18 Mart Çanakkale Zaferi Günün Anlam Ve Önemine Dair Konuşma Metni

Sayın Müdürüm, değerli meslektaşlarım ve sevgili öğrenciler;

Bugün burada, tarihin en görkemli zaferlerinden birisinin şahitleri ve şehitleri olan aziz ecdadımızı anmak, tanımak ve Çanakkale ruhunu bir nebze hissetmek üzere toplanmış bulunuyoruz. Tarih, bundan tam 105 sene önce, dönemin en teknolojik orduları karşısında; imanın, azmin, fedakârlığın zaferine şahitlik etmiştir.

Bastığın yerleri ‘toprak!’ diyerek geçme, tanı:

Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:

Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?

Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda!

Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Sevgili öğrenciler;

Eğer bu mısraları okurken tüylerin diken diken olmuyorsa, kalbinde bir heyecan olmuyorsa, ecdadını tanıma ve onlara layık olma yolunda ruhunda bir gayret belirtisi uyanmıyorsa; ecdadımızın o günlerde ne zahmetlere katlanarak bize bu vatanı armağan ettiğini bilmiyoruz demektir. O yokluk günlerinde, savaşın o ağır şartlarında canını hiçe sayarak kurşunlara siper eden o fedakâr ruhlu fidanların bir kısmı sizin yaşlarda idi. Şu an sofrasındaki yemeği beğenmeyen yeni nesle, o günkü savaş yemek menüsünden birkaç misal vermek istiyorum.

  1. Alay 1. Piyade Taburu 1. Bölük, 1915 yılı yemek listesi;

15 Haziran; Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yağlı buğday çorbası ve ekmek.

26 Haziran; Sabah: Yok. Öğlen: Yok. Akşam: Üzüm hoşafı, ekmek.

18 Temmuz; Sabah: Üzüm hoşafı. Öğlen: Yok. Akşam: Yarım tayın ekmek.

21 Temmuz; Sabah: Yarım ekmek. Öğlen: Yok. Akşam: Şekersiz üzüm hoşafı, ekmek Yok…

O zor şartlarda bile ordumuzun her neferi ayrı bir destan kahramanı oldu. Yahya Çavuş Şehitliği’ndeki şu dörtlük, savaş meydanındaki sayısız kahramanlıklardan sadece birisidir:

 

“Bir kahraman takım ve de Yahya Çavuş’tular

Tam üç alayla burada gönülden vuruştular

Düşman tümen sanırdı bu şahane erleri

Allah’ı arzu ettiler, akşama kavuştular”

Sevgili Öğrenciler; canını kurban ederek bize bu özgür vatanı armağan eden o asil ecdadımız şu an burada olsa bizim şu anki halimize şahit olsaydılar; yani büyüklerine saygısız, millet bilincinden mahrum, keyfinden başka derdi olmayan, ideali sadece rahat para kazanmak olan bu neslin şu halinden memnun olurlar mıydı? Ve de biz o aziz ruhlu şehitlerimize ve atalarımıza layık olma çabasını gösterebiliyor muyuz? Ne yazık ki, hayatımızı rahat geçirme derdine düştüğümüz için cennet mekân ecdadımızın kafilesinden ayrı düştük.

Siz kıymetli Öğrencilerime ve geleceğimizin teminatı olan genç nesle naçizane bir tavsiyede bulunmak isterim. İlk fırsatta Çanakkale Şehitliğini mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Oraya gittiğinizde; Bağdat’tan Halep’ten, Bakü’den, Üsküp’ten, Kars’tan, Edirne’den, Kosova’dan, Diyarbakır’dan, Ankara’dan ve yurdun her köşesinden vatan evlatlarının orda omuz omuza savaşıp koyun koyuna yattığına şahitlik edeceksiniz. Üstüne bastığınız ve vatan dediğimiz bu toprağa bakışınız değişecek. Çünkü;

“Bu millet çok defa cefa çekti.

Toprağa nurdan şehitler ekti.

Böyle bir dava dünyada tekti.

Böyle davaya böyle gerekti’ diyecek, hissedeceksiniz.

Sevgili öğrenciler, Çanakkale ruhunun hâkim olduğu bir devleti kimse yıkamaz, böyle bir milleti kimse bozamaz. Geliniz, silkinelim. Fatihlerin, Yavuzların, İdris-i Bitlisilerin, Seyyid Onbaşıların torunları olduğumuzu hatırlayıp, onların bizlere mirası olan bu vatanı sevip canımızdan aziz bilelim. Ve maddi ve manevi değerlerimizi diri tutup çalışarak; ahlakta, sanayide, bilimde, teknolojide devletimizi dünyada layık olduğu yerlere çıkaralım.

Bu duygu ve düşüncelerle Çanakkale şehitlerini saygı, minnet ve dua ile anıyorum. Yüce Allah onlara layık torun olmayı bizlere nasip etsin, diyorum. Hepinizi saygı ile selamlıyorum.

Kaynak: Egitimhane.com – mgnurs

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir