Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)
Samsun İngiliz işgali altında olduğu için Havza’ya gelen Mustafa Kemal Paşa burada askeri ve sivil makamlara yayınlandığı genelgede;
* Anadolu’nun her köşesinde işgalleri kınayan (özellikle İzmir’in işgalini) protesto mitingleri yapılmalı, hükümete ve İtilaf Devletleri temsilcilerine protesto telgrafları çekilmelidir.
Not: Milli bilinci uyandırmak amaçlanmıştır.
* Gösteriler sırasında, azınlıklara ve İtilaf subaylarına zarar verilmemelidir.
Not: Mustafa Kemal Paşa bu madde ile itilaf Devletleri’ni
işgal bahanesi yaratılmamasını istemiştir.

* Milli Cemiyetlerin kurulmasına hız verilmelidir.
* Mondros hükümlerine uyulmamalı ve askerlerin terhis önlenmelidir.
maddelerine yer vermiştir.
Türk halkı bu genelgeden hemen sonra başta İstanbul olmak üzere birçok yerde protesto mitingleri yapmıştır.
İtilaf Devletleri, İstanbul Hükümetine baskı yaparak Mustafa Kemal’in İstanbul’a geri çağrılmasını
istemişlerdir.

Tarihteki Önemi
Havza Genelgesi Mustafa Kemal’in Samsun’a çıktıktan sonra işgallere karşı ilk resmi tepkisidir.


Amasya Genelgesi (22 Haziran 1919) Amasya Genelgesi’nin hazırlandığı Saraydüzü Kışlası


Amasya Genelgesi, Mustafa Kemal tarafından hazırlanmıştır. Mustafa Kemal, genelgenin halkın gözündeki önemin artırmak ve İstanbul basınının kendisi aleyhindeki propagandasını kırmak için halkın güvenini kazanmış olan Rauf Orbay, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir gibi kişilere genelgeyi imzalattırmıştır. Genelgenin amacı; işgallere karşı Anadolu’da başlayan direniş hareketini (Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerini ) tek merkezden yönetmek, bunu sağlamak için de ulusal bir kongrenin toplanmasını sağlamaktır. Genelgede şu maddeler yer almıştır:
* Vatanın bütünlüğü, milletin bağımsızlığı tehlikededir. (Gerekçe)
* İstanbul Hükümeti, üzerine düşen görev ve sorumluluğunu yerine getirememektedir. Bu durum milletimiz
yok olmuş gibi göstermektedir. (Gerekçe)
* Milletin geleceğini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır. (Amaç ve yöntem)
* Her türlü etki ve denetimden uzak bir kurul oluşturulmalıdır. (Temsil Kurulu)
* Anadolu’nun en güvenilir yeri olan Sivas’ta milli bir kongre düzenlenmeli, bunun için de her bölgeden üç
delege Sivas’ta olacak şekilde yola çıkmalıdır.
* Delegelerin seçimlerini Redd-i İlhak, Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri ve belediyeler yapacaktır.
* Doğu illeri için 10 Temmuz’da Erzurum’da bir kongre toplanacaktır.
* Mevcut askeri ve milli örgütler kesinlikle dağıtılmayacak, komuta bırakılmayacak ve başkalarına teslim
edilmeyecektir.
* Bu genelge sır olarak tutulmalı ve delegeler kimliklerini gizli tutarak seyahat etmelidirler.

Amasya Genelgesi’nin Önemi
* Türk İnkılâbı’nın İhtilal Safhası başlamıştır.
* Milletin bağımsızlığını kurtarmak ifadesi ile Kurtuluş Savaşı’nın ‘Amacı”; Milletin bağımsızlığını yine Millet kurtaracaktır, ifadesi ile de Kurtuluş Savaşı’nın “Yöntemi” açıklanmıştır

* İlk kez milli egemenliğe dayalı bir yönetimden bahsedilmiştir. (3.madde)

* İstanbul Hükümeti ilk kez yok sayılmıştır. (3:madde)

* Türk milleti hem İstanbul Hükümeti’ne hem de işgalci güçlere karşı mücadeleye çağrılmıştır.
* Kurtarıcı olarak görülen Padişah, Hilafet, manda ve himaye düşüncesinin yerini millet ve milliyetçilik düşünceleri almıştır.

* Üstü kapalı olarak Temsil Kurulu oluşturulmasından bahsedilmiştir. (4.madde)

* Mustafa Kemal, kendisine verilen yetkiyi aşmıştır.

NOT: Amasya Genelgesi’ni yayınlamakla Mustafa Kemal Paşa görev ve yetkilerini aştığından, İtilaf Devletleri Mustafa Kemal’in gerçek niyetini anlamışlar, İstanbul Hükümetine baskı yaparak Mustafa Kemal’i İstanbul’a geri çağırmışlardır. Mustafa Kemal’in geri dönmemesi üzerine İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal’in görevine son vermiştir (7–8 Temmuz 1919). Bunun üzerine Mustafa Kemal İstanbul’a gönderdiği telgrafta askerlikten istifa ettiğini bildirmiştir (8 Temmuz 1919). Mustafa Kemal bu tarihten sonra Milli Mücadele’ye sivil olarak devam etmiştir.
Tarihteki Önemi
Amasya Genelgesi İtilaf Devletleri ve İstanbul Hükümeti’ne bir uyan niteliği taşıdığından aynı zamanda bir “ihtilal Beyannamesi”dir.

Erzurum Kongresi (23 Temmuz – 7 Ağustos 1919)
Erzurum Kongresi Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti tarafından toplanmış, Kongre’ye Mustafa Kemal ve Kazım Karabekir davet edilmiştir.
3 Temmuz’da Erzurum’a gelen Mustafa Kemal, 8 Temmuz’da İstanbul’a görevinden ve askerlikten ayrıldığın bildirerek. Osmanlı Hükümeti ile tüm ilişkilerini sona erdirmiştir Mustafa Kemal ertesi gün Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Erzurum Şubesi’nin başkanlığına seçildi. Erzurum, Sivas, Bitlis, Van ve Trabzon’u temsil etmek üzere 57 delegenin katıldığı Erzurum kongresi 23 Temmuz 1919’da Mustafa Kemal’in başkanlığında toplanmıştır

Erzurum Kongresi Kararları

*Ulusal sınırlar içinde vatan bir bütündür, bölünemez.

Yabancıların baskısı altındaki Osmanlı hükümetinin dağılması karşısında ulus tümden direniş ve savunmaya geçecektir.

* Vatanı kurtarma yolunda İstanbul Hükümeti başarısız kalırsa geçici bir hükümet kurulacaktır.

* Ulusal kuvvetleri ve ulusal iradeyi egemen kılmak esastır.

* Hıristiyanlara egemenlik ve ayrıcalık tanınamaz.

* Manda ve himaye kabul edilemez.

* Mebusan Meclisi açılmalı, hükümetin çalışmalarını denetlenmelidir.

Erzurum Kongresi’nde alınan bu kararlar, bütün memlekete bildirildi. Ayrıca İstanbul’daki işgal kuvvetleri temsilcilerine ve yabancı devlet temsilcileri ile birlikte, Amerika Birleşik Devletleri Cumhurbaşkanı Wilson’a da gönderildi. Wilson’a, kararların yanında bir de muhtıra gönderilerek, ilan ettiği prensipler hatırlatıldı. Kongre sonunda 9 kişilik bir Temsil Heyeti oluşturuldu. Bu heyet Doğu Anadolu halkı adına söz söylemeye yetkiliydi. Başkanlığına Mustafa Kemal getirildi. Mustafa Kemal, Temsil Heyeti başkanı unvanıyla Doğu’daki çalışmalarını tamamlayıp Sivas’a hareket etti.

Erzurum Kongresi’nin Önemi

* Doğu’daki altı vilayetin (Erzurum, Van, Bitlis, Elazığ, Diyarbakır, Sivas) Osmanlı Devleti’nin ayrılmaz bir parçası olduğu, milli iradenin hâkim kılınması gerektiği bildirilmiştir.

* Milli kuvvetlere dayanarak, vatanın bütünlüğü, bu arada Saltanat ve Hilafetin de korunacağı belirtilmiştir.

* Bu tarihi kararlar neticesinde milli egemenliğe dayalı, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurulma düşüncesi belirginleşmiştir

* Misak-ı Milli sınırları ilk kez belirlenmiştir.

* Mustafa Kemal’in başkanlığında Doğu illerini temsilen, Heyet-i Temsiliye (Temsil Heyeti) adıyla bir yürütme organı seçilmiştir.

Erzurum Kongresi’nin kararları tüm yurtta büyük bir sevinç yaratmış ve bağımsız yaşama azmini kuvvetlendirmiştir. Ayrıca bu kongre, kendisinden sonra oluşacak bütün mücadeleye öncü olmuştur.

Balıkesir – Alaşehir Kongreleri (Temmuz – Ağustos 1919)

Alaşehir Kongresi, Kurtuluş Savaşı sırasında, 16 Ağustos 1919 -25 Ağustos 1919 tarihleri arasında Alaşehir’de toplanan mahalli kongredir.

Balıkesir Kongresi, 28 Haziran – 12 Temmuz 1919 tarihleri arasında toplandı. Kongrede direniş merkezi oluşturulması görüşülüp, oylandı. Toplantıda Yunan işgaline karşı silahlı direniş örgütlenmesi ve işgal altındaki bölgelere ürün satılmaması gibi kararlar alındı.

Bu Kongrelerden çıkan en önemli sonuç, Kuva-yi Milliye birliklerinin birleştirilip, Batı Cephesi’nin oluşturulmasına karar verilmesidir.

Sivas Kongresi (4- 11 Eylül 1919) Mustafa Kemal, Sivas Kongresi üyeleri ile

Erzurum’daki çalışmalarını tamamlayan Mustafa Kemal Paşa 29 Ağustos’ta Erzurum’dan hareket ederek 2 Eylül 1919’da, halkın sevgi gösterileri arasında Sivas’a girdi. Bu durum Milli Mücadele’ye artık halkın da katıldığının ve Mustafa Kemal’in Milli Mücadelenin lideri olarak gördüğünün bir ifadesiydi.

Sivas Kongresi, bütün Anadolu’yu ve Trakya’yı temsilen toplanacaktı. Amasya Genelgesi’nde toplanacağı belirtilen Sivas Kongresi; geçen zaman ve olaylar nedeni ile  belirtilen şartlar altında gerçekleşemedi. Çünkü Sivas, her bakımdan güvenli yer olmaktan çıkmış: tehdit altına girmişti. Kongre’nin toplanması milli bir sır olarak tutulamadığı gibi, Mustafa Kemal Paşa da müfettişlik görevinden alınmış; ordudan istifa etmişti. Artık Milli Mücadeleye katılan sivil bir vatandaştı. Ancak Erzurum Kongresi’nde Temsil Heyeti Başkanı olmuştu.

Gerek İstanbul Hükümeti’nin engellemeleri, gerekse Milli Mücadele gerçeğini kavrayamayan bazı valilerin tutumu nedeni ile Sivas Kongresi, katılması gerekenin yarısı kadar delege ile toplanmıştı. Sivas Kongresi öncesi işgal kuvvetleri ve İstanbul Hükümeti, Kongre’nin toplanmasını engellemek için bazı girişimlerde bulundu:

* Elazığ valisi Ali Galip, kuvvet gönderip kongreyi basmak istemiş, fakat vatansever subaylarca önlemiştir.

*Bazı delegeler Mustafa Kemal’in başkanlığına karşı çıkmıştır. (Çoğunluk oyları ile yine başkan seçildi):

*Manda ve himaye fikri Erzurum’da reddedilmişti; ancak Amerikalıların kongreye gönderdikleri gözlemcilerin etkisiyle manda ve himaye fikri bazı delegeler tarafından yeniden savunulmuştur. Fakat Mustafa Kemal’in kararlı tutumuyla manda fikri bir daha gündeme gelmemek üzere reddedilmiştir.

4 Eylül 1919’da Sivas Lisesi’nde açılan kongrenin ilk günü başkanlık seçimi yapıldı. Kongre başkanlığına seçilen Mustafa Kemal, memleketin içinde bulunduğu durumu ifade eden bir açılış konuşması yaptı. Kongrede çalışmalara başlandı. 11 Eylül 1919 günü sona eren Sivas Kongresi’nde, Erzurum Kongresi’nin kararları tamamen kabul edilmekle beraber bazı değişiklikler yapıldı.

1. “Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” tüzüğü, ülkeyi ve milleti kapsayacak şekilde değiştirilerek kabul edildi. Yurdun çeşitli yerlerinde kurulmuş olan bütün Milli Cemiyetler, Anadolu ve Rumeli Müdafaai Hukuk Cemiyeti adı altında birleştirildi.

2. “Temsil Heyeti, Doğu İllerinin tamamını temsil eder.” ifadesi, “Tüm yurdu temsil eder.” şeklinde değiştirildi.

3. Erzurum Kongresi’nde yalnız Ermeni ve Rum örgütlerinin işgaline karşı müdafaa kararı düşünülmüştü. Sivas Kongresi’nde ise her türlü işgal ve müdahaleye karşı koyma kararı alındı.

4. “Vatanın herhangi bir parçası hükümetçe terk ve ihmal edildiği takdirde, bir geçici hükümet kurularak idarenin millet adına ele alınacağı” karar altına alındı.

5. Misak-ı Milli’nin esasları ortaya çıktı. Mebussan Meclisi’nin acele toplanması, Hükümet üzerinde Meclis denetiminin sağlanması istendi.

6. Kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa getirildi. Erzurum Kongresi’nde seçilen Temsil Heyeti’nin üye sayısı on beşe çıkarıldı.

7. Vatanın sınırları bölünmez bir bütün olarak düşünüldü. Milli Kuvvetleri etken, milli iradeyi hâkim kılmak esası kabul edildi.

8. İşgal emeli taşımayan devletlerin ekonomik yardımları kabul edilecekti.

9. Azınlıklara siyasi egemenliğimizi ve sosyal dengeyi bozacak imtiyaz (ayrıcalıklar) verilmeyecekti.

Ayrıca, Ankara’da bulunan Ali Fuat (Cebesoy) Paşa, Batı Anadolu Milli Kuvvetler Genel Komutanlığı’na atandı. 13 Eylül 1919’da Milli Mücadelenin yayın organı olmak üzere İrade-i Milliye adlı gazete Sivas’ta çıkarıldı.

Sivas Kongresi’nin Önemi
Sivas Kongresi, dağınık bir durumda olan ve birbirinden habersiz çalışan savunma kuruluşlarını birleştirmiş; Anadolu ve Trakya’daki cemiyetleri bir çatı altında toplamıştır. (Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti)
Sivas Kongresi, Anadolu’daki milli hareketle İstanbul Hükümeti arasında bir kuvvet dengesi sağlamıştır. Anadolu’nun milli kuruluşlarıyla birlikte sivil ve askeri makamlar, ancak Sivas Kongresi’nden sonra başvuracakları bir makam bulabilmişlerdir.
Sivas Kongresi, almış olduğu kararlar açısından ihtilalci bir karakter taşımaktadır.
Ayrıca, İstanbul Hükümeti’nin kabul ettiği Mondros Ateşkes Anlaşması’nın uygulama şeklini reddederek işgallere karşı koyulacağını belirtilmiştir.
Mustafa Kemal’in mücadelesi ve Anadolu’da gelişen milli hareketlerin etkisi sonucunda, Damat Ferit Paşa istifa etmek zorunda kalmış; yerine Ali Rıza Paşa Hükümeti kurulmuştur. Milliyetçi kimlik taşıyan bu kabinenin İstanbul’da iş başına geçmesi, Mustafa Kemal ve Milli Mücadele için kazanılan ilk zaferdir.

Amasya Görüşmeleri (20 -22 Ekim 1919)
Ali Rıza Paşa Hükümeti, milli mücadeleyi kontrolü altına almak. Mustafa Kemal ise Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde alınan kararları bu hükümete onaylatmak için bu görüşmeler gerçekleşmiştir. Amasya Görüşmeleri öncesi Mustafa Kemal görüşme teklifini İstanbul Hükümeti’nden gelmesi koşuluyla görüşmelere katılmayı kabul etmiştir. Bu durum, Mustafa Kemalin Anadolu’daki hareketin İstanbul Hükümeti’nce tanınmasına önem verdiğinin göstergesidir.
Mustafa Kemal ve Salih Paşa arasında yaptığı görüşmeler sonucu imzalanan Amasya Protokolü’nde;
1. İstanbul Hükümetiyle Temsil Kurulu arasında hiçbir anlaşmazlık kalmamıştır.
2. Meclis-i Mebussan derhal toplanmalıdır.
3. Seçimler serbest ve müdahalesiz yapılacaktır.
4. Meclis-i Mebus an’ın kabul etmesi halinde İstanbul Hükümeti de Sivas Kongresi kararlarını kabul edecektir.
5. Temsil Kurulunun görüşü alınmadan İstanbul Hükümeti hiçbir uluslararası barış antlaşmasını imzalamayacaktır.
6. Meclis-i Mebus an’ın güvenlikte olmayan İstanbul da toplanması uygun değildir.
Kararları yer almıştır.
Salih Paşa İstanbul’a ulaştığında, bu esasları hükümete kabul ettireceğini, eğer ettiremezse istifa edeceğini söyleyerek İstanbul’a döndü ve çalışmalara başladı İstanbul Hükümeti, Protokolün 2. ve 3. maddelerini İstanbul’da toplanacak bir mecliste saltanat yanlılarının çoğunlukta olacağını düşündüğü için kabul ederken:
4., 5. ve 6. maddelerini kendisini yok saymak anlamına geldikleri için reddetmiştir.

Amasya Görüşmelerinin Önemi
Amasya’da yapılan görüşme ile İstanbul Hükümeti’nin temsilcisi olan Salih Paşa, Erzurum ve Sivas
Kongreleri’nde alınan kararları tanımış oluyordu. Bu durum Temsil Heyeti için önemli bir başarıdır. Çünkü
İstanbul Hükümeti temsilcisinin Amasya’ya gitmesi Temsil Heyeti ile Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti’nin hem varlığını hem de gücünü hukuken tanıdığı anlamına gelmekteydi. Bu durum Anadolu’daki
kurtuluş hareketi açısından siyasi bir zaferdir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir