İyi bir dinleyici, anlatılacak konu ile ilgili bilgi toplayan, hazırlık yapan, konu üzerinde araştırmaları bulunan kişidir. Bu tarzda davranan bir dinleyicinin dersi ve anlatılan konuyu diğerlerinden daha iyi anlaması kaçınılmazdır. Bedenen, ruhen ve zihnen diri ve hazır olan bir dinleyici dikkatini anlatılan konuya rahatlıkla verebilir. Öğrenmenin bir yolu da dinlemedir. Tek başına okuma insanı yalnızlaştırır. Dinleme ise insanı toplumsallaştırır. Bu nedenle hem okumalı hem de dinlemeliyiz. Öyleyse iyi bir dinleyici olmak için neler yapmalıyız
– Yüzünüzü konuşmacıya dönünüz.
– Konuşmacının gözlerine bakınız.
– Kendinizi germeden dikkatli olunuz.
– Konuşmacının neler söylediğini zihninizde canlandırmaya çalışınız.
– Konuşmacının sözünü kesmeyiniz ve söyleyeceğiniz bir şey varsa, onun sözünün bitmesini bekleyiniz.
– Konuşma sırası size geldiğinde konuyu değiştirmeyiniz ve aynı konuda devam ediniz.
– Anlamadığınız bir şey olursa, konuşmacı durakladığında ya da sözünü bitirdiğinde anlamadığınızı sorunuz.
– Konuşmacının duygularını ve içinde bulunduğu durumu anlamaya çalışınız.
– Konuşmacıyı dinlediğinizi belirtmek için zaman zaman, söylediklerini özetleyerek ona iletiniz.
– Konuşmacıya, sözleri tamamlandığında geri bildirimde bulunuz.
Okullarda, toplantılarda, seminerlerde, aile ortamlarında bulunan her
insan çok iyi bilir ki dinlemeyle barışık olmayan insanlarla uzlaşmak çok zordur. Sorunları çözmede, sonuca ve başarıya ulaşmada dinleme, önemli bir özelliktir. Pek çok insan bedenen dinler gibi davranır; ama ruhen farklı yerlerdedir. Etkili bir dinleme için aşağıdaki dinleme türlerinden kaçınmak gerekir
– Görünüşte dinleme Gözlerden anlaşılır.
– Seçerek dinleme İşine geleni dinleme.
– Tuzak kurucu dinleme Olumsuz cümleleri yakalama ve takip etme.
– Yüzeysel dinleme içerikle değil, kelimelerle uğraşma.
– Saplantılı dinleme Önyargılı, peşin hükümlü bir dinleme.
– Alaycı dinleme Önemsememe.
Yazılı
Anlatım, duygu, düşünce ve olguların konunun özelliğine göre başkasına aktarımıdır. Bu aktarmanın yazıyla yapılanına yazılı anlatım denir. Yazılı anlatım, duygu ve düşüncelerin başkalarına aktarılmasında kullanılan, başlıca anlatım yöntemlerinden birisidir. Bir aktarma aracı olması, öğrenci açısından yazmanın önemini daha da artırmaktadır. Yazılı anlatımda yazma işi, ciddi bir hazırlık sürecini zorunlu kılar. Planlama ile amaçlanan yazıya derinlik kazandırmak mümkündür. Yazılı anlatımın yeterli ayrıntıda olması anlatımın geliştirilmesini gerektirir. Yazılı anlatımın amaca uygun, belli ilke ve kurallar doğrultusunda olması gerekmektedir.
Sözlü
Konuşma, insanın çevresi ile olumlu ilişkiler kurabilmesinin en başta gelen yoludur. Etkili bir konuşma yeterliliği bu konuda bilgi ve becerilere sahip olmayı gerektirir. Unutulmamalıdır ki konuşma, en etkili ve en çok kullanılan bir iletişim biçimidir. Bilgi, duygu, düşünce ve olguların başkalarına sözle; yani konuşma yoluyla aktarılmasına sözlü anlatım denir. Sözlü anlatım gücünün geliştirilmesi, ferdin çevresiyle ile olan sözel iletişimin; olumlu biçimde etkiler. Çevrenin ona saygı duymasını sağlar.
Açıklayıcı
Bir yazının yazılmasındaki amaç, bilinmeyen, açıklanmayan bir şeyler öğretmek veya bilgi vermektir. Bu özellikleri taşıyan anlatım bu, açıklayıcı anlatımdır.
Tartışmacı
Bir düşünceyi savunmak, bir düşünceyi değiştirmek maksadıyla yapılan anlatım tarzıdır.
Betimleyici
Olayların ve varlıkların kelimelerle resmini yapar gibi yapılan anlatımdır. Bir nevi tasvirdir. Gözlem sonucu varlıklarla ilgili elde ettiğimiz birikimin planlı ve etkili bir şekilde anlatılmasıdır. Varlıkların insan ruhu üzerindeki tesirleri ve izlenimler bu anlatımla dile getirilir.
Öyküleyici
Öykü, roman, anı, biyografi, gezi türlerinde kullanılan anlatım çeşididir. Bu anlatımda olay, zaman, yer ve kahramanlar vardır.
Tüm bu anlatımlar okullarımızda iki tarzda uygulanır. Bunlar yazılı anlatım ve sözlü anlatım. Bu anlatım tarzını eğitimciler, özellikle anne ve babalar çok önemsemelidir. Daha ufak yaştan itibaren çocukların kurallı cümle oluşturmalarına yardımcı olmalıdırlar. Anne, baba ve eğitimci çocukların tek kelimelik cevaplarına fırsat tanımamalıdır. Belli başlı kavramlarla, onların dünyasındaki eşya ve varlıklarla ilgili sorular sorup yorum yapmalarına, düzgün cümle kurmalarını sağlamalıdır. Bu yaklaşımla onların anlatım güçlerini geliştirirler, hayal gücünü zenginleştirirler ve çevredeki varlıkları tanıtmış olurlar, içe kapanık olmamalarını onları konuşturarak dışa dönük sosyal fertler olmalarını sağlarlar. Anlatımdaki özellikleri benimseyip ciddiye alanlar, önemli adımlar atmış olacaklardır.
Anlatım önemli bir yetenektir. Çok bilgili ve kültürlü olan insanlar bile anlatımda başarılı olamayabilir. İnsanların karşısında konuşmak, bir konuda onları aydınlatmak veya sınıfta dersi anlatmak ciddi bir uğraştır. Dinleyicinin ilgisini çekmek son derece önemlidir. Bu sağlandığında ilgi çekebilmek başarılı olmak zorlaşır. Anlatımın seviyeye uygun olması, bilinen terimlerin kullanılması, kuşku ve sıkıntı oluşturacak yaklaşımlardan uzak durulması önemlidir. iyi bir öğretmenin veya eğitimcinin etkili ders anlatabilmesi için sesini değil sözünü yükseltmesi, konuya hakim olması, doğru işi doğru zamanda yapması, dersini ayrılan süre içerisinde işlemesi, rahatlık tuzağına düşmeden dersi anlatması oldukça önemlidir. Tüm bunlarla birlikte;
– Konunun ana hatlarını çiziniz.
– Anlatım amacını belirleyiniz.
– Konunuzu ezberlemeyin, anlamaya çalışınız.
– Anlatacağınız konu için önceden kısa notlar hazırlayınız.
– Öğrencilerle göz kontağı kurunuz.
– Farklı kaynaklardan yeni sunumlar yapınız.
– Mantıklı bir bütün halinde anlatımınızı yönlendiriniz.
– Soru soran değil soru sordurtan olmaya özen gösteriniz.
– Sade ve yalın bir dil kullanınız.
– Anlatımınıza diğerlerinin de katılımını sağlayınız.
– Çok konuşan değil, konuşturan kişiliğe sahip olunuz.
Öğrenme, aşama aşama gerçekleşen bir süreçtir. Unutma, öğrenmenin tersi olarak değerlendirilebilir. Unutma, öğrenmeyle birlikte başlar. En çabuk unutma da öğrenmeden hemen sonra olur. Öğrenilenlerin yeri geldiğinde hatırlanması gerekir. Günlük derslerde öğrenilen konuların tekrarlanması, okunması unutmayı önler. Sık sık yapılan tekrarlar, pekiştirme çalışmaları öğrenmeyi hızlandırır. Araştırmalara göre öğrenilenlerin yarısı 24 saatte, 43’ü de 48 saat içerisinde unutulmaktadır. Bu süreden sonra ise, unutma hızı giderek yavaşlamaktadır. Öğrenmede asıl maksat çok iyi belirlenmeli. Öğrenilecek konulara iyi konsantre olunmalıdır. Arzulu, istekli, gerekli olduğuna inandığınız bilgilerin kavranması hafıza yoluyla olur. Hatırlama, hafıza yardımıyla olur. Öğrenmeyi ve hatırlamayı kolaylaştıran yolları bilmek gerekir
– Gerekli gereksiz her şey öğrenilmemelidir.
– Öğrenme, amaçlı olmalıdır.
– Öğrenmeye karşı istek duyulmalıdır.
– Öğrenmede somut konuların veya örneklerin, soyutlardan daha kalıcı olduğu unutulmamalıdır.
– Hatırlatmayı kolaylaştırmak için öğrenirken tekerlemeler oluşturul-malıdır.
– Sözcük, kural, tanım vb. ezberlemede kart kullanılmalıdır.
– Konular bütün-parça-bütün tekniğiyle öğrenildiğinde hatırlama daha da kolaylaşır.
– Aralıklı tekrarlar yapılarak öğrenilenler sonradan daha iyi hatırlanır.