İkinci Dünya Savaş’ından sonra dünya hızla iki kutuplu hale gelmeye gelmeye başladı. Bir kutupta kapitalist Amerika diğer kutupta kominist Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti Rusya. Bu iki kutupta kendi rejimlerini dünyaya yayıp, dünya siyasetinde tek söz sahibi olma ideali ile yola çıkmışlardı. Bu ideal için birçok cephede mücadele veren bu iki büyük güç ve onları destekleyen devletlerle ilk sıcak çatışmayı Kore’de yaşadılar. Kore birinci dünya savaşından sonra büyük bir iç çatışma ortamına girdiler.Rusya’nın desteği ile Kore’nin kuzeyi sosyalist rejim yanlılarının kontrolüne geçti. Bunun karşılığında da Kore’nin kuzeyini Amerika destekli kapitalist Koreliler yönetiyordu. Bu durum 1950 yılında başlayan Kuzey Kore ve Güney Kore savaşına dönüştü. Bu savaşlar aktif olarak 1953 yılına kadar devam etti. Bu savaş devam ederken Sosyalist Çin Halk Cumhuriyeti’de Kuzey Kore’yi destekleyerek savaşa dahil oldu.
Amerika, Birleşmiş Milletler ve Güney Kore birlikleri Çin savaşa dahil olmadan önce bütün Kore’yi birleştirme harekatını girişmişlerdi. Çin’i tehdit eden bu duruma sessiz kalmayan gönüllü çin ordusu gizlice Kore’ye geçip BM kuvvetlerinin çoğunu safdışı bıraktı.
Bu durum yaşanırken Türkiye Cumhuriyeti NATO’ya girmenin kolay yolu olarak Kore’ye asker çıkartılması gerektiğini düşünürek 1950’den 1953’e kadar 1 tugay gönüllü askeri koreye yolladı. Tugay komutanlığına Tuğgeneral Tahsin Yazıcı getirilmişti. Ellerinde eski model sabaş teçhizatı olduğunu gören Amerikan Generaller, Türk askerlerinin savaş malzemelerini yeniletti ve onlara bu yeni malzemeleri nasıl kullanılacakları öğretildi. 10 Kasım günü cepheye hareket eden Türk askerlerine Seul’un 60-100 km kuzeyindeki bölgeyi koruma emri verildi. Çin kuvvetlerinin BM birliklerinin hattını yarması durumundan sonra, ihtiyat birliği olan Türk Tugayı Kunu-ri cephesine sevk edildi.
Kunu-ri cephesinde çok çetin mücadeleler veren Türk askeri, Çin askerlerini şaşkına uğratmıştır. İlk taarruz da, düşmanından sayıca üstün olduğunu bilen Çin askerleri bu durumun rehaveti ile Türkleri hafife almıştı. Çin kuvvetleri Türklerin “Allah Allah” naraları ile donakalmış, ölümden korkmayan bu mehmetçiklerin her biri süngü hücumu ile 30 – 35 Çin askerini öldürmüştü. Türklerin bu korkusuz hücumları, Çinlilerde korku, BM askerlerinde heyecan ve coşkuya sebep oluyordu. Amerika kuvvetlerinin sağ kanadını koruma görevini alan Türk askerleri görevlerini layıki ile yerine getiriyorlardı. Güney Kore birliklerini dağıtan Çinlilerin, Amerika birliklerini yok etmek için önlerindeki tek engel Türk Tugayıydı. Türk Tugayını yok etmek için etrafını saran çin askerleri, onları çembere aldılar. Merkezden geri çekilme emri alan Türk Askeri bu duruma çok kızmıştı. Subaylar ve erler çok sayıda çin askerini öldürüp ilerleyebileceklerini söylüyorlardı. Ama emirler herşeyden önemliydi. BM karargahında Türk birliklerinin kuşatmadan çıkamayacağı ve orada yok olacakları konuluşuluyordu. Ama Türk Askeri hepsini utandırdı. Geri çekilme yolunu Çin askerlerini biçe biçe açan Türk birliğindeki erler, hem geri çekiliyorlar hemde “ Generalin emriymiş” diyerek homurdanıyorlardı. Bu kurtuluştan sonra Türklerin cesareti ve yiğitlikleri BM askerleri arasında efsaneye dönüştü.
Aktif çatışma alanlarında BM askerlerini birçok kez kurtaran Türk Tugay’ı Kunu-ri muharebelerinden sonra aktif çatışmalara katılmayıp ihtiyat birliği olarak göreve devam ettiler. 1953 yılına kadar 4 değişim Tugayı Kore’de görev aldı. 1953 yılında Türk Askeri Kore’den çekildi.
Kore Savaşı boyunca Türkiye toplam 741 ölü ve 2147 yaralı verdi. Bunların dışında Türk birliklerinden 234 asker tutsak ve 175 asker yitik (akıbeti belli olmayan) sayılmıştır.
1. Türk Tugayı’nın toplam kaybı şöyledir: 721 ölü, 2111 yaralı, 175 kayıp , 234 esir, 298 belirsiz.