SOSYAL BİLGİLER 7.SINIF 3.ÜNİTE TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK ANADOLU ANAYURT

TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK ANADOLU ANAYURT

Büyük Selçuklu devleti kurulmadan önce Anadolu’ya akınlar gerçekleşiyordu fakat bu akınla Anadolu’yu tanıma ve biansı yıpratma amaçlıydı ilerleyen zamanda ise bu seferler artık Anadolu’ya yerleşme amaçlı olmaya başlamıştır.
1071 Yılında Anadolu’yu Türklere vermek istemeyen Bizanslarla Türkler arasında oldu ve savaşı Türkler kazandı ve Anadolu’nun kapıları Türklere açılmış oldu.Artık Türkleri durdurabilecek Anadolu’da bir güç kalmamıştı.
Türkler hızla Anadolu’ya göç ediyordu.Yıkık fakir ve harabe şeklindeki Anadolu’yu Türkler hızla imar ediyor şehirler kuruyor yollar, köprüler, hanlar hamamlar, üniversiteler, kervansaraylar yapıyorlardı.Fakir Anadolu zenginleşiyorlardı.

Bu ilk Anadolu beylikleri Türkiye Selçuklular, Danişmentliler, Mengücekliler, Saltuklular, Artuklular, Çaka Beyliğidir.Bu beylikler Anadolu’daki ilk Türk beylikler olup Anadolu’yu Türkleştirmiş ve İmar etmişlerdir.Bu kadar farklı beyliklerin kurulması bu beylikleri kuranların farklı boylara mensup olmasıdır.
TÜRKİYE SELÇUKLULAR
Türkiye Selçuklular Anadolu’da kurulan en önemli ilk Türk Beyliklerdendir. Türkiye Selçukluların diğer Türk Beyliklerine göre avantajı şunlar olabilir.
1.Türkiye Selçuklu devletinin önünde topraklarını genişletebileceği güçsüz bir Bizans devletinin bulunması
2.Denize kıyı ve önemli limanlara sahip olduğu için Ticareti son derece gelişmiştir.
3.Verimli tarım alanlarına sahip olması.
4.Türklerle ve Bizans devleti arasında olduğu için Her iki tarafla ticaret yapabilmesi gibi bir çok avantajı vardı.
Türkiye Selçuklu devleti ticarete çok büyük önem vermiştir.Ticaret yapanların üç gün ücretsiz konaklayabileceği yemek yiyebileceği ve hayvanlarının dinlendirebileceği ticaret yolları üzerine kervansaraylar yapmışlardır.Ticaret yolları yapılmış pazarlar kurulmuş ve ticaretçilerin malları devlet garantisi altına alınmıştır.Örneğin ticaretçinin malına her hangi bir zarar geldiğinde zararını devlet ödüyordu.Durum böyle olunda Anadolu tam bir ticaret merkezi haline gelmiş ve çok zenginleşmiştir.
Ayrıca Türkiye Selçuklu devleti zamanında Anadolu artık Türklerin yurdu olarak anılmaya başlanmış ve bir çok kalıcı eserler yapılmış okullar, köprüler camiler, hastaneler aş evleri gibi bir çok mimari eserler yapılmıştır.Anadolu tam yaşanılası yer haline gelmiştir.O fakir Anadolu olmuş dünyanın en zengin ve güzel yeri haline.bir çok bilim adamı bu dönemde yaşamıştır.Mevlana ve yunus emre bu dönemde yaşamıştır.
Türkiye Selçuklu devleti Bizanslarla 1176 yılında Miryokefalon savaşında yendi ve anayolunun Türk yurdu olduğu kesinleşti
HAÇLI SEFERLERİ
Avrupalı devletlerin hep birlikte kutsal yerleri ve Anadolu’daki Hıristiyanların katledilmesini bahane gösterip doğuya doğru seferlerin yapmasına haçlı seferleri denilir.
Nedenleri
1.Türklerin hızla Anadolu’yu ele geçirmesi ve batıya doğru yani Avrupa’ya doğru ilerlemesi ve Avrupa’nın bunu engellemek istemesi
2.Asıl sebep ise .Yoksul fakir Avrupalıların doğunun (Türklerin ve Arapların) zenginliklerini ele geçirmek istemesidir.
3.Kudüs’ü kutsal toprakları ele geçirmek istenmesi.
Haçlılar bu sebeplerden dolayı binlerce kişi Anadolu’ya saldırmış Türkiye Selçuklu devleti karşı koymuştur.8.sefer düzenlemişler ilkinde başarılı olmuşlar diğerlerinde istenilen başarıyı gerçekleştirememişlerdir.
Haçlı seferlerin sonuçları.
1.Dini sonuç.Papaya olan güven azaldı.Dinin etkisi Avrupa’da azaldı.Önceden Rahipler Avrupa’yı istedikleri gibi yönetiyorlardı ve son derce zenginlerdi.Halk fakir cahil yoksulluk içinde yaşıyordu
2.Siyasi sonuç:Türlerin batıya olan ilerleyişini yavaşlattı.150 yıl bu seferlerle Türkler meşgul oldu gücümüzü azalttılar
3.Sosyal sonuçlar:2medeniyet bir biri ile karıştı kültür alış verişi gerçekleşti
4.Ekonomik:Doğu batı arasında ticari faaliyetler arttı.Akdeniz’de deniz ticareti gelişti Akdeniz’e kıyısı olan devletler zenginleşti.Avrupa belki yüzlerce yıl sonra bulacakları teknolojik gelişmeleri kısa yoldan sahip oldular ve gelişmeye başladılar.Haçlı seferleri sayesinde bir çok bilgiye sahip oldular temizliği vb şeyleri bizlerden öğrenciler.Barut, pusula, kağıt gibi büyük icatları öğrendiler.
sosyal bilgiler

428 yorum

  1. bence böyle konulara yorum yapmak çooook ama çokkk saçma çünkü bunlar kitaplarımızdaki konular ama yinede bizim için araştırdıkları için çook teşekkür eder ve bu yorumumun ulaşmasını arz ederim…

    YAZAN=melike

  2. Banada allah razı olsun demek kalır herhalde..Doğrusu çokk işime yaradı daha yeni sosyal bilgiler öğretmenliğine başlamıştım..Kurstaki ve okulda öğrenciler için bir bardak su gibi geldi saolun.

  3. yha arkadaşlar ben aradığımı bulamıyorum yarın hoca sözlü yapacaq bana yardım eder msiniz danışmentliler, saltuklular, mengücekler,artuklular bunları bulamıyorum help me:D

  4. çok teşekkür ederim yorumlar harika daha başlayamadım ama gzel gibi gözüküyo sosyal dersine çokçlışmm lzm ilk yazılım berbat 🙁 ama bu siteden çalışıcm daha çok site biliorum çoğunluk burdan çalışıcam teşşekür ederim eğer bi faydası olursa herkese avisiye edicem yorummumuda 2 hafta sonra yazılıdan sonra yazıcam şmdiiden sitenizi tavsiye etmeyi başladım gerçekten teşşekür ederim 75 aldım iğrenç bi not düzeltmek için çok uğraşıorum ve burasıda müthiş bi sitee :))))))))

  5. çok kolay hazalcım derslerine çalışmıyormusun yoksa arkadaşım derslerine çalışırsan başarırsın zekisin belli canım nerden biliyorsun dersen bu siteye girmişsin demekkki çaba sarfediyorsun…

  6. iyi olduda bazı yerlerde öğretmen anlatımıyla var onlar daha iyi oluyo yane şöyle söyliyiim….!!! öğretmen resmen konşuyo ve karşıdaki kişi dinliyoo ama ynede olsun buda çok işime yaradı çözdüğüm testlerde karşıma çıktı…!!!!

  7. iyi güzel olmuş hoş olmuşta benim istediğim kadar yeterli bilgi yok ama olsun yinede teşekkür ederim işime çok yarayan bir sürü bilgi buldum görüşmek üzere… 😉 🙂 🙂 🙂 ;););)

  8. valla bu site ne işe yaradı anladısam arap olam oqlum ilkokul 3.sınıftan atılan biri için bu site çooook banel yani.nedir bu selçuk melçuk amca oqlumu ne lan bunlar ?anadık anadolu 8 tarafı denizlerle çewrili bi ülkede yaşıyoz anadoluda kuzey egede yer alo eskiden yaşanmış bitmiş ne kafa yorup duruonuz gerizekalı oğlu salaklar

  9. valla bu siteyi kurana çok teşekkür ediyorum tek sorun benim bu haritayı çizmemde 😀 onun dışında harika bilgiler var bu haritayı eksikziz çizersem ödev harika olur hoca garinti “85”in üstünde bir not verir 😀 😀 😀 😀 😀

  10. Matbaanın icadından sonra İstanbulda yalnızca hristiyan kitapları basılmıştır.Lale devrinde ise müslüman kitaplarıda basılmaya başlamıştır?Neden müslümanların o dönemde matbaadakitapları basılmamıştır?

  11. cok saol işime çok yaradi amaa ben 4. üniteye kadar karma test arıyodum ama buda yeterli oldu çok saol denizliye selamlar okul arkadaşlarıma denizlideki tüm emsanlılara selamlar selam türkiye!!!!

  12. Gerçekten de bu site yazılı anlatım olarak güzel , bunu değerlendirmeli ve sitenize daha çok kişilerin girmesini isterseniz bencede bir video hazırlayabilrsiniz gayet güzel olur ve bu siteyi arkilerimede önerebilirim..TEŞEKKÜRLERR .))

  13. Bir şey daha söyleyeceğim bir 7. sınıf için çok ağır olmuş biz bu konuyu hatta bu üniteyi hiç anlamadık bize videolu hemde akılda kalacak bir video hazırlarsanız çok sevinirim ..

  14. mrb arkadaslar ben bir ögretmenim ve böyle kısa yazılı bir siteye bile onlarca ögrencimin gelmesi beni mutlu etti siz de biliyorsunuz ki 5 haziranda sbs var ve böyle calısıyo olmanız kadar güzel bir sey yok inanın

  15. arkadaşlar sizin gibi olumlu düşünemiyecem çünkü önemli tarihleri vermemmiş örneğin(malazgirt savaşı 1707 yılı fakat hangi savaş olduğu yazmamış) TAMAM KISA KISA ANLATILMIŞ AMA KISA VE ÖZ OLMALIYDI BEN BU SİTEDEN BİR OLUMLU ÇIKIŞ YAPAMADIM HERKEZE İYİ DESLER

  16. sosyal bilgiler sunu, sosyal bilgiler yazılı eğitim, eğitim haberleri, haber, tarih, kitap, kültür sanat, sanat, kültür, sosyal bilgiler, sosyal bilgiler 7.sınıf, müze, tarihi eser, rehberlik, aile eğitimi, öğretmen, memur, iş ilanları, okul, test, sınav, sbs, öğrenci, sunum, performans, coğrafya, kpss, kpss sınavı,

  17. İŞTE BÖLE OLUR:
    TÜRK TARİHİNDE YOLCULUK

    Türkiye Selçuklu Devleti

    Malazgirt Savaşı’ndan sonra Selçuklu komutanlarından Kutalmış Oğlu Süleyman Şah, Anadolu’daki fetihlerini batıya yaydı. 1075’te Bizans’tan İznik’i alarak burayı başkent yaptı ve bağımsızlığını ilan etti. Büyük Selçuklu Devleti, ayrı bir devlet kurulmasından rahatsız oldu. Ancak Türkiye Selçukluları bulundukları coğrafyada sınırlarını iyice genişletti.

    Türkiye Selçuklu Devleti, sınır komşusu Bizans ile 1176da Miryokefalon‘da savaştı. Bu, Türklerin Anadolu’da Bizans karşısında Malazgirt’ten sonraki en büyük zaferiydi. Bu zaferle Anadolu’nun Türk yurdu olduğu kesinleşti.

    Cengiz Han’ın önderlik ettiği Moğollar’ın akınları sonucunda Türkiye Selçuklu Devleti ‘nin gücü azaldı ve sultanlar Moğollar tarafından atanmaya başlandı.

    Haçlı Seferleri

    Haçlı Seferleri 11-13. yüzyıllar arasında Hristiyanlar’ın kutsal saydıkları yerleri Müslümanlar’dan almak için düzenledikleri seferlerdir. İkinci nedeni ise ekonomisi zayıf olan Avrupalıların ekonomilerini geliştirmek amacıdır.

    Haçlı Seferleri

    1096–1099 1.Haçlı Seferi: Kudüs Haçlıların, İznik ve Batı Anadolu Bizans’ın eline geçti. Selçuklular Konya’ya çekilip orayı başkent yaptılar.

    1147-1149 2.Haçlı Seferi: Haçlılar Selçuklular tarafından bozguna uğratıldı.

    1176: Haçlılarla işbirliği yapan Bizans, 2.Kılıçarslan komutasındaki Selçukçululara Miryokefalon’da yenildi.

    1189–1192 3.Haçlı Seferi: Savaş, Selahattin Eyyübi’nin Kudüs’ü ele geçirmesiyle başladı.

    1204 4.Haçlı Seferi: Haçlılar İstanbul’u işgal ederek Latin İmparatorluğunu kurdular.

    Osmanlı’da Bir Merkez

    İznik, Hristiyan dünyası için önemli bir merkezdi.1075’te İznik’i Bizans’ın elinden alan Süleyman Şah, Burayı başkent yaptı. İznik’in Türklerin eline geçmesi Bizans’ın Avrupa’dan yardım istemesiyle Haçlı Seferleri’ne temel hazırladı. 1. Haçlı Seferi sonucunda Bizans’ın eline geçen İznik’i Osmanlı Beyliğinin hayallerindeydi. En sonunda Osman Gazi burayı aldı. Bunun sonucunda beyliğin saygınlığı Anadolu’da arttı.

    Osmanlıların İznik’te yaptıkları faaliyetlerden biri de medrese açmak oldu. Bu medresenin müderrisi Davud-ı Kayseri olarak atandı. Davud-ı Kayseri bu medresede sadece dini değil felsefi eğitim de verdi.

    Neden Balkanlar?

    Bizans İmparatoru Kantakuzenos, kızını(Nilüfer Hatun) Orhan Bey ile evlendirmişti. Böylece iki devlet arasında ittifak oluştu. Bu ittifak’a dayanarak Kantakuzenos Sırp Kralı’na karşı Osmanlı’dan yardım istedi. Orhan Gazi bu isteği reddetmedi. Bunun üzerine gönderilen Osmanlı komutanlarından Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Paşa, Trakya’da Sırplara karşı büyük bir zafer kazandı(1353). Süleyman Paşa ordusundan bazı askerlerini Avrupa Yakası’ndaki Çimpe Kalesi’ne bıraktı ve bu köprü başını Anadolu’dan getirdiği askerler ile güçlendirdi. Daha öncesinde Karasi beyleri de zaman zaman deniz yoluyla Gelibolu’ya akınlar yapmış ve buraya yerleşmişlerdi.

    Osmanlı Devleti’nin Rumeli’deki İskân Politikası

    Türklerin Rumeli’ye geçişleri başlangıçta Türk dervişleri ile başlamıştır. Söz konusu dervişler yerli halkın gönüllerini kazanmışlar ve asıl fetih hareketine zemin hazırlamışlardır. Rumeli’nin ıssız yerlerinde yerleşim alanı oluşturan bu dervişler, bu bölgeye ilk yerleşenlerdir. Rumeli’ye bu şekilde iskan eden Sarı Saltuk ile Bursa’nın alınmasında önemli rol oynayan “Geyikli Baba” bunlara örnek olarak verilebilir. Buradaki merkezi otoritenin güçlenmesi ile buralara konargöçer olan Türkmenler yerleştirilmiştir. Özel haklar tanınmıştır. Bu şekilde fetih hareketi kolaylaştırılmıştır.

    Osmanlı Ordusu

    Tımarlı sipahiler: Osmanlı Devleti’nin en önemli askeri birliği tımarlı atlı birliklerdir. Tımarlı sipahileri kendine verilen dirliğin (toprağa bağlı köylüden alınan verginin) geliri karşılığında asker yetiştirilirdi. Savaş sırasında tımarının azlığı veya çokluğuna göre “cebelü” denilen tam donanımlı silahlı ve zırhlı asker yetiştirmekteydi.

    Akıncılar: Hafif atlı birlikler olup uçlarda bulunurlardı. Ordunun keşif hizmetini görmek gibi görevleri de vardı.

    Osmanlı Yöneticileri

    Divan-ı Hümayun, bütün kamu görevlilerini denetlemek, sefer ve savaş hazırlığına karar vermek, önemli iktisadi ve mali kanunları karara bağlamak gibi pek çok görevi vardı.

    Divan- Hümayun: Padişah başkanlığında toplanan üst düzey devlet görevlilerin devlet işlerini görüştükleri meclistir. Toplantılara katılan asil üyeler, sadrazam, vezirler, kazaskerler, defterdar ve nişancıdır.

    Sadrazam: Padişahın vekili olup, devlet idaresinde büyük yetki sahibidir.

    Vezirler: Bakanlık ve valilik gibi önemli görevler yaparlar ve paşa unvanı taşırlar.

    Nişancı: Padişahın yazılarına onun imzası olan nişanını koymak ve tuğrasını çekmekle görevlidir. Devletin en önemli gelir kaynaklarından olan arazi kayıtlarını içeren tahrir defterlerindeki düzeltme ve değiştirmeleri o yapar.

    Defterdar: Osmanlı Devleti’nin maliye işlerinden sorumludur.

    Kazaskerler: Kadı ve müderrislerin atama ve tayin işleri ile ordu görevlileri ve devleti ilgilendiren davalara bakarlar.

    Osmanlı Devleti Yeni Başkentinde

    İstanbul, Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli topraklarında yer almaktadır. İstanbul’un bulunduğu konum nedeniyle Bizans imparatorları fırsat buldukça Avrupa devletlerini ve Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmaktaydı. Osmanlı Padişahı 2. Mehmet kafasına koymuştur; yo o İstanbul’u alacak ya da İstanbul onu. Hazırlıklarını yapar, Yıldırım Beyazid’in yaptırdığı Anadolu Hisarının tam karşısında Rumeli Hisarı’nın yerini tespit eder.

    İstanbul fethedildiğinde Karadeniz’de Cenevizliler, Akdeniz’de de Venedikliler ticaretle uğraşıyordu. Trabzon’da Haçlı Seferleri sırasında Bizans’tan ayrılan Kommenler Hanedanı devlet kurmuştu(1204).

    Kommenler, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’la ittifak halindeydi. Kırım sahilleri İstanbul’a gelen ticari malların taşınmasında önemli rol oynuyordu. Kırım’ın en önemli liman şehirlerinden olan Sudak, 13. yy’de Türkistan’dan Avrupa’ya uzanan İpek Yolu üzerinde bir merkez şehirdi.

    Fetihten sonra başkent haline gelen İstanbul’da birçok değişiklik oldu. Fatih, devlet yapısını düzenleyen bir kararname hazırlattı. Bizans’ın sembolü haline gelen Ayasofya, camiye çevrildi.

    Osmanlı, Denizlerin Fatihi

    Çaka bey isimli bir Türk, denizcilikte ilk adımları attı. Osmanlı Beyliği, ele geçirdiği beyliklerin gemi ve denizcilerini kullanarak denizlere açıldı.

    Orhan Gazi(1326-1362): Osmanlılar, hiç denizcilik deneyimi olmamasına rağmenküçük gemilerden oluşan bir donanma kurarak Marmara Denizi’ne açıldılar. Bu dönemde Osmanlılara katılan Karesi Beyliği’nin donanmasından faydalandılar.

    Yıldırım Beyazid(1389-1402): Zamanında Gelibolu donanmanın üssü oldu, tersane olarak kullanıldı.

    Fatih Sultan Mehmet(1451-1481): İstanbul’un fethinden sonra Akdeniz ve Karadeniz’e açıldı.

    2.Beyazid(1481-1512): Akdeniz’de faaliyet gösteren Türk korsanlarını devlet hizmetlerine alarak donanmayı genişletti.

    Yavuz Sultan Selim(1512-1520): Donanmayı genişletti.

    Kanuni Sultan Süleyman(1520-1566): Yavuz zamanında Osmanlı hizmetine giren Barbaros Hayrettin Paşa’yı kaptan-ı derya yaptı. Osmanlı donanması Akdeniz’in en etkili gücü oldu.

    Osmanlı Devleti tersanelerinin özelliği, büyük bir bölgenin ekonomisini kendi ihtiyaçlarına göre ayarlamasıdır. Tersanenin kullanımına ayrılan Kocaeli ve Bursa ormanlarından, İstanbul’daki atölyelere sürekli kereste gelmektedir.

    Hayrettin Paşa 1533’te kaptan-ı derya olarak Osmanlı deniz gücünün başına geçti. Kaptan-ı derya olan Barbaros, akdeiniz’de Türk üstünlüğünü sağlama çalışmalarına başladı. Haçlı donanmasıyla Osmanlı donanması Mora’da Preveze Körfezi’nde karşılaştı.

    Kıbrıs’ın alınma nedenleri ve süreci

    Osmanlı Devleti, özellikle Anadolu, Suriye, Mısır gibi bölgelere egemen olduğundan, bu ülkeler için stratejik bir üs haline gelen Kıbrıs Venedik idaresindeydi. Kıbrıs adası bu yıllarda Doğu Akdeniz’de Hıristiyanların kalesi durumunda olan tek yerleşim merkezidir. Kıbrıs Kralı, zaman zaman Osmanlı aleyhine kurulan ittifaklara destek vermiştir.

    Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan ticaret yolu, Kıbrıs adasından veya adanın yakınlarından geçmektedir. Zengin ticaret kafilelerini de vurmak isteyen korsanlar bu nedenle Kıbrıs, Girit, Malta, Rodos gibi adalarda üslenmişlerdir.

    Müslümanlar adaya 24 sefer yapmışlardır. Bu seferlerde birçok şehit vermişlerdir. Hac gemileri saldırıya uğramıştır. Ayrıca Kıbrıs halkı, Osmanlı sultanı 2. Selim’e, kendilerini Venediklilerin baskısından kurtarması için dilekçe yazmışlardır ve Şeyhülislam da Kıbrıs’ın alınması için fetva vermiştir.

    Girit

    24 yıl süren kuşatmanın ardından Girit’in Osmanlı topraklarına katılması(1699) Doğu Akdeniz’de Venediklilerin yüzyıllardır süren hâkimiyetine son vermiştir.

    Ruslarla Yapılan Savaşlar

    Ruslarla yapılan savaşta(1768-1774), Ruslar, Boğdan, Eflak, Yaş ve Bükreş’iele geçirdiler. Akdeniz’e giren Rus donanması, Çeşme yakınlarında Osmanlı donanmasını yaktı(1770). Osmanlı Devleti Küçük Kaynarca Antlaşmasını imzaladı(1774). Buna göre Kırım’ın bağımsızlığı kabul edilirken Ruslara boğazdan geçiş hakkı verildi.

    Sinop

    Sinop, Karadeniz ve Kırım’a yapılan seferlerde üs hizmeti görüyordu. 1853 yılında Ruslar, Sinop’ta bulunan Osmanlı Donanması’nı yaktı. Kırım Savaşı sonrasında Sinop’a Kafkaslardan göçmenler geldi. İngiltere ve Fransa’nın desteğini alan Osmanlı Devleti ile Rusya arasında çıkan savaş sonrasında Paris Antlaşması imzalandı(1856). Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti bir Avrupa ülkesi sayıldı ve toprak bütünlüğü Avrupa devletlerinin garantisi altına alındı.

    Etkiledik, Etkilendik Ama Nasıl?

    Avrupa’da 15 ve 16. yy den itibaren sanat, edebiyat, mimari ve bilimsel alanda hızlı gelişmeler başladı. Osmanlı Devleti Viyana’yı ikinci kez kuşattığında kaybeden taraftı ve 1699’da Avusturya, Lehistan ve Venedik ile imzaladığı Karlofça Antlaşmasıyla ilk kez toprak kaybına uğradı.

    18. yüzyıla gelindiğinde 1718 Pasarofça Antlaşması ile başlayıp Patrona Halil İsyanı’yla sona eren bir barış dönemi dikkati çeker. Bu Lale Devri idi.

    Osmanlılar Avrupa’yı yakından tanımak, gelişme ve değişimleri yerinde görmek için Paris ve Londra’ya elçiler gönderdi. 1720 yılında Yirmisekiz Mehmet Çelebi Fransa’ya elçi olarak gitti. Ülkeye dönüşünde İbrahim Mütefferika ile temasa geçti ve ilk matbaa kuruldu.

    Not: Yirmisekiz Mehmet Çelebi bir diplomattır.

    Yenilikler ve Osmanlı Devleti

    Osmanlı Devleti’nde sosyal ve kültürel yeniliklerin ve değişimin yaşandığı Lale Devri, dönemin sadrazamının öldürülmesi ve padişahın tahttan indirilmesine sebep olan Patrona Halil İsyanı ile sona erdi. Ancak tüm bunlar yenilik hareketlerini engelleyemedi. Yenilikler öncelikle askeri alandaydı. Avrupa’dan teknik elemanlar, subay ve öğretmenler getirildi. Askeri okullar açıldı.

    Yönetim, eğitim, ekonomi ve kültür alanında yenilikler yapıldı. Buna en güzel örnek Sultan 3. Selim’in Nizam-ı Cedit(Yeni Düzen) adlı girişimidir. Yeniliklere karşı en büyük engel bozulan yeniçeri ocağıydı. Yeniçeri Ocağı, 1826’da Sultan 2. Mahmut tarafından kaldırıldı. 1831’de Osmanlı resmi gazetesi Takvim-i Vekayi açıldı. Gazetenin memurlar tarafından okunması istenmişti.

    Türk demiryolu tarihi, 1856 yılında başladı. İlk demiryolu hattı İzmir-Aydın arasındaydı.

    Yenilik taraftarı padişah 3.Selim ‘in ardından Osmanlı tahtına 2.Mahmut geçti. 2. Mahmut adalet işlerine önem verirdi. Bu yüzden Adil Mahmut olarak ünlendi.

    Krallık yönetimine karşı girişilen büyük bir halk hareketi olan Fransız İhtilali milliyetçilik, eşitlik, özgürlük ve adalet ilkelerini yaygınlaştırdı. İhtilalin birçok milleti topraklarında barındıran Osmanlı Devleti’ni de etkilemesi kaçınılmazdı. Başta Rusya olmak üzere Fransa, İngiltere gibi devletler Osmanlı’daki Hıristiyanları isyana teşvik etti. Sırplar ve Yunanlılar milliyetçilik duyguları ile bağımsızlıklarını ilan ettiler. Tanzimat, Islahat fermanları, 1.Meşrutiyet ve 2. Meşrutiyet siyasi alanda yani arayış ve anlayışların göstergesidir.

    1.Meşrutiyet ile Osmanlı Devleti ilk anayasaya kavuştu ve meclis açıldı.

    Sultan 2. Abdülhamit döneminde mesleki ve teknik eğitimin ülke çapında yaygınlaşması için okullar açıldı.

    (MİTHAT PAŞA İLK “MEMLEKET SANDIĞI”NI KURAN KİŞİ)

    EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT

    Tarihte Toprak Yönetimi

    Selçuklularda tarım yapılan topraklar ikta denilen bölümlere ayrılmıştı. İktalar hizmet veya maaş karşılığında belirli süreler için askerlere, komutanlara ve devlet adamlarına verilirdi. Bu usullerle verilen topraklar has ikta ve haraci olarak üçe ayrılıyordu. Has toprakların geliri doğrudan sultan ailesine veriliyordu. İkta sahipleri ise toprakları işleme karşılığında belli sayıda asker besliyor ve savaş zamanlarında orduya katılıyorlardı. Haraci toprakların geliri de devlet hazinesine aktarılıyordu.

    İkta sisteminin faydaları

    – Merkez ordusu güçlenmiştir.

    – İkta topraklarındaki üretim denetim altına girmiştir.

    – Devletin önemli giderleri karşılanmıştır.

    Osmanlı Devletinde Toprak Yönetimi

    Osmanlı Devleti’nde toprağın sahibi devletti. Ancak çiftçinin vermekle yükümlü olduğu vergiyi devlet değil devlet adına maaş karşılığı bir görevli alırdı. Bu görevliye sipahi, bu uygulamaya da tımar sistemi adı verilirdi.

    Tımar Sistemi 1839’da yayımlanan Tanzimat Fermanı ile tamamen ortadan kaldırıldı.

    Tımar sisteminin faydaları

    Tımar sistemi, Osmanlı devleti’nde toprak üretiminde devamlı bir verimlilik sağlamış ve hazineye yük olmadan güçlü ordulara sahip olmayı mümkün kılmıştır.

    KÜÇÜK KRONOLOJİ

    1015 Türklerin Anadolu’ya ilk akınları

    1048 Pasinler zaferi

    1071 Malazgirt zaferi

    1075İznik’te Selçuklu Devleti’nin kurulması

    1261-1300 Osmanlı Beyliklerinin kuruluşu

    1308 Türkiye Selçuklu Devletinin Sonu

    1326 Osmanlıların Bursa’yı Fethi

    1331 Osmanlıların İznik’i fethi

    1354 Osmanlıların Ankara ve Gelibolu’yu fethi

    1361 Osmanlıların Edirne’yi fethi

    1364 Sırpsındığı savaşı

  18. Osmanlı Ordusu

    Tımarlı sipahiler: Osmanlı Devleti’nin en önemli askeri birliği tımarlı atlı birliklerdir. Tımarlı sipahileri kendine verilen dirliğin (toprağa bağlı köylüden alınan verginin) geliri karşılığında asker yetiştirilirdi. Savaş sırasında tımarının azlığı veya çokluğuna göre “cebelü” denilen tam donanımlı silahlı ve zırhlı asker yetiştirmekteydi.

    Akıncılar: Hafif atlı birlikler olup uçlarda bulunurlardı. Ordunun keşif hizmetini görmek gibi görevleri de vardı.

    Osmanlı Yöneticileri

    Divan-ı Hümayun, bütün kamu görevlilerini denetlemek, sefer ve savaş hazırlığına karar vermek, önemli iktisadi ve mali kanunları karara bağlamak gibi pek çok görevi vardı.

    Divan- Hümayun: Padişah başkanlığında toplanan üst düzey devlet görevlilerin devlet işlerini görüştükleri meclistir. Toplantılara katılan asil üyeler, sadrazam, vezirler, kazaskerler, defterdar ve nişancıdır.

    Sadrazam: Padişahın vekili olup, devlet idaresinde büyük yetki sahibidir.

    Vezirler: Bakanlık ve valilik gibi önemli görevler yaparlar ve paşa unvanı taşırlar.

    Nişancı: Padişahın yazılarına onun imzası olan nişanını koymak ve tuğrasını çekmekle görevlidir. Devletin en önemli gelir kaynaklarından olan arazi kayıtlarını içeren tahrir defterlerindeki düzeltme ve değiştirmeleri o yapar.

    Defterdar: Osmanlı Devleti’nin maliye işlerinden sorumludur.

    Kazaskerler: Kadı ve müderrislerin atama ve tayin işleri ile ordu görevlileri ve devleti ilgilendiren davalara bakarlar.

    Osmanlı Devleti Yeni Başkentinde

    İstanbul, Osmanlı Devleti’nin Anadolu ve Rumeli topraklarında yer almaktadır. İstanbul’un bulunduğu konum nedeniyle Bizans imparatorları fırsat buldukça Avrupa devletlerini ve Anadolu beyliklerini Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtmaktaydı. Osmanlı Padişahı 2. Mehmet kafasına koymuştur; yo o İstanbul’u alacak ya da İstanbul onu. Hazırlıklarını yapar, Yıldırım Beyazid’in yaptırdığı Anadolu Hisarının tam karşısında Rumeli Hisarı’nın yerini tespit eder.

    İstanbul fethedildiğinde Karadeniz’de Cenevizliler, Akdeniz’de de Venedikliler ticaretle uğraşıyordu. Trabzon’da Haçlı Seferleri sırasında Bizans’tan ayrılan Kommenler Hanedanı devlet kurmuştu(1204).

    Kommenler, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan’la ittifak halindeydi. Kırım sahilleri İstanbul’a gelen ticari malların taşınmasında önemli rol oynuyordu. Kırım’ın en önemli liman şehirlerinden olan Sudak, 13. yy’de Türkistan’dan Avrupa’ya uzanan İpek Yolu üzerinde bir merkez şehirdi.

    Fetihten sonra başkent haline gelen İstanbul’da birçok değişiklik oldu. Fatih, devlet yapısını düzenleyen bir kararname hazırlattı. Bizans’ın sembolü haline gelen Ayasofya, camiye çevrildi.

    Osmanlı, Denizlerin Fatihi

    Çaka bey isimli bir Türk, denizcilikte ilk adımları attı. Osmanlı Beyliği, ele geçirdiği beyliklerin gemi ve denizcilerini kullanarak denizlere açıldı.

    Orhan Gazi(1326-1362): Osmanlılar, hiç denizcilik deneyimi olmamasına rağmenküçük gemilerden oluşan bir donanma kurarak Marmara Denizi’ne açıldılar. Bu dönemde Osmanlılara katılan Karesi Beyliği’nin donanmasından faydalandılar.

    Yıldırım Beyazid(1389-1402): Zamanında Gelibolu donanmanın üssü oldu, tersane olarak kullanıldı.

    Fatih Sultan Mehmet(1451-1481): İstanbul’un fethinden sonra Akdeniz ve Karadeniz’e açıldı.

    2.Beyazid(1481-1512): Akdeniz’de faaliyet gösteren Türk korsanlarını devlet hizmetlerine alarak donanmayı genişletti.

    Yavuz Sultan Selim(1512-1520): Donanmayı genişletti.

    Kanuni Sultan Süleyman(1520-1566): Yavuz zamanında Osmanlı hizmetine giren Barbaros Hayrettin Paşa’yı kaptan-ı derya yaptı. Osmanlı donanması Akdeniz’in en etkili gücü oldu.

    Osmanlı Devleti tersanelerinin özelliği, büyük bir bölgenin ekonomisini kendi ihtiyaçlarına göre ayarlamasıdır. Tersanenin kullanımına ayrılan Kocaeli ve Bursa ormanlarından, İstanbul’daki atölyelere sürekli kereste gelmektedir.

    Hayrettin Paşa 1533’te kaptan-ı derya olarak Osmanlı deniz gücünün başına geçti. Kaptan-ı derya olan Barbaros, akdeiniz’de Türk üstünlüğünü sağlama çalışmalarına başladı. Haçlı donanmasıyla Osmanlı donanması Mora’da Preveze Körfezi’nde karşılaştı.

    Kıbrıs’ın alınma nedenleri ve süreci

    Osmanlı Devleti, özellikle Anadolu, Suriye, Mısır gibi bölgelere egemen olduğundan, bu ülkeler için stratejik bir üs haline gelen Kıbrıs Venedik idaresindeydi. Kıbrıs adası bu yıllarda Doğu Akdeniz’de Hıristiyanların kalesi durumunda olan tek yerleşim merkezidir. Kıbrıs Kralı, zaman zaman Osmanlı aleyhine kurulan ittifaklara destek vermiştir.

    Avrupa ile Asya’yı birbirine bağlayan ticaret yolu, Kıbrıs adasından veya adanın yakınlarından geçmektedir. Zengin ticaret kafilelerini de vurmak isteyen korsanlar bu nedenle Kıbrıs, Girit, Malta, Rodos gibi adalarda üslenmişlerdir.

    Müslümanlar adaya 24 sefer yapmışlardır. Bu seferlerde birçok şehit vermişlerdir. Hac gemileri saldırıya uğramıştır. Ayrıca Kıbrıs halkı, Osmanlı sultanı 2. Selim’e, kendilerini Venediklilerin baskısından kurtarması için dilekçe yazmışlardır ve Şeyhülislam da Kıbrıs’ın alınması için fetva vermiştir.

    Girit

    24 yıl süren kuşatmanın ardından Girit’in Osmanlı topraklarına katılması(1699) Doğu Akdeniz’de Venediklilerin yüzyıllardır süren hâkimiyetine son vermiştir.

    Ruslarla Yapılan Savaşlar

    Ruslarla yapılan savaşta(1768-1774), Ruslar, Boğdan, Eflak, Yaş ve Bükreş’iele geçirdiler. Akdeniz’e giren Rus donanması, Çeşme yakınlarında Osmanlı donanmasını yaktı(1770). Osmanlı Devleti Küçük Kaynarca Antlaşmasını imzaladı(1774). Buna göre Kırım’ın bağımsızlığı kabul edilirken Ruslara boğazdan geçiş hakkı verildi.

    Sinop

    Sinop, Karadeniz ve Kırım’a yapılan seferlerde üs hizmeti görüyordu. 1853 yılında Ruslar, Sinop’ta bulunan Osmanlı Donanması’nı yaktı. Kırım Savaşı sonrasında Sinop’a Kafkaslardan göçmenler geldi. İngiltere ve Fransa’nın desteğini alan Osmanlı Devleti ile Rusya arasında çıkan savaş sonrasında Paris Antlaşması imzalandı(1856). Bu antlaşmayla Osmanlı Devleti bir Avrupa ülkesi sayıldı ve toprak bütünlüğü Avrupa devletlerinin garantisi altına alındı.

    Etkiledik, Etkilendik Ama Nasıl?

    Avrupa’da 15 ve 16. yy den itibaren sanat, edebiyat, mimari ve bilimsel alanda hızlı gelişmeler başladı. Osmanlı Devleti Viyana’yı ikinci kez kuşattığında kaybeden taraftı ve 1699’da Avusturya, Lehistan ve Venedik ile imzaladığı Karlofça Antlaşmasıyla ilk kez toprak kaybına uğradı.

    18. yüzyıla gelindiğinde 1718 Pasarofça Antlaşması ile başlayıp Patrona Halil İsyanı’yla sona eren bir barış dönemi dikkati çeker. Bu Lale Devri idi.

    Osmanlılar Avrupa’yı yakından tanımak, gelişme ve değişimleri yerinde görmek için Paris ve Londra’ya elçiler gönderdi. 1720 yılında Yirmisekiz Mehmet Çelebi Fransa’ya elçi olarak gitti. Ülkeye dönüşünde İbrahim Mütefferika ile temasa geçti ve ilk matbaa kuruldu.

    Not: Yirmisekiz Mehmet Çelebi bir diplomattır.

    Yenilikler ve Osmanlı Devleti

    Osmanlı Devleti’nde sosyal ve kültürel yeniliklerin ve değişimin yaşandığı Lale Devri, dönemin sadrazamının öldürülmesi ve padişahın tahttan indirilmesine sebep olan Patrona Halil İsyanı ile sona erdi. Ancak tüm bunlar yenilik hareketlerini engelleyemedi. Yenilikler öncelikle askeri alandaydı. Avrupa’dan teknik elemanlar, subay ve öğretmenler getirildi. Askeri okullar açıldı.

    Yönetim, eğitim, ekonomi ve kültür alanında yenilikler yapıldı. Buna en güzel örnek Sultan 3. Selim’in Nizam-ı Cedit(Yeni Düzen) adlı girişimidir. Yeniliklere karşı en büyük engel bozulan yeniçeri ocağıydı. Yeniçeri Ocağı, 1826’da Sultan 2. Mahmut tarafından kaldırıldı. 1831’de Osmanlı resmi gazetesi Takvim-i Vekayi açıldı. Gazetenin memurlar tarafından okunması istenmişti.

    Türk demiryolu tarihi, 1856 yılında başladı. İlk demiryolu hattı İzmir-Aydın arasındaydı.

    Yenilik taraftarı padişah 3.Selim ‘in ardından Osmanlı tahtına 2.Mahmut geçti. 2. Mahmut adalet işlerine önem verirdi. Bu yüzden Adil Mahmut olarak ünlendi.

    Krallık yönetimine karşı girişilen büyük bir halk hareketi olan Fransız İhtilali milliyetçilik, eşitlik, özgürlük ve adalet ilkelerini yaygınlaştırdı. İhtilalin birçok milleti topraklarında barındıran Osmanlı Devleti’ni de etkilemesi kaçınılmazdı. Başta Rusya olmak üzere Fransa, İngiltere gibi devletler Osmanlı’daki Hıristiyanları isyana teşvik etti. Sırplar ve Yunanlılar milliyetçilik duyguları ile bağımsızlıklarını ilan ettiler. Tanzimat, Islahat fermanları, 1.Meşrutiyet ve 2. Meşrutiyet siyasi alanda yani arayış ve anlayışların göstergesidir.

    1.Meşrutiyet ile Osmanlı Devleti ilk anayasaya kavuştu ve meclis açıldı.

    Sultan 2. Abdülhamit döneminde mesleki ve teknik eğitimin ülke çapında yaygınlaşması için okullar açıldı.

    (MİTHAT PAŞA İLK “MEMLEKET SANDIĞI”NI KURAN KİŞİ)

    EKONOMİ VE SOSYAL HAYAT

    Tarihte Toprak Yönetimi

    Selçuklularda tarım yapılan topraklar ikta denilen bölümlere ayrılmıştı. İktalar hizmet veya maaş karşılığında belirli süreler için askerlere, komutanlara ve devlet adamlarına verilirdi. Bu usullerle verilen topraklar has ikta ve haraci olarak üçe ayrılıyordu. Has toprakların geliri doğrudan sultan ailesine veriliyordu. İkta sahipleri ise toprakları işleme karşılığında belli sayıda asker besliyor ve savaş zamanlarında orduya katılıyorlardı. Haraci toprakların geliri de devlet hazinesine aktarılıyordu.

    İkta sisteminin faydaları

    – Merkez ordusu güçlenmiştir.

    – İkta topraklarındaki üretim denetim altına girmiştir.

    – Devletin önemli giderleri karşılanmıştır.

    Osmanlı Devletinde Toprak Yönetimi

    Osmanlı Devleti’nde toprağın sahibi devletti. Ancak çiftçinin vermekle yükümlü olduğu vergiyi devlet değil devlet adına maaş karşılığı bir görevli alırdı. Bu görevliye sipahi, bu uygulamaya da tımar sistemi adı verilirdi.

    Tımar Sistemi 1839’da yayımlanan Tanzimat Fermanı ile tamamen ortadan kaldırıldı.

    Tımar sisteminin faydaları

    Tımar sistemi, Osmanlı devleti’nde toprak üretiminde devamlı bir verimlilik sağlamış ve hazineye yük olmadan güçlü ordulara sahip olmayı mümkün kılmıştır.

    KÜÇÜK KRONOLOJİ

    1015 Türklerin Anadolu’ya ilk akınları

    1048 Pasinler zaferi

    1071 Malazgirt zaferi

    1075İznik’te Selçuklu Devleti’nin kurulması

    1261-1300 Osmanlı Beyliklerinin kuruluşu

    1308 Türkiye Selçuklu Devletinin Sonu

    1326 Osmanlıların Bursa’yı Fethi

    1331 Osmanlıların İznik’i fethi

    1354 Osmanlıların Ankara ve Gelibolu’yu fethi

    1361 Osmanlıların Edirne’yi fethi

    1364 Sırpsındığı savaşı

    birici kılıç arsal bizans kıskırtılarından dolayı
    çaka beyliginin kurucusu kayınbiraderi öak beyin yemegine
    zehir atar çaka bey ölür cenazesi kalkar iken bizans savaş baslatır birinci kılıç arslan herseyi karısına anlatır ve özür duydugunu söyler elindeki bıçagı kendine saplar 2 kılıç arslan 8 yasında kılıç atslanın oglu bizans kıralıgına gizlice girer uyuyan kralı öldürür

  19. anlatım güzel fakat neden fatih sultan mehmet in istanbulu bizanslılardan aldığı dünem verilmemiştir ama gerçekten metin güzel akıcı bir dil ve duruluk(sadelik) kullanılmiş :)THANK YOU
    VERY BEATIFUL :):):)

  20. yhaa abii bizim istediğimiz şeyçıkmıyor nasıl bir site burası anlamadım gitti.ama 87 aldım buda sana kapak olsun nasıl oturtturdum helal olsun tipin yok şeklin olsun hadi ikile yolun sçık olsun…… nasıl laf ama :)=)

  21. ben niye soru göremiyorum yaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa malllla ayılar öküzler sanane ismimden sadece gelecekte başbakan olucam bunu bil mal ayı öküz ve sizi yok edicem.

  22. kusura bakmayın daha demin saçma saçma kötü sözler yazıp geleceğin başbakanı olmak isteyen çocuk benim çocuğmdu malesef ne yapıcam bilmiyorum onun adına özür diliyorum sizden ama eğer bana ulaşmak isterseniz arayabilirsiniz her an beklerim buluşabiliriz.anneside çocuğundan akıllıymış demeyein haaahhahahahahahahah

  23. ben bu sitede kervansaraylar hakkında bilgi istiyorum ama sizin koyduğunuza bakın çok saçma bir şey . Hiç işime de yaramadı . lütfen çabuk olun hadi . kervansaraylar hakkında bilgi istiyorum

  24. Çok işime yaradı ama yarın sınavım çok zor bi iş çalışmak üzere ezberelemem laqzım da zamanım kısıtlı :(( ama yine de çok çalışıp 70 puan alırım inş. :))))))

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*