Din ve halifelik

Başlatan Sosyal Bilgiler1, Ekim 09, 2008, 09:35:10 ÖS

« önceki - sonraki »

Sosyal Bilgiler1

DİN VE HALİFELİK
Halifeliğin dinin temel unsurlarından olmadığı bilinmektedir. Konu Türk tarihini ve cumhuriyetimizin kuruluşunu yakından ilgilendirmektedir. Bu ne¬denle bu sorun üzerinde durmak istiyoruz. Sonuçta halifeliği kaldırmanın, di¬ne aykırı olmadığı daha iyi anlaşılacaktır. Hz. Muhammed ölmeden önce her¬hangi bir halife atamamıştır. İslamda ilk dört halife danışma yoluyla seçilmişÂ¬tir. Bu seçimde özellikle seçkin kişilerin ve kamuoyunun kanaati etkili olmuşÂ¬tur. Bununla birlikte yine de bu konu yüzünden bazı müminler gücenmişlerdir.
Dört Halife Döneminden sonra halifelik EmevĞ®lere, onlardan da AbbasĞ®le-re geçti. İran Moğollanndan (İlhanlılardan) Hülagu, Bağdat'ı alarak AbbasĞ® ha¬lifeliğine son verdi. Abbasilerden Ahmet, Mısır'daki Türk Kölemen (MemlĞ»k) hükümdarı Baybars'a sığındı. Ahmet yalnızca din işleriyle uğraştı. Yönetim ve siyasi güç Baybars'ın elindeydi.
Osmanlılarda halifelik, 1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra ulus-lararası ilişkilerde dinĞ® manada söz konusu oldu. Sözü edilen antlaşma ile Os¬manlı padişahı halife sıfatıyla sınırlan dışında kalan Kırım Müslümanlarının da dinĞ® önderi sayıldı.
1914 Birinci Dünya Savaşı nedeniyle halifenin cihat çağrısı, İslam Ğ¢leminde umulan sonucu vermemiştir. Bunlara ek olarak son Osmanlı padişahının, galip devletlerin İstanbul'u işgalinden sonra Ğ¢ciz duruma düştüğü bilinmektedir.
Uluslararası barış görüşmelerinde Osmanlı Hükümeti de söz sahibi olmak isteyince, Türkiye Büyük Millet Meclisi halifelikle saltanatı ayırdı. Halife Vahdettin, 17 Kasım 1922'de General Harrington (Heringtın) aracılığıyla bir İngiliz gemisine binerek İstanbul'u terk etti. Türkiye Büyük Millet Meclisi, Osmanlı soyundan Abdülmecit Efendi'yi halife olarak görevlendirdi.
29 Ekim 1923'te cumhuriyet ilan edildi. Cumhuriyetin kurulması, bazı kim¬seleri memnun etmedi. Bunlar Halife Abdülmecit Efendi ile yakından ilgilen¬meye başladılar. Abdülmecit Efendi de TBMM'nin kendisine verdiği yetki çiz¬gisini aşmaya başladı. Sarayına yedek subayları kabul ederek yönetimden ya-kınılmasına izin verdi. Komutanlardan bazılarını kabul etmeye başladı. Yaban¬cı elçiliklere görevliler yolladı. Bunun üzerine Atatürk, ordu komutanlarıyla ve yakın arkadaşlarıyla konuyu müzakere etti. Cumhuriyetin tehlikeye atılamaya¬cağında görüş birliği sağlandı. Sonuçta, 3 Mart 1924'te TBMM halifeliği kal¬dırdı. Böylece ülkemizde laik yönetim gerçekleşti.
.