1897 OSMANLI YUNAN KRALLIĞI SAVAŞI
Mora yarım adasının kuzeyindeki Yanya vilayetinde yaşayan Rumlar, Yunan Krallığı tarafından sürekli Osmanlı’ya karşı kışkırtılıyor ve isyana teşvik ediliyordu. O zamanlar bölgede yaşayan Türkler’e saldırılar oluyor çok büyük acılar ve akıllara sığmayan korkunç olaylar yaşanıyordu. Çünkü Rumlar gözü dönmüş bir şekilde Türklerin canına, malına ve ırzına kastediyorlardı.
Savaşın artık kaçınılmaz olduğunu gören Osmanlı İmparatorluğu, 17 Nisan 1897’de Yunan krallığına savaş ilan etti. Bu savaş ilanını kimse beklemiyordu. Çünkü padişah 2. Abdülhamit usta bir diplomat olarak siyasi manevralarla ülkeyi yönetiyor, isyanlar karşısında sakin bir tutum takınıp kanlı bir şekilde bastırma yoluna girişmiyordu. Bunu bilen Yunanlılar defalarca Girit adasında isyan çıkarmış ve şiddet olaylarında bulunmuştu.
Savaşın başında Yunan Krallığının planına göre Osmanlı devleti engebeli arazide savaşıp yıpranırken, balkanlardaki diğer devletler de kendi çoğunluk oldukları bölgelerde girişimlerde bulunacak böylece Osmanlıyı zor durumda bırakacaktı. Yunanlıların bu amacını sezinleyen padişah 2. Abdülhamit, Plevne savaşı kahramanlarından olan Ethem Paşa’ya yıldırım harbi emrini verdi.
Savaşa savunma hatlarını çok iyi hazırlamış olarak başlayan Yunanlılar Osmanlı’yı yeneceğinden çok emindi. Lakin Ethem Paşa’nın kumandanlığı altındaki Osmanlı ordusu Teselya’da Yunanlıları yenilgiye uğratırken, Epir’de Ahmet Hıfzı Paşa kumandanlığı altındaki Osmanlı ordusu da Yunanlıları yendi.
Yunanlılar aldıkları ağır yenilgi yüzünden dağıldılar. Osmanlı ordusuna İstanbul’dan takip emri verildi. Düzensiz bir şekilde çekilen Yunan kuvvetleri uzun süre takip edildi. Kısa süreli çatışmalar yaşansa da Yunanlıların aldıkları ağır yenilgi neticesinde Osmanlı ordusunun Atina’ya girmesinde önüne engel olacak bir Yunan kuvveti bulunmuyordu. Böylece 1 ay süren bu savaşta Osmanlı ordusu kesin bir zafer kazanmış oluyordu.
Fakat çok geçmeden Avrupa devletleri ve Rus Çarlığı Osmanlı’ya harekâtın durdurulması için bizzat telgraf çektiler. 20 Mayıs tarihinde ateşkes imzalandı ve böylece bu savaş bitti. 20 Eylül 1897 tarihinde yapılan İstanbul Antlaşması gereğince Osmanlılar Teselya’yı boşaltacak, Yunanistan Osmanlı devletine savaş tazminatı verecek, Girit adası Osmanlı’nın yönetiminde kalacak ancak Osmanlı padişahı’nın atayacağı Hıristiyan bir vali tarafından yönetilecekti.
Böylece Girit adası Osmanlı toprağı olmaktan çıkarak, özerk bir statüye kavuşmuş oldu. Balkan savaşı neticesinde de Yunanlılar adayı rahat bir şekilde elde ederek Atina Antlaşması gereğince kendi sınırları içine katmış oldu.
2. Çocukların anne ve babalarına yönelik eleştirileri
4. Sosyal Bilgiler alan sınavı soruları
5 Çocukların anne ve babaları hakkında söyledikleri