sosyal-anasayfa resmiSanayi devrimi ile bilgili, kalifiyeli bireylere ihtiyaç duyulması ile birlikte bu ihtiyaçlara daha iyi cevap verebilecek bireylerin eğitilmesi için zamanla gelenekçi eğitim anlayışının yerine farklı yeni yönelimler üzerinde çalışıldı. Günümüzde ise baş döndürücü bir şekilde teknolojinin ve sosyal ve kültürel hayatın hızlı gelişimi belki de dünyanın bu güne kadar  hiç olmadığı kadar daha hızlı bir değişime girmesine neden oldu. Bu durumda eğitimde yeni yönelimlerin tetikleyicisi oldu. Eğitim anlayışı köklü bir şekilde değişti. Son yıllarda insanların ve toplumun üzerinde daha fazla durulması ihtiyacı ile birlikte sosyal bilgiler in dünyamızdaki yeri ve önemi daha fark edilir oldu. Sosyal bilgiler eğitiminde son zamanlardaki yeni yaklaşımları, yeni yaklaşımların eksileri ve artılarını üzerinde duracağız

ÇOKLU ZEKA KURAMI

Eğitimin ana materyallerinden biri de zekadır. Zeka soyut bir kavram olduğu için üzerinde uzun yıllar düşünülmüş. Tanımı yapılmaya çalışılmış. Zekanın testlerden alınan puanlar, çabuk kavrayabilme, hızlı düşünme ve problemleri çözeme becerisi olarak tanımlanmış.

Zekanın ölçülmesi için ilk çalışmayı Alfred Binet (1900) tarafından çalışma başlatılmış. Daha sonra bu çalışma giderek geliştirilmiş. Piaget ise bu zeka ölçme sitemine karşı çıkmış ve zekanın sadece testlerde alınan puanlardan ibaret olmadığını belirtmiş.

Piaget zekayı kendini geliştirme ve kendini yenileme gücü olarak tanımlar ve zekanın yeni algılanan bilgiler ile kendini geliştirdiğini ve durumlarla karşılaşan zekanın daha hızlı, etkili kararlar aldığını, problemleri daha kolay çözdüğünü savunur.(Nilay ve Bümen 2011 s2)

Çoklu zeka kuramında varolan zeka ile ilgilenmenin yanında ürün elde etmek ve problem çözmektir. Ayrıca zekanın daha çok nasıl kullanıldığına ve zekayı çoğul olarak ele alır. Çoklu zeka kuramında zeka türlerin hepsi aynı önemdedir. Biri diğerinin önünde değildir.Bir biri ile çok karmaşık bir şekilde çalışmaktadır. Bireylerdeki zakaların gelişim çevresel nedenlerden dolayı farklılık göstermektedir.

Örneğin şehirde yaşayan bir bireyin doğa ile iç içe olamamasından dolayı köyde yaşayan bir bireye göre doğacı zekası aynı oranda gelişemeyecektir.

Zeka Alanları ve Özellikleri

1.Dil Zekası: Bir dilin tüm özelliklerini tam anlamı ile ve etkili kullanabilmedir. Okuma, yazma, dinleme ve konuşma bu zeka türünün önemli materyalleridir.

2.Mantık Matematiksel Zeka: Bu zeka soyut akıl yürütme, soyut problem çözeme, karmaşık ilişkilerin bir birinle olan bağlantılarını anlama ve sayılar ile düşünmeyi sağlar.

3.Görsel-Uzamsal Zeka: Görsel uzamsal zekada şekiller, simgelerle, resimlerle düşünme, görsel yaşamı daha iyi anlama ve anlamlandırma  zekasıdır.

4.Müzikal Zeka: Bu zekası gelişmiş bireylerde ritim, ses duyarlılığı, müzik enstrümanı çalma kabiliyeti gelişmiştir. Kendisini müzikle, müziksel ve ritimsel formlarla kendini ifade edebilmesidir.

5.Bedensel Kinestetik Zeka: Bu zekaya sahip bireyselde vücut hareketleri ile zihin arasında iyi bir birliktelik vardır.

6.Sosyal Zeka: Bu zeka çevreyle iyi uyum sağlama, iletişimi iyi olan, karşısındaki kişiyi iyi anlayabilmeyi ve etkili iletişim kurmayı sağlar. Bu zekaya sahip olan insanlar grup çalışmalarında, sosyal ortamlarda uyumlu ve etkilidirler.

7.Özedönük Zeka: Kendisini iyi bir şekilde anlayabilme. Sınırlılıklarının ve yeteneklerinin farkında olması. Kişinin davranışlarını, sorumluluk ve kabiliyetleri doğrultusunda etkili bir şekilde yerine getirmesini sağlar.

8.Doğacı Zeka: Açıklanan en son zeka alını olup bireyin doğayı anlama ve anlamlandırmasıdır.

Bu kuramın kısıtlı alanları olarak birkaç madde ekleyebiliriz. Öğrencilerin davranışlarının değerlendirmesi konusunda tam bir güvenilirlikten bahsedilemez. Davranışlar, gözlem, ürün dosyası, video kayıtları, resimlerden  yararlanabilinir. Bu çıktıları güvenilir bir şekilde değerlendirmek oldukça zordur. Verilmesi gereken konunun öğretmen tarafından tam anlamı ile hakim olunması daha sonra planın oluşturulması gerekmektedir. Sınıf ortamında verilmesi istenilen bir hedefi farklı baskın zeka alanlarına sahip bireylere baskın oldukları zeka alanlarını kullanarak vermek zamandan ve farklı baskın alanlara sahip olan bireylerin isteksizliğine neden olacaktır. Verilmek istenilen hedefleri saptırmadan vermekte başka bir güçlüktür. Farklı zeka alanlarına hitap edecek materyallerin kullanılması temin edilmesi ve eğitim sürecinin oyuna dönüşmeden verilmesi de ayrı bir zorluktur.

Kuramın yararları arasında öğretmenin öğretim sürecinin zenginleşmesini sağlamaktadır. Bireylerin zeki, aptal ayrımı yapmamaktadır. Sadece farklı baskın alanlara sahip olduğu üzerinde durur. Öğrencilerin tüm farklı zeka alanlarının uyanık kalmasına neden olur.

YAPILANADIRMACILIK

Yapılandırmacılıkta bilginin birey tarafından şekillendirilmesi ve anlamlandırılması yatmaktadır.

Pozitivizme dayanan davranışçı ve bilgi işlem kuramını savunanlar bilginin bireyden bağımsız herkesçe kabul edilen bir gerçekliğin olduğunu savunmaktadır.Öğrenme ise bu nesnel gerçekliğin birey tarafından alınması olarak tanımlanmaktadır.(Biggs, 1996)

Yapılandırmcılık eğitiminde ise bilgi birey tarafından anlamlandırılmaktadır. Anlamlandırmada bireyin içinde bulunduğu kendine has duyusal durumu, sosya kültürel yaşantısı gibi bir çok faktörün etkili olduğunu savunmaktadır. Bu yüzden bilgi nesnel bir gerçeklik değil bireyin ne anladığı nasıl anlamlandırdığıdır.

Yapılandırmacılıkta bilgi insanlardan ayrı bir oldu değildir. Bilgi bireylerin kendileri tarafından anlam vermesidir. Bu yüzden bireylere has öznel anlamlar bir başkasını olduğu gibi aktarılamaz.

Bireysel anlamlandırma sonucu yapılandırmacılığın önüne iki adet kavram çıkar. Gerçek ve doğru..Bilgi yapılandırmacılıkta kişisel deneyimler sonucu ortaya çıkmaktadır. Bu kişisel deneyimler sonucu ortaya çıkan anlamlandırma sosyal ortamda diğer bireylerin anlamlandırmaları ile çelişmiyorsa gerçeklik ve doğru kavramları ile ilişkilendirilmektedir.(Yurdakul, 2004) Yapılandırmacılıkta doğru yerine kabul edilebilinir, ortak bilgi, uygulanabilinir gibi kavramlar kullanılmaktadır.(Yurdakul, 2011)

Yapılandırmacılıkta bilginin bir başkası tarafından bireye aktarıldığı değil birey tarafından yapılandırıldığı bu sürecin ve tam olarak sonucunun tahmin edilmesi, ölçülmesi zordur. Bigi bireyin içinde bulunduğu şartlar, düşünceler, yaşantılar ve deneyimler gibi unsurlarla anlamlandırmasıdır.

Öğrenilen her şey bireyin yaşantıları sonucu tekrar ele alınacaktır.Birey bilgiyi  test edecek zihinsel yapılar oluşturacak ve anlamlandırmak için tekrar  yapılandırılacaktır(Wilson, 1997)

Yapılandırmacılık bir eğitim kuramı değilde bir eğitim felsefesidir. Daha çok öğrenmenin süreci değil de özü ile ilgilenmektedir. Yapılandırmacılıkta eğitim kuramı olarak Piagetin bilişsel  yapılandırmacılık kullanılmaktadır.

Yapılandırmacılıkta öğrenme sürecinde dikkat edilmesi gerekenlere değinecek olursak. Öğrenmeler  var olan bir bilginin alınması değilde bir problemin çözümü olmalı. Öğretmenin öğrenme sürecini çok iyi bir şekilde tasarlamalı. Öğrenme sorumluluğu öğrene aktarılmalıdır.Öğrenme sürecinde ön bilgiler çok önemli olduğu için öğreten öğrenin önbilgiye ne kadar oranda sahip olduğu tespit etmelidir çünkü yeni bilgi ile ön bilgi arasında bağlantı kurulduğunda  öğrenme daha hızlı olacaktır.(Dunlop, ve Grabinger, 1996)  Öğrenme de sosyal ortamlara da dikkat edilmeli bireylerin etkili iletişim kurabilecekleri ortamlar sağlanırken öğretmenin bu ortamlara karışmaması uzaktan izlemesi gerekmelidir. Öğrenme süreci çok yönlü olarak tasarlanmalıdır. Öğrenene bilgilerini sorgulamaya itici ortamlar sunulmalı teknoloji olanaklardan yararlandırılmalıdır

Değerlendirmede Sadece sonuca dayalı anlayış yerine, öğrenme sürecini de değerlendiren bir anlayış benimsenmelidir. Farklı ilgi, beceri,zeka yapısı ve öğrenme şekline sahip öğrencilerin değerlendirilmesinde; klasik sınav ve test türlerinin yanı sıra; açık uçlu sorular, gözlem formları, görüşmeler, değerlendirme ölçekleri, günlükler, portfolyolar, projeler vb. araç ve yöntemler kullanılmalıdır.

Yapılandrımacılıkta öğrencinin ne öğreneceğini baştan tam olarak bilmemesi ve ilgisizliği çözüm bekleyen bir yönüdür.Yapılandrımacı eğitim sürecinin oluşturulması pahal bir süreçtir. Öğrenen grubun sayısının da az olması gerekmektedir. Kalabalık sınıflar ve kısıtlı imkanlarda istenilen sonuçlar elde edilemeyebilinir. Sürecin çok iyi bir şekilde planlanması gerekmektedir. Aksi takdirde öğrenme süreci çok farklı alanlara kayabilir.

Öte yandan, yapılandırmacılık ne kadar iyi anlaşılırsa anlaşılsın ve bu konuda ne kadar kararlı hareket edilirse edilsin, yapılandırmacı öğrenmelerin gerçekleştirilememe olasılığı da vardır. Çünkü yapılandırmacılık; öğrencinin nasıl öğrendiğini açıklar, öğretimin nasıl yapılacağını açıklamaz. Etkin öğ­renme yöntemleri bu gereksinimi karşılamakta, yapılandırmacı düşüncelerin sınıf ortamında uygulanmasını olanaklı kılmaktadır (Açıkgöz, 2004: 67).

BEYİN TEMELLİ ÖĞRENME

Beyin alanında yaşanan gelişmelerden sonra beyin temelli öğrenme boy göstermiştir. Öğrenci merkezli olan beyin temelli öğrenme, nörofizyoloji  alanında çalışmalar yapan Hebb tarafından geliştirilmiştir.

Öğrenmenin aslı beyinde meydana gelen bir takım sinirsel ve elektriksel değişimler olup beyinde snaptik bağların kurulması ise öğrenme meydana gelmektedir. (Baymur, 1994) Beğin temelli öğrenmeyi insan beynin çalışma koşullarına göre ayarlanmalıdır. Fazla kaygı, rahatsız ortam, yetersiz güdülenme öğrenmeyi güçsüzleştirecektir. Anlamlı bir öğrenmenin olabilmesi için öğrenen için uygun ortam, uygun bir duyusal ortam gerektiririr. Öğrenme sürecinde drama, müzik, resim gibi farklı materyallerden yararlanılması ve öğrenilenlerin tekrarı ve kodlamaların yapılması kalıcılığı ve anlamlı öğrenmeyi sağlayacaktır.(Senemoğlu, 2005).

Beyin temelli öğrenmede birey öğrenenin yanında farkında olmadan farklı öğrendikleri ile ilişki kurarlar. İnsan beyni sürekli yeni öğrendikleri ile var olanlar arasında yeni bağlantılar kurarlar. Zihinlerini yeniden organize ederler. Gerekli olduğunda bağlantılar ve kodlamaları kullanarak davranışa dönüştürürler.

Bilinçli olarak anladığımızdan daha fazlasını öğreniriz. Farkında olmadan  alınan bilgiler beyne ulaştıktan sonra gecikmeli olarak ortaya çıkarak kararlarımızı ve davranışlarımızı etkiler.(Demirel ve Diğerleri, 2011 s.115)

Beyin temelli öğrenmeden en az iki türlü bellek vardır bunlar uzamsal bellek ve makenik öğrenmedir.Uzamasal  bellek yaşantılarımız ve deneyimlerimizdir. Bellek hiç zorlanmadan bunları kısa süreli belleğe kaydeder. Yaşantılarla bağlatılı olmayan bilgileri öğrenebilmek için beyin ezbere ihtiyaç duyar. (Demirel ve Diğerleri, 2011)

Beyin temelli öğrenmede değerlendirme süreci öğrenen öğrenme süreci içinde gözlenir, ürünleri değerlendirilir ve duygu düşüncüleri hakkında bilgi sahibi olmak için konuşulur.Süreç değerlendirmesi daha çok tercih edilir. Değerlendirmede açık uçlu sorular, cümle tamamlama, yarım bırakılmış materyalin tamamlanması istenilir.

PROJE TABANLI ÖĞRENME

Eğitimin çağın hızına yakalayabilmek için öğretmenin ve öğrencinin birlikte öğrenebileceği iş birliği içinde çalışabilecekleri bir yapıya sahip olmalı. Öğrencilerin bir birli ile iş birliği ile çalışarak karşılaştıkları problemlere çözüm üretmesi proje tabalı öğrenmenin esasını oluşturur. Konuların derinlemesine araştırılması da proje tabalı öğrenmenin odaklandığı bir noktadır.Proje tabanlı öğretimde öğrenci merkezli, öğrencinin derinlemesine araştırma yapabilecekleri, farklı derslerle ilişkilerin kurulduğu, çeşitli materyallerin kullanıldığı, üst düzey öğrenmenin gerçekleştiği öğretim modelidir.

Proje tabanlı öğrenme yaklaşımında bir kişi, bir kaç kişiden oluşan grup yada bütün sınıf tarafından ortaya konulan bir konu hakkında sorulan sorulara doğru cevap vermek bunun yanında o konu hakkında hakkında bilgi sahibi olmak ve hayatında bu bilgileri kullanmaktır.(Demirhan, 2002)

Proje tabanlı öğrenme ile;

  •    Öğrenci kendi öğrenme hızı ve sitili ile öğrenir.
  •    Farklı zeka türklerini kullanır.
  •    Öğrencilerin kendi bilgilerini kullanarak bilgileri, öğrenme yönetmelerini zenginleştirirler.
  •    Öğrencilerin öğrenme sürecinde aktif olmasını sağlar.
  •    Öğrenci var olan bilgilerini ve deneyimlerini kullanarak bilgilerini kendileri kurarlar.
  •    Öğrenenlerin öğrenme sürecinde aktif olması,  yeni bir şeyler üretmesi öğrenin ilgisini çekecek öğrenme sürecinden haz alır.(Demirhan, 2002)

Proje tabanlı öğrenme için hedefler; karmaşık zihinsel problemleri çözebilme, iş birliği içinde çalışabilme, karşılaşan sorunlara farklı çözüm yolları getirebilme, yapılan çalışmaların sonucunda bir ürün ortaya koyabilme ve hayat boyu öğrenen, özerklik kazanmış , problem çözebilen bireyler yetiştirmektir.(Demirel ve Diğerleri, 2011)

Öğretmenin rolü sadece rehberlik yapmaktadır. Tüm öğrenme sorumluluğu öğrenciye aittir.Öğrenme sırasında farklı derslerde hedeflenen öğrenmeler de gerçekleşebilir.

Proje tabanlı öğrenmede temel adımlar:

  1. Hedeflerin belirlenmesi.
  2. Yapılacak işin ya da ele alınacak konunun belirlenip,tanımlanması.
  3. Takımların oluşturulması.
  4. Sonuç raporunun özelliklerinin ve sunuş biçiminin belirlenmesi.
  5. Çalışma takviminin oluşturulması.
  6. Kontrol noktalarının belirlenmesi.
  7. Değerlendirme ölçütlerinin ve yeterlik düzeylerinin belirlenmesi.
  8. Bilgilerin toplanması.
  9. Bilgilerin örgütlenip, raporlaştırılması.
  10. Projenin sunulması (Meb)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir