Çocuk masumiyet, çocuk güzellik, çocuk iyilik, çocuk sevgi, çocuk özlem, çocuk muhabbet, çocuk dostluk, çocuk barış, çocuk evin neşesi, ailenin eğlencesi, çocuk umut bağladığımız geleceğimiz, çocuk sevinç, çocuk gelecek, çocuk güler yüz, çocuk çiçek bahçesi, çocuk gökkuşağı, neticede çocuk, Allah’ın bize en güzel armağanı, insanlara verilen en güzel emanet ve hediye.

Çocuklara baktığımızda kendimizden bir şeyler görürüz. Çocuk, bir aynadır. Hayatın gerçek aynalarıdır onlar. Anne ve babalarının gözlerinin nurudur. Sevgi tohumudurlar. Ufuklarımızı süsleyen karlı dağ, karanlığa itilen ışık, mor kokulu şehzadelerimizdir. Cennet meyvesi birer emanet olan çocuklar küçük bedenlerinde evreni taşırlar. Küçücük yüreklerinde sevgi coşup kaynamaktadır. Şair Abdulhak Hamit’in dediği gibi “Kim demiş çocuk küçük şeydir, bir çocuk belki en büyük şeydir. ” Onlar bizzat ümit çiçeklerimizdir. Geleceğin fikir işçileridir. Yarının şeref ve inanç direkleri onlardır. Düşler ülkesinin prensi, hayal dünyamızın sultanları olan bu çocuklar için ne söylense azdır. Söylenecek o kadar güzel ifadeler çıkar ki çocuk dendiğinde şairlerin her birine ayrı ayrı konu olmuştur çocuklar.

Nitekim;

Annesi gül koklasa ağzı gül kokan güzellikler,

Çocuklar, ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk ve uçurtmayla göğe çık-maya gayret eden varlıklar,

Çocuklar, “akıl tutsağı” olmayan, gerçek anlamda hür yaratıklar.

Çocuklar, gönlümüzün güneşleri.

Behçet Necatigil onlar için der ki: “Geceler onlar için aydınlanır.”

Çocuklar, masal dünyamızın prensleri.

Çocuklar, pırıltılı düşlerin, albenili gülüşlerin, sıcak öpüşlerin sultanları.

Anne ve babaların ve hepimizin, dolayısıyla eğitimin ve okulların var oluş nedenleri bize emanet olunan bu temiz varlıkların en güzel şekilde geleceğe hazırlanması için tüm çabaların seferber edilmesidir. Çocuklar, her yaşta öğrencidir. Çocuklar, okullarla tanıştıktan sonra arzulayan birer birey olarak tüm yeteneklerini birer birer ortaya koymalı, ismi üzere öğrenci olmalıdır. Talep eden bu güzel varlığa hizmet verenler ona güzellikleri sunacaklar. İlkeli, disiplinli, üretken birer öğrenci olarak onlar da her geçen gün daha güzele, daha iyiye ulaşmayı amaç edinmeliler.

Anne ve babaların, özellikle öğretmenlerin çocuklarını, öğrencilerini yakinen tanımaları gerekir. Arabasının bütün parçalarını bilen, tanıyan bir şoför önceden tedbir alacağı için olabilecek arızalara karşı önlemini almış olur. Böylece zaman kaybetmeden sonuca ve arzuladığı yere ulaşır. Eğitimciler de anlayış, kabiliyet, hareket ve davranışlarıyla öğrencilerini tanımak zorundadırlar. Çocuklar görev ve sorumluluklarını bilen birey olmalıdırlar. Öğrencilerin belli bir yaşta derse başlamalarını öngören bir anlayış yoktur. Her öğrencinin yaşının, seviyesinin ve çevresinin şartları ölçü alınarak eğitilmesi ve onlara uygun yönlendirmelerde bulunmaları eğitimciler için şarttır.

Çocukların belli zamanlarda karşılaşabilecekleri pek çok olay vardır. Biz bu “Üçüncü Bölüm”de çocukların genelde karşılaşabilecekleri konuları, öğrencilerin özelliklerini, iyi bir öğrenci olmanın vasıflarını ve genelde çocukların karşılaşabileceği konuları açıklamaya çalışacağız.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir