Sosyal Bilgiler 7. Sınıf Toprak Ana

* Toprak için neden ‘toprak ana’, ‘sadık yar’ gibi nitelemeler yapılmıştır? Avrupa ve Türklerde Tarihte Toprak Sistemi Nasıldır
Çünkü dinimize göre Allah insanı topraktan yaratmıştır, ölünce de torağa gömülürüz, anne gibi insanı doğurmuştur, üzerinde yapılan tarım-hayvancılık ile doyurur, üzerinde yuva-ev kurulur. Avrupa ve Türklerde Tarihte Toprak Sistemi Nasıldır

* Tarih boyunca devletler, için geniş topraklara sahip olmak-topraklarını genişletmek neden önemli olmuştur?
Çünkü yüzyıllar boyunca temel geçim kaynağı toprakla ilgili tarım-hayvancılık olmuştur, bu ekonomik faaliyetler toplumun beslenme, giyinme ihtiyaçlarını karşıladığı gibi devletlerin de en önemli gelir kaynağı olan vergilerin sağlandığı yer olmuştur. Geniş topraklara sahip olmak ile güçlü-zengin olmak birbiri ile orantılı idi.

Toprağı işleyen-yerleşik toplumların refah –medeniyet seviyesi yüksek olacaktır. Tarih boyunca insanlar uzun süre üzerinde yaşadıkları toprak parçasını vatan bilmişlerdir. Bu topraklar üzerinde huzur ve güveni sağlamak için devlet örgütünü kurmuşlardır. Devletler(krallar), düzeni sağlamak için kanunlar yapmışlardır. Bu kanunların bazıları da tarım-hayvancılıkla ilgili olmuştur.
Ör: Friglerde sabanı kırana, öküzü öldürene ağır cezalar verilirdi. Neyi kanıtlar?
Tarıma-hayvancılığa önem verdiklerini, korumaya çalıştıklarını gösterir.

Avrupa ve Türklerde Tarihte Toprak Sistemi Nasıldır
Avrupa ve Türklerde Tarihte Toprak Sistemi Nasıldır

Devletler tarımı geliştirmek, üretimi-vergi gelirini artırmak için ellerinden geleni yapmışlardır. Ör:, Anadolu’daki ilk medeniyetlerden biri olan Urartular, su kanalları-barajlar yaparak toprağı sulamışlar ve böylece üretimi artırmayı hedeflemişlerdir.

Elde edilen toprakların güvenliği, işlenmesi ve bol ürün sağlanması için tarih boyunca toprak yönetiminde değişik yöntemler izlenmiştir. Avrupa ve Türklerde Tarihte Toprak Sistemi Nasıldır

İlkçağda, Roma İmparatorluğu’nda büyük toprak sahipleri(soylular), tarım alanlarının işlenmesi için köleleri kullanırlardı.

Avrupa’da Roma İmp. yıkılınca(Ortaçağ), derebeylikler(kale devletleri) ortaya çıkmıştı. Feodalite de denilen düzende, hem toprak hem de üzerindeki köylüler(serfler), derebeyi(senyör)ün malıdır, Serfler, derebeyinin toprağında üretim yapıp, tüketecekleri çok az miktarı kendine ayırdıktan sonra geriye kalanı Senyöre verirdi, karşılığında ise derebeyi köylüleri korurdu. Derebeyliğinde kanun senyördür, her türlü uygulamayı yapabilir, halk onların kölesi konumundadır, hiçbir hakları yoktur.
Senyör(soylu) hem toprağın hem gücün sahibidir.

Daha önce Karahanlı, Harzemşah ve Selçuklu Türk devletlerinde uygulanan toprak sisteminin benzeri Osmanlılarda da uygulanmıştır. Selçuklularda ikta sistemi denilen bu düzen Osmanlılarda tımar(dirlik) adını almaktaydı.

Selçuklu- Osmanlı Devleti’nde toprakların büyük bölümü devlete aitti(miri arazi). Toprak üzerinde yaşayan çiftçinin toprağı ekip biçme ve vergi ödeme gibi sorumlukları vardı. Bölgede görev yapan sivil-askeri devlet görevlilerine maaş yerine toprağı işletme hakkı verilirdi. Yani devletten maaş almazlar, vergi toplayıp, karşılığında devlet için belirli sayıda asker yetiştirirlerdi. Tımar arazisini devlet adına işleten kişilere tımarlı sipahi denilir, bu düzenlemeye tımar sistemi denilirdi.

Osmanlı Devleti’nde Toprak Sistemi Nasıldır

Tımar toprakları gelirlerine göre üç çeşittir;

Has: Yıllık geliri 100 bin akçeden fazla dirlikler olup padişah, vezir, şehzade, beylerbeyi ve yüksek devlet görevlilerine verilirdi.
Zeamet: Yıllık geliri 20 bin ile 100 bin akçe arasında kalan dirlikler olup subaşı, sancak beyi, kale komutanı gibi ikinci derecedeki görevlilere verilirdi.
Tımar: Yıllık geliri 3 bin ile 20 bin akçe arasındaki dirliklerdir. Genellikle savaşlar da yararlılık gösteren askerlere verilirdi.

► Tımar sisteminde her dirlik sahibi geliri oranında atlı asker(cebelü) beslemek ve savaş zamanında onların başında orduya katılmakla yükümlüdür. Selçuklu- Osmanlı ordusunun büyük kısmı bu askerlerden oluşmaktaydı.(?)

● Tımar sisteminde sipahi; toprağın sahibi değildir, devletin –görevi süresince verdiği tımar arazisinde köylülerin tarlayı işlenmesini sağlamakla ve onları korumakla görevli idi.

► Köylülere karşı sınırsız yetkileri yoktu, yasalar çerçevesinde hareket ederlerdi. Kanunlara aykırı davranmaları hâlinde de tımarları devlet tarafından alınırdı.

► Topladığı vergiden kendi maaşı yanında, ülke hazinesine de pay gönderirdi.

► Sipahinin bölgenin imarına da katkı sağlaması gerekiyordu(yol, köprü, çeşme, sulama kanalı…)

Sistemin sağlıklı işleyebilmesi için topraklardan sağlanacak verginin doğru tespit edilip ve kaydedildiği tahrir defterleri oluşturulmuştu. Devlet bu yolla, vilayetlerdeki vergiye bağlanacak nüfusu ve tahmini vergi gelirlerini tespit etmiştir.

Toprağını 3 yıl üst üste işlemeyen köylünün toprağı elinden alınırdı, başkasına verilirdi. Toprağından ayrılan köylü, sipahi zorla geri getirebilirdi. neden?
Tarımda sürekliliği sağlayıp, toprakların boş kalmasını önlemek, sistemin bozulmaması için

Selçuklu/Osmanlılar ikta/tımar sayesinde göçebe Oğuzları fethedilen yerlere iskân edip, toprağa ve devlete bağlı hâle getirerek onların da düzenli biçimde ülke savunmasına ve üretime katılmasını sağlamışlardır.

* Tımar sisteminin devlete faydaları nelerdir?
Eyaletlerde güvenlik sağlanıştır, hiçbir harcama yapılmadan hazır bir orduya sahip olundu, vergiler düzenli olarak toplandı. Tarımda süreklilik sağlandı-topraklar boş kalmadı. Halkın gıda ihtiyacı sağlanmış-dışarıdan tarım ürünü ithali azalmıştır. Osmanlı Devleti’nde Toprak Sistemi Nasıldır

Tımar sisteminin bozulmasıyla birlikte Osmanlı Devleti’nde köyden kente göç hareketi başlamış, tarımsal üretim düşmüş ve orduda ki tımarlı sipahi sayısı azalmıştır.

1839’da Tımar sistemi kaldırıldı, maaşlı memur düzenine geçildi, araziler üzerinde özel mülkiyet yaygınlaştı. Cumhuriyet döneminde de özel mülkiyet devam ettirildi. Yani toprağın sahibi vatandaştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında da ekonomi büyük oranda tarıma dayanıyordu, sanayileşme başladığında da tarıma dayalı sanayi kuruldu.(dokuma, un, şeker…) Tarım ürünleri sanayide de ………………………. olarak kullanılmakta, dış ticarette(?) ülkemize önemli ………………. girdisi sağlamaktadır.

Devletimiz, çiftçileri, tarımsal verimin artırılması ve çağdaş teknikler konusunda bilinçlendirilip, desteklenmektedir. Bu alanda; Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere ………………. Bankası, Tarım Kredi Kooperatifleri, DSİ(?), GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı, ÇAYKUR (Çay İleri Genel Müdürlüğü), Toprak Mahsulleri Ofisi(TMO), Meslek Örgütleri- Ziraat Odaları, Ziraat Fakülteleri… çalışmaktadır.

• Üretim miktarını ve ürün kalitesini arttırmak için tohum ıslah istasyonları kuruldu. Çiftçilere parasız tohum ve fidan verildi. Çiftçilere gübre ve mazot desteği sağlanıyor.

Tarım ve hayvancılık alanındaki teknik bilgileri halka öğretmekle görevli ziraat mühendisleri ve veterinerler yetiştirilmesi amacıyla okullar açıldı. Osmanlı Devleti’nde Toprak Sistemi Nasıldır

Cumhuriyet döneminde tarım alanlarımızın büyüklüğünde ve ürün miktarlarında da önemli artışlar oldu. 1927’de tarımsal nüfus oranı %75 iken 2006’da bu oran %26’ya kadar düşmüştür. Neden?
Kırsaldan kente yaşanan göçler nedeniyle

1930 yılında toplam ihracat gelirlerimiz içinde tarım ürünlerinin payı %86 idi. Son yıllarda tarım ürünlerinin ihracatı giderek düşmüştür(%12) Neden?
Çünkü 1980’leden beri Türkiye’de temel ekonomik faaliyet tarım değildir, sanayi üretimi artmıştır. Sanayiden alınan kazanç da daha yüksektir. Ayrıca nüfusun artması da üretilen ürünlerin önemli kısmının iç piyasada tüketilmesine yol açmıştır. Avrupa ve Türklerde Tarihte Toprak Sistemi Nasıldır

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir