C
- D
- C
- D
- B
- A
- B
- B
- A
- D
- B
- D
- B
- C
- C
- A
- C
- C
- D
- B
- D
- C
- B
- D
- D
AKADEMİK PERSONEL VE LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVI (ALES)
9 MAYIS 2010
SÖZEL BÖLÜM A KİTAPÇIĞI
- D
- C
- E
- B
- A
- B
- E
- D
- C
- A
- D
- A
- B
- E
- C
- E
- D
- B
- A
- E
- B
- E
- D
9. D
10. C
- C
- A
- E
- C
- E
- D
- C
- B
- A
- E
- C
- B
- A
- E
- D
- E
- B
- A
- D
- C
- B
- E
- D
- C
- B
- D
- A
- C
- E
- A
- B
- C
- A
- E
- A
-
B
- D
- A
- C
- A
- D
- E
- E
- B
- C
- B
- D
- A
- E
- C
- E
- C
- B
- D
- A