Etkili Okul Yönetimi Ve Liderlik

Giriş

Osmanlı Devletinde en yaygın kurum olarak sıbyan mektepleri görülür. Sıbyan mektepleri okuma yazmanın öğretildiği, temel dini bilgilerin verildiği eğitim kurumuydu. Mahalle başlarında bulunur ve açılması, öğretmen maaşları mahalle sakinleri ve vakıflar tarafından karşılanır. Medreseler İstanbul başta olmak üzere devletin bir çok yerinde açılır. Yüksek okul ayarındaki üniversitenin ihtiyaçları vakıflar tarafından karşılanırdı. Meşrutiyet dönemine doğru devlet okulların bazı ihtiyaçlarını kendi karşılar.

Osmanlı Devleti’nde Okul Toplum İlişkisi

            Osmanlı Devleti’nde eğitimin ilk basamağı “sübyan mektepleri”idi. Bunlara “mahalle mektebi”de denirdi. her mahallede her cami yanında sübyan mektebi bulunurdu. Günümüzdeki ilkokulların benzeri olan sübyan mektepleri,medreselere başlangıcı oluşturdu. bu okullara 5-6 yaşına gelen çocuklar alınırdı. bu okulda eğitim verenler özel eğitim görmüş öğretmenler değildi. okuma-yazma bilen ve bu işe uygun olduğu kabul edilen herkes bu okullara öğretmen olabilirdi. Sübyan mekteplerinin belirli bir sınıfı ve süresi yoktu. her çocuk verilmek istenilen bilgileri öğreninceye kadar okula devam edebilirdi. Bu okullarda alfabe yazı,okuma,dört işlem ve dini bilgiler öğretilirdi.

Osmanlıların ilköğretim seviyesindeki okullarına genel olarak “sıbyan mektebi” veya “mahalle mektebi” denilmektedir. Sıbyan okullarına “mekteb” veya “küttab”, yoksul çocuklar için açılanlara da “küttab-ı sebil” veya “mekteb-i sebil” de deniyordu.  Küttab veya mekteb, “yazı öğretilen yer” anlamına gelir. Bu okullarda sadece yazı yazma öğretiliyordu. Daha sonraları bu okullar da dini eğitimde verilmeye başlanır. Bu okulların belirli bir binaları önceleri yoktu. Cami kenarlarında, odalarında mescit yakınlarında yer alırdı. Bu okulları vakıflar, zengin kişiler ve çoğu zaman da halk yaptırıyordu (Ergun, 2005)  Sıbyan mektepleri, okuma-yazma, bazı dinî bilgiler ve basit hesap işlemlerinin öğretildiği okullardı. Her mahallede bulunduğundan ve genelde taştan yapıldığı için bu okullara taş mektepler de denilirdi. Okuma-yazmanın yanında ahlâkî terbiye verilmesi de amaçlanıyordu. Çocuğu şerden sakındırmak ve hayra sevk etmek, Osmanlı cemiyetinin eğitim felsefesiydi. Sıbyan mekteplerinde bugünkü gibi sınıf, ders saati ve teneffüs ayarlaması yoktu. Sabahtan ikindiye kadar ders verilir, yalnız öğle paydosu yapılabiliyordu (Halis, 2005). Önceleri sıbyan mektepleri için özel olarak yetiştirilmiş öğretmenler olmadığı gibi, “okul” denebilecek binalar yoktu. Mescitleri kirletebilecekleri düşüncesi ile, onlara mescitlerde yer verilmeyince bu okullar özel evlerde, mescit ve cami kenarlarında vs. yer bulmuştur (Ergün, 2005)

Bu okulların ana hatlarını Kuran oluşturuyordu. Öğrenciden üç yılda Kur’ân’ın ezberlemesi istenirdi. Ama bu, çoğu zaman ezber olmaz, Kur’ân’ın hatmi (baştan sona bir kez yüzünden okunması ve bazı sayfaların ezberlenmesi) olurdu. Programın içinde yazı da vardı. Yazı, şiir ve atasözleri üzerinde olurdu, Küttablarda, bu derslere ek olarak hikâyeler ve aritmetik de vardı. İbadet şekilleri de öğretiliyordu. On yaşına kadar Kur’ân’ı hatmeden çocuk, daha sonra kelime bilgisi, hitabet, dilbilgisi, edebiyat, tarih gibi ek konular üzerinde üç yıl daha çalışabilirdi. Perşembe öğleden sonra ve Cuma günleri tatil idi (Ergün, 2005)

Sıbyan mektepleri, okuma-yazma, bazı dinî bilgiler ve basit hesap işlemlerinin verildigi ilkokullardır. Hemen her mahallede bulundugu için “Mahalle Mektepleri” veya tas bina olarak insa edildigi için “Tasmektep” de denilen bu okullar örgün egitimin ilk basamagını olustururlardı. Okuma-yazmanın yanında ahlâkî terbiye verilmesi de amaçlanıyordu. Çocugu serden sakındırmak ve hayra sevk etmek, Osmanlı cemiyetinin egitim felsefesiydi. Sıbyan mekteplerinde bugünkü gibi sınıf, ders saati ve teneffüs ayarlaması yoktu. Sabahtan ikindiye kadar ders verilir, yalnız ögle paydosu yapılabiliyordu (Halis, 2005).

Okul ve Toplum

Osmanlıda, orta ve yüksek öğretim kurumlarının temelini, medreseler meydana getiriyor. Medrese kelime olarak “talebenin”ilim öğrendiği yer anlamına gelir. Medreseler genel olarak sübyan mekteplerinin üzerinde eğitim-öğretim yapan orta ve yüksek öğrenim kurumlarıydı.

 

Osmanlılar, kendilerinden önceki Türk Selçukluları diğer İslâm ülkelerini örnek alarak, medreseler kurdular. ilk Osmanlı medresesi 1330 yılında İznik’te Orhan bey tarafından yaptırılmış ve müderris olarak şeref ettin davudî-i kayseri tayin edilmiştir. Orhan bey burayı aldıktan sonra devlet merkezini buraya naklederken, burada manastır medresesi olarak tanınan medreseyi yaptırdı.(1335)daha sonra I. Murat, Yıldırım Bayezid Çelebi Mehmet ve II. Murat hükümdarlıkları döneminde çeşitli yerlerde medreseler yaptırdılar.

Çocukların sıbyan mektebine baslama yası, 5-6 civarında idi. Bitirme ise 13-15 yasları arasında, bulug çagında olurdu. Baslama, özellikle Osmanlılarda “amin alayı” denilen, çocukların ve ögretmenlerin katıldıgı, ilahiler okuyarak o yerlesim yerinde yürüyüs yapılan bir törenle olurdu. Okul genelde tek bir dershane seklinde olup farklı seviye ve yaslarda çocukları barındırırdı. Bu ortamda dayak olayları da fazlaca olurdu (Demirtaş, 2007:175).

Öğrenciden üç yılda Kur’an’ın ezberlemesi istenirdi. Ama bu, çoğu zaman  ezber olmaz, Kurân’ın hatmi olurdu. Hatim yapan çocuk Kur’an’ı baştan sona bir kez  yüzünden okur ve bazı sayfalarını ezberlerdi. Programın içinde yazı da vardı. Yazı, şiir ve  atasözleri üzerinde olurdu. Bu derslere ek olarak hikâyeler, aritmetik ve ibadet şekilleri de  öğretiliyordu. On yaşına kadar Kurân’ı hatmeden çocuk, daha sonra kelime bilgisi,  hitabet, dilbilgisi, edebiyat, tarih gibi ek konular üzerinde üç yıl daha çalışabilirdi (Demirtaş, 2007:176).

Türk ilköğretim sistemi XIX. yüzyılda büyük değişmelere uğradı. 1824’te II. Mahmut’un “ilköğretim mecburiyeti” diye yorumlanan fermanı İstanbul sınırları dışına çıkmadı ve İstanbul’da da pek önemli bir başarı kazanamadı. 1850’lerden itibaren devlet ilköğretim kademesini denetim altına almak için pek çok girişimlerde bulundu. Reform yanlılarını tuttu. Buna rağmen ilköğretim kademesinin tam denetim altına alınması ancak Cumhuriyet döneminde mümkün olabildi (Halis, 2005)

Kitap

Osmanlı Devletinin eğitim sisteminin genel özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz.

1.Osmanlı Devleti’nde medreseler yağın ve örgün eğitim kurumları haline gelir. Toplum içinde oldukça ilgi gören eğitim kurumları haline gelir. Hatta Osmanlı dönemine medreseler dönemi de denebilir.

  1. Üst düzey yöneticiler ise Enderun denilen örgün eğitim kurumlarından yetişir.

3.İlkokul Osmanlı döneminde zayıf kalmıştır.

  1. Osmanlı Devleti’nin son dönemine kadar yüksek öğrenime sadece erkekler gitmiştir.
  2. Eğitim – Öğretim sistemi genel anlamda ezbercidir.

6.Tanzimat dönemine kadar eğitim tamamen ücretsizdir. Vakıflara bağlı olmayan bazı okullardan bir miktar ücret alınmaktadır.

7.Azınlıklar eğitim alanında özgür bırakılmış ve denetlenmemiştir. Bu da siyasi ve ekonomik sorunlara yol açmıştır.

8.Osmanlıca adında bir yazı dili ortaya çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nde aydınlar ile halk arasında uçurum büyümüştür.

9.Eğitim alanında ilk yenilikler askeri okulların açılması ile başlanır (Akyüz, 2013:59-60)

Birinci madde: Osmanlı Devletinde bulunan okullar, birincisi gözetimi ve yönetimi  devlete ait olan “Mekatib-i Umumîye” (Genel Okullar); ikincisi yalnız gözetimi devlete,  tesisi ve yönetimi fertlere ve cemaatlere ait olan “Mekatib-i Husûsiye” (Özel Okullar)  olmak üzere ikiye ayrılır.  Üçüncü madde: Her mahalle ve köyde en az bir mektep, Müslüman-Hıristiyan  karışık yerlerde her toplum için bir mektep bulunacaktır.  Dördüncü madde: Sıbyan mekteplerinin inşa, tamir ve öğretmen masrafları ilgili  toplum tarafından karşılanacaktır. Beşinci madde: Öğretmenler yapılacak nizamnameye göre seçilip atanacaktır.  Altıncı madde: Sıbyan mekteplerinin süresi 4 yıldır. 4 yıldan sonra, hafızlığa çalışmak isteyen öğrenciler bir süre daha okulda kalabilirler. Hıristiyan sıbyan mekteplerinde kendi dinleri ve Osmanlı Tarihi kendi dilleri ile okutulacaktır. Dokuzuncu madde : Kızların 6-10, erkeklerin 7-11 yaşları arasında mektebe devamları zorunludur. On birinci madde: Okula devam etmeyen çocuklar, öğretmen tarafından mahalle muhtarına haber verilerek anne veya babası ya da en yakın akrabası ihtiyar meclisine getirtilerek çocuğun okula gönderilmesi teklif ve ihtar olunur. On ikinci madde: Çocuğunu okula göndermeyen anne-babaya ayda üç kez tebliğ  yapılır, yine göndermez ise maddi durumuna göre beş kuruştan yüz kuruşa kadar para cezasına çarptırılır, çocuk yine okula gönderilmez ise zorla okula getirilir. On beşinci madde: Bir yerde iki sıbyan mektebi varsa, bunlardan biri kızlara, öteki erkeklere ayrılacaktır. Bir mektep olan yerlerde, kızlar için mektepler yapılıncaya kadar onlar erkek çocuklarla aynı mektebe gidecekler, fakat onlarla karışık oturmayacaklardır. Osmanlı’da Sıbyan Mektepleri… On yedinci madde: Ayrı kız sıbyan mekteplerinin hoca ve dikiş ustaları kadın  olacak, fakat yeterli sayıda ehliyetli muallimler yetiştirilene kadar yaşlı ve iyi ahlaklı adamlardan muallim atanabilir (Demirtaş, 2007:178,179).

Tanzimat döneminde devlet tercihini “mektep” lehine yaptığı için, “yeni bir Osmanlı toplumu” yaratma görevi de mekteplere verilmiştir. Ancak, bu mekteplere Türk öğrenciler gittiği için, istenilen siyasî hedefe varılamamıştır. Belki, bir dereceye kadar Türk çocukları “Osmanlılaştınlmış” veya “Avrupalılaştınlmış”tır. Bunun, faydalı olmadığı ise tartışılabilir. Türk çocuklarına bu eğitim uygulanırken, diğer gayr-i müslim cemaatler kendi millî mekteplerini kurarak ve çoğaltarak, yine kendi çocuklarına millî bir eğitim ve öğretim veriyorlardı. Ayrıca, bu devirde yabancılar da İmparatorlukta çeşitli maksatlarla dinî ve laik mektepler kurma hakkı elde edince, pek çok yabancı mektep açılmaya başlamıştır. Bunlara bir de özel mektepler eklenince, Osmanlı eğitim sistemi tamamen parçalanmış bir manzara arz eder hale getirilmiştir. Tanzimatçıların görüşüne de aykırı olmasına rağmen, bu gelişmeye engel olunamamıştır (Kodaman, 1991:13).

Osmanlı Devleti kötü gidişatı durdurmak amacıyla 18 yy’ dan son modernleşme çabaları içine girdi. İlk modernleşme çalışmalarını askeri alanda yapıldı ve yeni kurulan askeri okullardaki öğretmen ihtiyaçlarının büyük bir çoğunluğu yabacılardan karşılandı. 19 yy‘ dan itibaren modernleşme çalışmaları bu kez sivil alanlarda da yapılmaya başlanıldı. Yeni kurumlar açıldı ve bu kurumların memur ihtiyaçlarını için okullar açıldı. Yeni okullarda yeni ders programına ve müfredata göre, yeni bir eğitim teknolojisi ile öğrenci yetiştirecek öğretmenlere ihtiyaç duyuldu. Osmanlı devleti bu ihtiyacı karşılamak için 1948 yılında ilk öğretmen okulları açıldı (Ergün, 1987:11).

Tanzimat Dönemi eğitimi bazı eğitim tarihçileri tarafından I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar devam ettirilmiştir. Misal; Nafi Atuf, dört evreye ayırdığı Tanzimat Eğitimini şu şekilde tasnif etmektedir:

  1. Tanzimat’ın ilanından Saffet Paşa tarafından Maarif-i Umumîye Nizamnamesi’nin yayınlanmasına kadar olan devir. (1839-1869)
  2. Maarif-i Umumîye Nizamnamesinin neşirden II. Abdülhamid dönemine kadar olan devir. (1869-1878) (1878-1908)” (Altın, 2008:19)

Osmanlıda eğitim kurumları toplumun yapısına göre şekillenirdi. Eğitim bilgi ile toplumu şekillendiren olguların başında geliyordu. Toplumda farklılaşma dört ana unsurdan oluşuyordu. Bunlar askeriye, ilmiye, tüccar, sanatkar ve köylü olarak ayrılıyordu. Askerlerin eğitimi acemi oğlanlar ocağında, saraylar alıyorlardı. İlmiye sınıfın eğitimi medreselerde yapılıyordu. Tüccar ve sanatkar eğitimlerini localarda alıyorlardı (Yaman, 2010:27)

Sonuç:

Osmanlı Devleti’nin kuruluş yıllarında eğitimin kurumları halk tarafından açılırken, meşrutiyet dönemi ile birlikte okulların açılması, öğretmen ataması ve eğitim araçların karşılanmasında İstanbul başta olmak üzere katkısı bulunur. Anadolu da eğitiminin büyük bir çoğunluğunu halk karşılardı.

 

KAYNAKÇA

Ergün, Mustafa, Medreseden Mektebe Osmanlı Eğitim Sistemindeki Değişme, Türkiye Sanal Eğitim Bilimleri Kütüphanesi, http://www.egitim.aku.edu.tr/ergun3.htm. 29.01.2005.

Akyüz, YahyaTürk Eğitim Tarihi (Başlangıçtan 2013’e), Pegama Yayınları Ankara.

Halis, EnverOsmanlı Eğitim Sistemi, http://www.ilkadimdergisi.com 29.01.2005.

Demirtaş, Zülfü (2007) Osmanlı’da Sıbyan Mektepleri ve İlköğretim Örgütlenmesi, Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Cilt: 17, Sayı: 1 Sayfa: 173-183, Elazığ http://web.firat.edu.tr/sosyalbil/dergi/arsiv/cilt17/sayi1/173-183.pdf adresinden alınmıştır.

Altın, Hamza (2009). II.Abdulhamit ve II meşrutiyet devrinde öğretmen yetiştirme meselesi  (Doktora Tezi). Ankara. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ adresinden alınmıştır.

Kodaman, Bayram (1991) Abdulhamid devri eğitim sistemi, Türk Tarih Kurumu Basımevi Ankara. http://bayramkodaman.com/abdulhamid_devri_egirim_sistemi.pdf adresinden alınmıştır.

Yaman, Ayşe 2010 Osmanlı’da mekteplerin ortaya çıkışı ve gelişimi, Doktora Tezi  2010. https://tez.yok.gov.tr/UlusalTezMerkezi/ adresinden alınmıştır.

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir