Sevr Antlaşması ( 10 Ağustos 1920 ) : Mondros Mütarekesinden sonra asıl barış antlaşması henüz imzalanmamıştı. İstanbul Hükümeti ve İtilaf Devletleri, Büyük Millet Meclisi ve hükümetini yok saymakta idiler. Paris Barış Konferansında Osmanlı Devleti’nin parçalanması ilke olarak benimsenmişti.

Paris’e giden Damat Ferit Paşa’nın ileri sürdüğü iddialar ve istekleri de kabul görmedi. San Remo’da tespit edilen esaslar, Osmanlı Murahhas heyetince incelendi. Sonuçta ağır hükümleri ihtiva eden Sevr Antlaşması 10 Ağustos 1920’de imzalandı. Sevr Antlaşmasının hükümleri şunlardır:

 

v  İstanbul, Osmanlı Devleti’nin başkenti olarak kalıyordu. Fakat Osmanlı Devleti azınlıkların haklarını gözetmezse, İstanbul Türklerin elinden alınacaktı.

v  Boğazlar, savaş zamanında bile bütün devletlerin gemilerine açık bulundurulacak ve “Boğazlar Komisyonu” adını taşıyan bir komisyonun idaresinde bulunacaktı. Merkezi İstanbul’da olan bu komisyonun ayrı bütçesi ve ayrı bayrağı olacaktı.

v  İstanbul’da çalışacak bir komisyon, Doğu Anadolu’nun Türk vilayetlerini Kürdistan adı altında teşkilatlandırılması için bir muhtariyet projesi düzenleyecekti.

v  Doğu Anadolu’nun bir kısım vilayetlerinde de bir Ermenistan devleti kurulacaktı. Türkiye ile Ermenistan arasındaki sınır, ABD Başkanı Wilson’un hakemliğine bırakılacaktı.

v  Trakya’nın Midye doğusunda Podima denilen yerin 7 km kuzey doğusunda bir noktadan Marmara sahilinde Kalikratyonun 1 km güneydoğusuna kadar uzanan bir hattın batısında kalan kısım ile İmroz ve Bozcaada Yunanistan’a ait olacaktır. İzmir Türk hakimiyetinde kalacak, fakat Osmanlı Devleti hükümranlık haklarını Yunanistan’a bırakacaktı.

v  Osmanlı Devleti, Suriye’yi Fransa’ya bırakıyordu. Sınır, Suriye, Mardin, Urfa ve Cebelibereket’in kuzeyinden geçecekti.

v  Arabistan ve Mezopotamya ( Musul vilayeti dahil ) İngiltere’ye bırakılıyordu.

v  Askerlik hizmeti mecburi olmayacak, 50.000 kişili ordu bulundurulacak, bunun 35.000’i jandarma, 15.000’i asker olacak, Ordu’nun ağır silahları, uçakları ve zırhlıları bulunmayacaktı.

v  Azınlıklara, her milletinkinden fazla ve Türklerinkinden aşırı haklar verilecekti.

v  Kapitülasyonlardan bütün devletler faydalanacaktı.

Kaynak:egitimhane

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir